SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


ŞAİRLERDEN DEĞİŞİK TATLAR


 KOKU

Rüzgârdan dahi 

kıskanır oldum

teninin kokusunu.  -REFİK DURBAŞ


Salâh Birsel, Refik Durbaş'la üç saat söyleşir. "Hem benim iflahım kesildi, hem onun." diyor. 

"Durbaş'ın evinde ufarak bir oda varmış. Eskilerin, kirlilerin atıldığı bir yer. Onu boşaltıp kendine çalışma odası yapmış. Adına HÜCRE demiş. Çalışırken kapıyı kilitliyormuş. Dışına da bir levha asmış: 

"İşi olmayan giremez. Siz istisna değilsiniz. Müdürlük."

Arkadaşları geldiğinde içerden, "Hücredeyim, çıkamam" diye bağırıyormuş.

Bir gün eşi mi, bir arkadaşı mı kapının camını bir yumrukta indirmiş.

Şangır şungur.

O gün, bugün, camın yerinde bir şalvar eskisi sallanıyormuş."


YİĞİTLEME   

                   Burhan Uygur’a

Bu herif karnabahar değil

Karnı güneş…

Bu herif ressam!    -CAN YÜCEL

 

Can Yücel tüm sevdiklerine “herif” der. Babasına “herif” der, dedesine “herif” der.

Burhan Uygur’u “karnı güneş” sözleriyle överken, onun aydın kişiliğini de vurgulamıştır. Karnabahar sözcüğünden “karnı güneş” sözcüğünü uydurmuştur.

“Annem âşık babama… Babam tatlı herif. Babam hep seferberdir. Herkesi çalıştırır. Kendi de çok çalışır… Çok da severim o serseriyi, o tatlı herifi! Annemin âşık olmamasına imkân yok. Ben de âşıktım ona aslında…”

“Bir de dedem var, telgraf nazırı Ali Rıza Bey… Dede, Mevlânakapı tekkesi müridi, ney üfler. Babam da orada yetişti. Dede de sonradan softa kesildi, babama kızıyor, annem şapka giyiyor diye anneme kızıyor. Sonunda evi terk etti. Ben 8 yaşında falanım. Hep herifle kavga ediyoruz. Kavga ediyoruz; ama çok da seviyorum herifi.”


DENİZ BOYUNCA

Seninle el ele deniz boyunca

Tasalardan uzak

Bir çift yıldız gibi kayıp gecede

Küçüle küçüle uzaklaşarak

Türküler çağırsak.   -CAHİT KÜLEBİ


Cahit Külebi, halk şiirinden etkilendiğini söyler. Bunun bir “espri meselesi” olduğunu  ve hem şiirlerinde hem de özel konuşmalarında bile takılmalarının, sataşmalarının, şakalarının, yakınmalarının olduğunu ifade eder. ”Bu bizim Anadolu köylüsünün de bir özelliğidir.” der.  

“Hiç unutmuyorum, müfettişken Sivas’ta bir akşam tren bileti alıyordum. İşimi bitirip erken döndüğüm için sevinçliydim. Ekspreste de yer varmış. Gişedeki memur biletimi uzatınca, “Teşekkür ederim” dedim. Arkadan bir ses: “Bir şey deel” dedi. Arkama döndüm, bizim Âşık Ali İzzet’e benzeyen, tam Şarkışla tipi bir köylü, benim teşekkür etmemi alafrangalık sayıp, “Bir şey deel” demişti alaylı alaylı.”


PARILTI 

Âteş gibi bir nehr akıyordu

Rûhumla o rûhun arasından.

Bahsetti derinden ona hâli,

Aşkın bu onulmaz yarasından."   -AHMET HAŞİM


"Sevimli ev…

Bugün altında aşkı bekliyorum,

O pembe tıfl-ı melek-çehre nerdedir? diyorum."  -AHMET HAŞİM 


Kadınlar… Kadınlar... Haşim’in yalnızlığını arttıran, onu kıskançlığa, kötümserliğe götüren sebeplerden biri de kendini çok çirkin bulma takıntısıdır. Kafasıyla burnunun biraz büyük görünmesi, yüzünde Halep çıbanını andıran bir yara izi bulunması onda böyle bir saplantı doğurmuştur. Bu yüzden o, üzüntüsünden kimi geceler uyuyamaz. Şiirlerinde yıllarca bir sevgili beklediğini anlatan dizeler vardır.
 Haşim bir ara genç ve güzel bir hanımla tanışır. Bir tanıdığıyla birlikte evlenmek istediği genç kızın evine, ailesiyle görüşmek üzere giderler. Kayınvalideyi gören Haşim beğendiği hanımın da birkaç sene sonra ne acuze olacağı düşüncesiyle ortadan kaybolur. 

