ADI, SOYADI
AÇILIR PARANTEZ
DOĞDUĞU YIL, ÇİZGİ, ÖLDÜĞÜ YIL, BİTTİ
KAPANIR PARANTEZ." -BEHÇET NECATİGİL
Adı: TURGUT, Soyadı: UYAR, Açılır Parantez: 4 AĞUSTOS
Adı: EDİP, Soyadı: CANSEVER, Açılır Parantez: 8 AĞUSTOS
Adı: CAN, Soyadı: YÜCEL, Açılır Parantez: 21 AĞUSTOS
Adı: FAZIL HÜSNÜ, Soyadı: DAĞLARCA, Açılır Parantez: 29 AĞUSTOS
KAPANIR PARANTEZ: - - - -
Sevgili BEHÇET NECATİGİL, sevgili öğretmenim, seni hep dinledim; izinden yürüyen bir edebiyat öğretmeni oldum. Ancak, şimdi seninle aynı düşüncede değilim; ilk kez...
Sen kapanır parantez dedin; ben dinlemedim!
Kapatmadım parantezi!..
Sevgili öğretmenim senin, şairlerin parantezi kapanmaz!..
Şairler, şiirlerini okuyanlar var oldukça yaşarlar. Kitaplarda bir çizgilik yerde, parantez içinde hapsolmazlar...
Bu yazımda bir hoşluk yapmak istiyorum. Adı geçen şairlerimizi, bana göre, esprili yönleriyle anmak istiyorum.
TURGUT UYAR, daha ilkokulda ölçü ve uyaktan habersiz olduğu çağlarda manzumeler yazar. Sonra ortaokul ve lise yıllarında, boşuna yazdığını düşünse de, yine yazar. Hem de ne yazmak! Günde üç, beş şiir; haftada, on beş günde bir roman yazar.
İlk okudukları daha çok halk edebiyatı ürünleridir; genellikle hüzünlü aşk öykülerini içeren şiir ve yapıtlardır. Arzu ile Kamber, Âşık Garip, Kerem ile Aslı vb...
Batılı kaynaklara yöneldiğinde ilk önce Alain Fournicr'in "Adsız Köşk" adlı yapıtını, daha sonra Dostoyevski ve Balzac'ın romanlarını okur. Büyük yazarların romanları, ona roman yazmanın hiç de kolay olmadığını, ne kadar zor bir uğraş olduğunu anlatır. Anlayınca da roman yazmaktan vazgeçer ve "Sonra Dostoyevki, sonra Balzac okudum ve gücüm kesildi. İsteğim kalmadı roman yazmaya... Dua etsinler, Adsız Köşk'e, Netoçka Nezvanova'ya, Eugenie Grandet'ye" der.
TURGUT UYAR, Korkulu Ustalık adlı, Alaattin Karaca'nın hazırladığı kitapta "Yaşamımda İlkler" başlığı altında; ilk utancını, ilkokulunu, ilk aşkını, ilk şiirini, yatılı askerî okulunu, ilk kitabını anlatır.
"Böyle sessiz ayrılıklarda,
Her şey önceden belli olur.
En güzel zamanında, aşkın ve hayatın
İnsan deli olur..." -TURGUT UYAR
"Mutlu aşk yoktur." der, der ama aşktan da, aşk şiiri yazmaktan da vazgeçmez, bir türlü kurtulamaz.
"biliyor musun
aşk şiiri yazmaktan bıktım
bir gün şöyle bir baktım
yazdığım bütün şiirler öyle
bir sarsılma, nedir bu
bir otuz aşk şiiri daha
kendimi hiç suçlamadım" -TURGUT UYAR
Ne yapabilir ki, aşk olgusu karşısında, onun dayanılmaz gücü karşısında çaresizdir.
Şairin yaşamında bu denli önemli yer tutan aşkın, ilk yaşandığı döneme gidelim biz de...
Molla Aşkî Mahallesi'ndeki bir ilkokulda ve dördüncü sınıfta olduğu yıldır...
