(DEFTER) Büyükelçi Hasan Sevilir AŞAN


PANDEMİ SONRASI HANGİ NORMALLEŞME

‘’Emredici, göz boyayan, sorgulanamayan siyasal erkler yerini giderek daha çoğulcu ve özgürlükçü eğilimlere bırakırken, daha insani düzenlerin öne çıkması, bildik rejimlerin ve Uluslararası hiyerarşik yapılanmanın değişimi kaçınılmazdır’’


İspanyol gribinden yüz yıl sonra baş etmeye çalıştığımız küresel korona salgınının yaşamımızda birçok şeyi değiştirmeye başladığı, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı anlayışı sıkça dile getirilmektedir.

Tarihteki büyük salgınların küresel ekonomik, soysal ve siyasi gidişatı yönlendirip yeniden şekillendirdiği bilinmektedir.

Çıktıkları dönemde aşısı ve tedavisi olmayan, kitlesel ölümlerle sonuçlanan veba, kolera, sıtma, tifo, kızamık, çiçek, İspanyol gribi salgınları, insanlığı en az büyük savaşlar kadar etkileyip, tahminler ötesinde izler bırakan değişimlere yol açmıştır.

Neredeyse kitlesel ölümleri çağrıştıran ağır çaresizlik ve adeta sanal elektronik kelepçelerle evlerinde yoğun bakım koşullarına itilen kitleler, giderek derinleşen bir gelecek kaygısı ile boğuşmaktadır.

Ölüm ve var olma endişesinin tüm değerlerin önüne geçtiği koşullar, pandemi sonrasına ilişkin en yaygın beklentiyi, hiçbir şeyin eskisi gibi devam edemeyeceği şeklinde güçlendirmektedir.

KÜRESEL KIRILMALAR

Pandemi koşullarının yarattığı çaresizlik ve hayal kırıklığı sınırları aşan bir uluslararası dayanışma ve yardımlaşma duygusunu öne çıkarmıştır.

Korona mağduru uluslar karşılıklı sempati, empati ve hoşgörü bağı kurmuş durumdadır. 

Sağlık görevlileri ve bilim dünyası uluslararası planda yükselen değerler olarak takdir toplamaya devam etmektedir.

Aynı gemide küresel bir travma karşısında savunmasız kaldığını fark eden toplumlar, virüsün renk, ırk, din ayırt etmeyen ortak bir insanlık düşmanı olduğunun bilincine varmış görünmektedir.

Yeni yüzyılımızın bu acı deneyiminin gelecekte insanlık adına daha isabetli adımlar atılmasına ve insani değerlerin yeniden keşfine yol açması temel beklentidir.

 

***

Bununla birlikte, uluslararası toplumun sahiplendiği anlayış ve insani dayanışma ruhunun devletler, hükümetler arasında var olmadığı halen süregiden acımasız rekabetten anlaşılmaktadır.

Pandemi, herhangi bir sınır veya engel tanımadan tüm coğrafyalarda millet, din, renk, ırk ayrımı gözetmeden benzer tahribatlar yaratmaktadır.

Halen yeni pandemi dalgalarının beklendiği, tünelin ucunun görülmediği, aşı umudunun spekülatif tartışmalara konu olduğu koşullarda ulusal ve genel planda ekonomik çöküntünün izleri her alanda hissedilmektedir.

Derinleşen ekonomik yaraların sarılması yeni fedakârlıklar ve hepsinden önemlisi de toplumcu yeni yönetimler gerektirecektir.

Bu anlamda, sessiz görünen kitlelerin yaşama hakkı söz konusu olduğunda, hayata tutunma itirazının dozunu artıracağı hesaplanmalıdır. Nitekim büyük kayıplar vermekte olan toplumların, salgının önlenmesine yönelik tedbirleri başarılı olan bir kaç ülke bir yana bırakılırsa, mevcut yönetimleri ciddi şekilde eleştirip, sivil itaatsizliğe meylettiği de bir vakadır.

Beka endişesi ve can korkusu, ekonomik, sosyal ve siyasi dengeleri küresel düzeyde yeniden şekillendirme yoluna girmiş bulunmaktadır.

YA SONRA?

Pandemi sonrası düzenin, bildiğimiz anlamdaki eski normallere dönüş anlamına gelmeyeceği aşikardır.

Siyaset bilimciler, pandemi sonrasında ekonomik ve sosyal değişimlere paralel olarak öyle veya böyle birçok coğrafyada siyasal yapılanmalarda radikal değişimler beklentisini destekler görünmektedir.

Buna göre, ulusal ekonomilerle başlayan çöküş, siyasi otoriteleri de kapsayarak küresel değişim sürecinin yolunu açacak olup, mevcut düzenlerin bu değişim karşısında ne kadar direnç gösterip ayakta kalabileceği tartışılmaktadır.

İhmalkâr, beceriksiz yöneticilerin ne ölçüde affedebileceğini yeni zamanlar gösterecektir.

Genel eğilim ve beklenti, yanlış ve sorumsuz yönetimlerin sorgulanmasının farklı coğrafyalarda farklılıklar gösterebileceğine de işaret etmektedir.

Pandemi çaresizliğinin kitlelere en azından sözünün dinlendiği, sorgulayabildiği sistemleri tercih etme fırsatını hatırlatması bile kazanç sayılmalıdır.

Emredici, göz boyayan, sorgulanamayan siyasal erkler yerini giderek daha çoğulcu ve özgürlükçü eğilimlere bırakırken, daha insani düzenlerin öne çıkmasıyla, bildik rejimler ve uluslararası hiyerarşik yapılanmanın değişimi de kaçınılmaz olacaktır.

Bu haliyle yeni normal, uluslararası toplumun ortak talep ve eğilimlerine göre şekillenecek olup yeni iklim, insani değerlerin daha ağırlık kazanacağı düzenler yaratabilecektir. Yaratmalıdır da.

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00