Cumali KARATAŞ


AÇGSD BAŞKANI RESSAM TEVFİK GÖKDEMİR İLE GÖRÜŞTÜK


AÇGSD Başkanı, GESAM Adana Şubesi 2. Başkanı ressam Tevfik Gökdemir ile kesintili bir pandemi süreci sonrasında bir araya gelerek, dernek ve kişisel resmi konusunda söyleşide bulunup; Adana’nın kurtuluşunun 100. yılı anısına edebiyat-resim ve müzik üçgeninde özgün çalışmalar da armağan edebileceğimizi kararlaştırdık.

**Öncelikle Adana-Çukurova Güzel Sanatlar Derneği Başkanı olduğunuzdan dolayı sizi yeniden kutluyor ve güzel çalışmalarınızın süreceğini umuyorum. AÇGSD Başkanı olduktan sonra dernek olarak neler yaptınız?

---Başkan olduktan sonra pandemi sürecini yaşadığımızdan, dernek olarak, 20021’in sonbaharına kadar sosyal medyada interaktif sergiler düzenledik. Adana Çukurova Güzel Sanatlar Derneği (AÇGSD) olarak, Adana Ressamlar Derneği Kaman Sanat Galerisi’nde, “Cumhuriyet Coşkusu 98 Yaşında” ve Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde “24 Kasım Öğretmenler Günü” adlarında iki resim, heykel ve seramik sergisi açtık. Her iki sergimizi de yakın zamanda kaybettiğimiz AÇGSD Başkanı-Ressam Veysel Kubat’ın anısına düzenledik. Ayrıca, 2. Başkanı olduğum GESAM Adana Şubesi olarak  Adana’nın kurtuluşunun 100. Yılı nedeniyle düzenlediğimiz sergiye de tablolarımla katıldım.  

---Rahmetli Veysel Kubat anısına sergiler açmak güzel bir vefa örneği…

---Veysel Hoca benim Adana Erkek Lisesi’nde sanat tarihi ve resim  öğretmenimdi. 2008 yılında, okul sonrasında Adana Ressamlar Derneği’nde yeniden karşılaştık. Ben yeni üye olmuştum, o da Ressamlar Derneği üyesiydi. Sonrasında, onun önerisiyle, kendisinin olan Kubat Sanatevi’e devam ettim. Çukurova Güzel Sanatlar Derneği (ÇGSD) kurulduğunda da üye olarak çalışmalarımı sürdürdüm. Yönetim kurulunda da görev aldım. Son dönem, başkan yardımcılığında bulundum. Veysel Kubat hocamızı kaybettikten sonra da dernek başkanı seçildim.

***Bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz?

---Pandemi süreci hâlen sürdüğünden dernek olarak yapmak istediklerimizi gerçekleştirmekte zorluk çekiyoruz. Pandemi sürecini atlattıktan sonra ise uzman öğreticiler tarafından dernek içi eğitim ile Adana’da ve Adana dışında sergiler açmayı planlıyoruz.     

***Bilindiği üzere Adana’nın kurtuluşunun 100. yılını yaşıyoruz… Daha önce de bir araya gelip konuştuğumuz üzere, yüzyılda bir gelen bu zamanlamada resim-edebiyat ve müzik üçgeninde bir ilk olarak yapacağımız etkinlikler olabilir mi acaba?.. Naçizane, 2021 yılında 3 çocuk kitabı çıkararak bu seriyi kapatırken; 2022 yılında Adana ve 2023 yılında da Sakarya/Cumhuriyet/Atatürk ve Kahramanlık gibi konularda yine 3 kitaplık bir seri çalışmama koşut edebiyat-müzik ve resim birlikteliğinde Adana sanatına dernek olarak birlikte güzel ve özgün çalışmalar armağan edebiliriz diye düşünüyorum…

---Olabilir tabii birlikte yapabiliriz. Güzel bir çalışma olur.  