"İlk aşkım, sarsıcı, hüzünlü, umarsız ilk aşkım, o yıla rastlar. Bir mahalle arkadaşımın dayısının kızı. Onun da benden hoşlandığını sanmak istiyordum. Ne var ki, tek yabanlık pantolonumun tam cebinin üstünde kolay kolay saklanamayacak bir yırtık vardı ve onu saklamaya çalışmaktan helak oluyordum. Onlar Cağaloğlu'nda oturuyorlardı, hem de apartman katında; hem de kızın babası gazetecilikle ilgili bir iş sahibiydi. Bütün bunlar ona yaklaşmamı olanaksız hâle getiriyordu. Ama olsun, ben onun da benden hoşlandığını varsayarak mutlu ve hüzünlü oluyordum."
Turgut Uyar, ilk eşi Yezdan Şener'den ayrıldıktan sonra Tomris Uyar'la evlenir. Tomris Uyar, Turgut Uyar'ın içsel boşluğunu dolduran kadındır.
Türk edebiyatının dört büyük şairinin paylaşamadığı kadın... İlk evliliğini kolej aşkı Ülkü Tamer'le yapar, sonra Cemal Süreya ile evlenir, en uzun süren aşkı Turgut Uyar... Turgut Uyar'ın ölümüne kadar sürer evlilikleri. Edip Cansever'in aşkı karşılıksız kalmıştır.
“Edip’e şiir yazmayı ben öğrettim” -Cemal Süreya
“Bu ikisi tartışırken ben de gittim Tomris’le evlendim” diyen Turgut Uyar için Tomris Uyar, esin perisidir.
"Denizi ve ormanı, açlığı ve başkaldırmayı ayırmadın
Bırakılmış bir köşebaşının en güzel tanımıdır adın
Seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun
Çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun
Gel ellerini ver en güzel ellerini öyle
Ruhum, ateş yüreğim, kokum, birlikte öyle" -TURGUT UYAR
Turgut Uyar'ın bütün şiirlerini toplayan kitabının adı BÜYÜK SAAT'tir.
Şairin "Elâgözlüm" diye nitelediği eşine yazdığı şiirleri, aşk şiirlerinin en güzellerinden sayılabilir. "Bir bozuk saattir yüreğim sende durur." dizesi, Turgut Uyar'ın aşkının amentüsü gibidir.
Ölümü dahi , Elâgözlünün eli elinde beklemek ister:
"İşte ben hep böyle garip mahzun,
Bir şey beklermişcesine yaşıyorum.
Bazan öyle günlerim oluyor ki, Elâgözlüm,
Ne oldu, nasıl bitti şaşıyorum..
Bazı bilmem, gün nasıl başladığında,
Kayıp kayıp gidiyor dünya bıkkın bakışlarımdan.
Yaşıyorum, yaşıyorum da bitmiyor,
Bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman..
Yaşamak ne kadar çekilmez gelse de arasıra,
Bu görmek, bu sevmek, bu aziz sıcaklık tende.
Bu bir nimet, bu bir nimet, Elâgözlüm,
Bu yaşamak bir şiir, harikulâde.
Sen ki, saçından tırnağına kadar
Bir hürriyete bedelsin,
Bu ılık saçlar, bu gözler; fakat her şeyden önce
Yaşadığın için güzelsin..
İşte böyle yeşil bulutlar misali senelerce,
Oradan oraya elinde kaderin.
Kimbilir kaç kere üstünden geçtim,
Şarkılar söyledim karşısında
Bir gün bana mezar olacak yerin..
Gerçi şimdi çağımız değilse de Elâgözlüm,
Bu bir kötü tecelli ki, nasıl diyeyim.
Bir gün bir kara gölge görürsen gözlerimde
Akşamsa beni uyut..
.......
Bir nefis sabahsa eğer, ölümü
Ellerin ellerimde bekliyeyim... -TURGUT UYAR
HOŞÇA KALIN .