Bir başka evlilik girişimi ise, kayınvalide olacak hanımın Haşim’in paltosunun cebine pişirilerek kağıda sarılmış uskumru dolması koyması ile son bulmuştur. 
Fransız Kütüphanesi’nde çalışan iki üç kızdan birine âşık olduğunu söyler, A. Şinasi’ye. Ancak tarifinden hangi kızı sevdiğini anlayamaz arkadaşı; çünkü kızlardan hiçbiri tarife uymaz. Sonunda anlaşılır ki en çirkin, en acemi, en garip olandır sevdiği. Kendisi de “Ben bilmem hangi tesirle hep böyle kızlara düşkün oluyorum” der. 
 Kompleksi ve değişik kararlarıyla, başlayıp sonlandırdığı ilişkilerin sonunda, ağır hasta olduğu yıllarda bakıcısı olan Zarife ile evlenir; Zarife adını Güzin olarak değiştirdiği ve dostlarına “O, bulunmaz bir kadındır, siz onu bilmezsiniz” diyerek anlattığı hanımla ölümünden az önce nikâhlanmış; demek ki Haşim uzun yıllar hayalini kurduğu izdivacı gerçekleştirmiştir.
ABBAS

"Haydi Abbas vakit tamam

Var git

Böyle ferman etti Cahit,

Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan

Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan."   -CAHİT SITKI TARANCI


 Cahit Sıtkı Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Mülkiye Mektebine gider; ama onun hayatındaki öncelik şiirdir. İkinci yıldan itibaren dersleri ihmal eder, içkiye düşkünlük başlar. 

Şöhreti arttıkça herkesten gizlediği hiddet ve feveranları, istediği gibi yaşama arzusu ve derbederliği artmaktadır. Bohem bir yaşam tarzına yönelir. Bu sıralar şairin dünyasını kuran ve kendi ifadesiyle “hayatı daha kesif yaşamasına sebep olan üç önemli öğe vardır: Bunlardan birincisi ve her şeyden önemlisi şiir yazma endişesi, ikincisi Beşiktaşlı sevgili ve üçüncüsü de düşle gerçeği uzlaştırmasına yardım eden içkidir.

Şiirlerinde adını söylemediği sevgilisi Vedat Günyol'un kız kardeşi Mihrimah'mış. Vedat Günyol, "Ah be Cahit, keşke o zaman söyleseydin, seni kız kardeşimle evlendirmeye çalışırdım." demiş yıllar sonra...


KARADUT2

"Karam, karam

Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam

Sensiz bana canım dünya olsun haram."   -BEDRİ RAHBİ EYÜBOĞLU


“1946 yılında bir menenjit tüberküloz Karadut’u birdenbire alıp götürünce Alman Hastanesi’nden Salıpazarı’ndaki evimize gözyaşlarıyla gelen Bedri Rahmi’yi yine Eren Hanım yatıştırabilmiştir. Eren Hanım işte böylesine sevmiştir Bedri Rahmi’yi. Ama annemin döktüğü gözyaşları da Bedri Rahmi’nin yüreğine oturmuş olmalı ki 1975 Eylül’ünde giderayak hasta yatağında ağrılar, sancılar içindeyken:

“Ağlatır mısın Romen kızını…

Haydi al bakalım.” diyebilmiştir.” -Mehmet Eyüboğlu 

 

 SALÂH BİRSEL, Yaşlılık Günlüğü"ünde "Ben insanların gençliklerinde her kitaba deli dana gibi saldırmalarını isterim." diyordu.

Ben bu yaşımda, kitaplığımda olmayan her kitabı alıyor ve deli dana gibi saldırıyorum; ama aynı hızla okuyabiliyor muyum?..

Bir de "Bir kitabı okurken aklımın yarısı o kitapta ise yarısı da okumadığım kitaplardadır." diyor Salâh Birsel. Kimi zaman ben de harmanlıyorum kitapları; sonra  da böyle yazılar çıkıyor ortaya...

            HOŞÇA KALIN.

DEVAMI VAR...


 

YAZARLAR

  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00