***Adana’da resmi nasıl buluyorsunuz? Yeterli ilgi ya da eksikler var mı? 

---Adana potansiyel olarak sanatın her dalına açık bir ilimiz. Orhan Kemal’ın dediği gibi: ”Bereketli topraklar…”ın edebiyatı, müziği, resmi de bereketlidir… Bu bölgede yılda üç defa ürün alınabilir. Çukurova’nın toprağı gibi sanatı da zengindir. İnsanlar sanat öğrenmek istiyor. Halk bu konuyla ilgili fakat doğru öğretici konusunda sıkıntı var. Belediyeler birtakım kurslar veriyorlar. Kısa dönemli kurslar Halk Eğitim Merkezi ile birlikte gerçekleştiriliyor. Öğreticiler Halk Eğitim’den geliyor ama yeterli değil… Bu kurslar üniversite ile birlikte yapılsa, sanat adına daha iyi sonuç alınır; sanatın kalitesi artar. Bir de sergi açmak için mekân yeterli değil. Belediyeler, belediye hizmet binası dışında ve belediye mesai saatlerine bağlı olmayan sergi salonları açtığında daha yararlı olurlar. Neden derseniz… Sergi salonlarının hafta sonları, tatil ve bayram günlerinde saat 22.00’ye kadar açık olması gerekir. Sergi salonları, belediyelerin tabi olduğu memur mesai saatlerine göre olmamalı ki resimseverler tarafından her zaman rahatça gezilip görülebilsin 

***Adana’nın, resim konusunda diğer illerle arasında bir fark var mı sizce?

---Şöyle var… Bizden daha küçük il ya da ilçeler sanat konusunda bizden daha aktifler. Bir de ünlü resim, heykel ya da seramik sanatçıları Adana’da sergi açmıyorlar. Nedeni de şu… Adana’da ilgi az olup, eser de satamıyorlar. Adana’da resmin gelişmesi için belediye/üniversite ve dernekler işbirliği içerisinde olması gerekir. Adana’da ressamların ve derneklerin her açılan sergilerinden birkaç resim alınıp, sanatçıya maddi açıdan destek verilmesi gerekir ki, ressam yeni tablolar yapılarak sanatını sürdürebilsin. Kaldı ki resim pahalı bir sanat uğraşıdır. Belediyelerden bu konuda destek bekliyoruz.

***Resme lisede mi başladınız?

---Hayır… Aslında çocukluktan beri resme karşı bir eğilimim vardı denebilir… İlkokulda iken önemli haftalarda yaptığım resimler resim öğretmenimiz Güner Kalagoğlu tarafından beğenilince benim için bir teşvik oldu. Resme karşı bir sevgi ve ilgi uyandı bende. Diğer çocuklar yılda bir resim defteri kullanırken, ben 3-4 resim defteri doldurmaya başladım. Ekonomik külfet olması nedeniyle buna babam kızardı. Hatta bir seferinde yeni boyadığımız odanın duvarına defterdeki resimleri astığımda babam kızdı ama kaldırmadı. Ortaokulda ise resim öğretmenimiz Hafize Hanım’ın beğenisi ve yüreklendirmesi de resim konusunda beni cesaretlendiren teşviklerdi.             

***Peki, ciddi anlamda resme nerde, nasıl ve ne zaman başladınız?

---90’lı yıllarda aktif olarak resme evvela kendi evimde ve de ofisimde resim yaparak başladım. Ayrıca, Adana’da açılan sergileri gezerek resimleri inceledim; birçok sergiden kataloglar satın aldım. Erciyes Sineması’nın yerindeki Seyhan Belediyesi’nde, ressam Ahmet Akata öğreticiliğinde açılan resim kursuna bir ay devam ettim. Ahmet Akata, çizgilerimi beğendiğini söyledi. Orda karakalem, yağlı pastel, yağlı boya çalışmaları yapıp, kurs sonunda da karma sergi açtık.

***Başka sergi açtınız mı?

---Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu Fuayesi’nde, 25 kadar tablomun yer aldığı ilk kişisel sergimi açtım (2012). Amerika’da yaşayan ressam Süleyman Mavruk’la tanıştığımda çalışmalarımı beğendi. Süleyman Mavruk’un düzenlemesini yaptığı, 50 tablomun bulunduğu 2. kişisel sergimi de 75. Yıl Sanat Galerisi’nde 2014 yılında açtım. Yine Süleyman Mavruk’un referansıyla Adana Ressamlar Derneği üyesi olduğumda, Ressamlar Derneği’nin açtığı “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” sergisinde yer alan, Nazım Hikmet’in “Kadın” adlı şiirinin de bulunduğu “Kadın” adlı tablom beğenildi.   

***Genetik bir olgu söz konusu mu? Ailede ve çevrede resim ya da bir sanat ortamı var mıydı? Herhangi bir teşvik, destek ya da yönlendirme oldu mu?

---Çocukken yaptığım araba, adam, hayvan, ağaç gibi çamurdan heykelleri duvarların üstüne koyardık, insanlar koyardı. Ayrıca 2. Sınıftan 5. Sınıfa kadar öğretmenimiz her gün şarkı, türkü söyletirdi. Radyodan dinler ezberlerdik. Türk halk müziğine, sanat müziğine ilgim ordan geliyor. Bunun yanı sıra babam türkü söyler, annem şiir ve destan okurdu. Ordan gelen bir sevgi ve yansıma olduğunu düşünüyorum.     

***Resim nedir size göre? Yaşamınızın olmazsa olmazı mıdır?

Bir tümcede ifade edecek olursanız neler söylemek istersiniz?

          ---Resim, heykel, müzik benim için hava ve su gibi hayatımın olmazsa olmazlarındandır. Lisede edebiyat bölümünden mezunum. Resim, şiir, edebiyat ve müziği severim.     

***Resim konusunda yararlandığınız isimler oldu mu?

---Kitap, ansiklopedi gibi kaynaklardan, kütüphanelerden, daha sonraki yıllarda ise bilgisayarlardan yararlandım. Resim budur diye kimseden bir şey öğrenmedim. 

***Şimdiye kadar ki resim sürecinde hangi sanat evi ya da derneklerle ve de ressamlarla birlikte çalışmalarınız oldu?   

---Yukarıda anlattıklarım içinde geçtiği gibi yıllardan beri Adana Ressamlar Derneği üyesiyim. Bir dönem yönetim kuruluğu üyeliğinde de bulundum. GESAM Adana Şubesi üyesi ve 2. Başkanıyım. Adana Çukurova Güzel Sanatlar Derneği üyesi ve yönetim kurulu başkanıyım.  

***İlk dönemdeki resim anlayışınız ve sonrasından bugüne resim çizginiz hakkında neler söylemek istersiniz?

---İlk dönem çalışmalarım naif ve yarı soyuttu. Son dönemdeki çalışmalarım ise soyut/sürrealist ve realist çizgide devam etmektedir. Bir de, sosyal hayatla ilgili hicivsel resimlerim var.  

***Bundan sonrası için resimde kişisel planlarınız nelerdir?

---Resmin yanı sıra heykel ve seramik konusunda yapmak istediklerimin yüzde onunu şimdiye kadar ancak yapabildim. Bundan sonrasında üçünün ağırlığından oluşan sergiler düşünüyorum.

***Resim dışında herhangi bir sanatsal uğraşınız oldu mu?

---Şiir, deneme ve öykülerim var ama belli bir toparlamadan sonra yayınlamak isterim. Ayrıca Çukurova Belediyesi’nde 45 gün sinema ve senaryo kursuna gittim. Yaptığımız kısa filmde rol aldım. Kendi öykülerimi senaryo haline getirip filme çekmek isterim.          

***Resim kaynaklı sanat/bilim ve teknoloji konusunda neler söylemek istersiniz?

---Resmin teknoloji ile bağlantısından rahatsız değilim. El ile yapılan sanat değerlidir ama resim-teknoloji ilişkisiyle ortaya konan da bir sanattır. Benim için orijinal resim saksıda ya da bahçede yetişen çiçek gibidir. El ile emek verilip yapılması da sanal resim gibidir. Bilimin sanata dâhil olması ile bilgi ve bilinç kazandırıp, insanın ufkunu açıyor. Düşünme yetisi ve hayal gücünü arttırıyor. Bilimle öğrenip, hayal gücüyle yoğurduğumuz düşünceleri tuvale yansıtmak harika olur.     

          ***Türk resmi hakkında neler söylemek istersiniz? Özellikle yerli ve yabancı resim kıyaslaması sonucu olarak düşünceleriniz nelerdir?

---İncelediğim ve edindiğim bilgilere göre Türk resmi cumhuriyet döneminde çok iyi bir ivme kazanmıştır. Bu ivme seksenli yıllara kadar sürdü. Seksenli yıllarda her şeyde olduğu gibi resimde de yozlaşma başladı. Seksenden sonra sanatta, özgür sanattan çok ticari anlamda sanata genel olarak değer verildi. Biz Rönesans gibi tarihi bir fırsatı kaçırdığımız için cumhuriyet döneminde bu açığımızı kısa sürede aşmaya çalıştık. Bunda da kısmen başarılı olduk. Daha sonrasında sanatsal alanda başarılı sanatçılarımız oldu. Dünyadaki diğer sanatçılarla kıyaslanacak derecede sanatçılarımız var. Fakat devlet olarak sanatçılarımız yeterince desteklenip, dünyada bir Türk resmi ekolu henüz oluşturamadık. Liyakatlı sanatçılarımız olmadığı için Türk resmi de dünyada pek tanınmıyor. Bir de güzel sanatlar fakültelerinde yeterince ve özgürce eğitim verilmediğine inanıyorum. Bunu birçok güzel sanatlar fakülteleri öğretim üyeleri de itiraf etmekteler. Nedeni de şu… Çok eski klasik malzemelerle, çağa uygun olmayan ortam, düşünce ve ekolda sanat yapılıyor.     

***Sanatın diğer dallarına göre resimde yerelle evrensel arasındaki uçurumlar doğuran büyük fark değerinin bir sonucu mu size göre?

---Bizde sanat tüketicisi çok az olduğundan, yabancı resimler kadar rağbet görmediğinden bizde resim ucuz. Ya da ünlü bir ressam değilsen çok iyi resimler yapsan da eserlerin ilgi görmüyor.  

***Sizi etkileyen yerli ve yabancı ressamlar oldu mu?

---Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmet Paşa, Hoca Ali Rıza, İbrahim Çallı, Burhan Doğançay, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Abidin Dino, İbrahim Balaban, Neşet Günal, Pablo Picasso, Salvador Dali, Wassily Kandinsky, Henri Matiste, Frida Kahlo, Leinardo Da Vinci, Van Gogh, Rembrand, Hieronymus Bosh, Monet gibi yerli ve yabancı ressamlar olduğunu söyleyebilirim.

***Beğendiğiniz ressam ve sanatçılar kimlerdir?

---Şeker Ahmet Paşa, Van Gogh, Picasso, Salvador Dali, Rembrad, Monet gibi ressamlarla; Nazım Hikmet, Tevfik Fikret, Sabahattin Ali, Fakir Baykurt, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cemal Süreyya, Edip Cansever, Can Yücel, Orhan Veli Kanık, Ahmed Arif, Özdemir Asaf, Atilla İlhan, Maksim Gorki, Lev Tolstoy, Fyodor Dostoyevski, Charles Dikens, Franz Kafka, Ernest Hemingway, Victor Hügo, John Steinbeck, Yılmaz Güney, Cüneyt Arkın, Cem Karaca, Erkin Koray, Barış Manço, Moğollar ve Musa Eroğlu gibi şair, yazar ve sanatçılardır.  

***Röportaj için teşekkür ederim.  

            --- Ben teşekkür ederim.

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00