Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ,


DEPREM DEĞİL, İNSANIN DOĞA'NIN KURALLARINI DİKKATE ALMAYAN ANLAYIŞI ÖLDÜRÜYOR

Depremlerde Yıkılan Yapıların Tarım Toprakları Üzerinde Kurulmuş Olması Ve En Fazla Can Kayıplarının Buralarda Olması Tesadüfi müdür?


Öncelikle 30 Ekim 2020 tarihinde Ege denizinde meydana gelen deprem ve sonrasında meydana gelen küçük çaplı tusunami sonucu İzmir-Bayraklıda hayatını kaybedenlere Allah rahmet, yaralılara geçmiş olsun. AFAD tarafından yapılan açıklamada depremin büyüklüğünü 6.6 ve depremin etkisinin en çok İzmir körfezini alüvyon tabanlı Bayraklı ve Bornova gerçekleştiğini belirttiler. Uzmanlar depremin bu ilçelerde etkili olmasının en büyük nedenini alüvyon dolgulu yumuşak zeminli bölgeye denetimsiz ve deprem kurallarına göre yapılmayan yapılaşmadan kaynaklandığını belirtiyorlar. Denetimsiz yapıların yerleştirildiği tarım alanları üzerindeki binaların kâğıt gibi üst üste yığıldığı görüntüleri basına yansıyan görüntülerde görünce aklıma son 30 yılda ülkemizde gördüğüm bütün depremlerde yıkılan binaların yıkılma nedeni olarak görülen tarım alanlarına yapılan çarpık kent yapılaşması geldi. Genelde tarım toprağı ve alüvyon dolgulu zeminlerin olduğu ortamlarda deprem ile birlikte deprem dalgalarını absorbe ettiğini belirtiliyor. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, tarım alanı ve alüvyon dolgu ortamı “Deprem dalgasını emer, özümser ve içine çeker. Bu da binaların daha fazla zarar görmesine neden olur. Deprem ile oluşan sarsıntının genliğini çoğaltır ve yıkıcılık özelliğini artırır”.

Depremlerde Yıkılan Binaların Çoğunluğu Tarım Toprakları Üzerine Yapılanlardır

Şu ana kadar gördüğümüz bütün depremlerdeki ölüm olguları genelde tarım toprakları üzerine inşa edilen binaların depremlerde kâğıtların üst üste dizilmesi gibi oturduğu gerçeğini gösteriyor. Nihayet bugün uzmanlar tarafından yapılan açıklamalarda da Bayraklı ilçesi denize yakın eski bir bataklık ve tarım yapılan bir bölgeymiş. Geçmişte denizsel dolgu, balçık ve alüvyonların yerleştiği alan daha sonra kıyıların doldurulması ve suyunda çekilmesi ile bölge hızla konut alanlarına denetimsiz olarak açılmış. Geçen yüzyılda hızla artan nüfus, kırsaldan kenetlere göç ve kentlerin etrafından geçekleşen gecekondulaşma sonucu yönetmenliklere uygun olmayan yapılama anlayışı.

Van depremi olduktan sonra bir anda kameralara yansıyan görüntüler daha önce gördüğümüz deprem öldürmez binalar öldürür sözünü bir kez daha hatırlattı. Erciş’ten yansıyan sandviç türü yassılaşmış ve üst üste yıkılmış yapılardı. Sanırım inşaat mühendisleri binaların nasıl üst üste kâğıt gibi yıkıldığının nedenlerini daha iyi anlatacaklardır. Basının yansıttığı görüntüler Van’ın kuzeyindeki beyaz materyalin aksine güneyden kırmızı renkli tarım topraklarının üzerinde yapılan evlerin yıkıldığı görülüyordu. Bölgede daha önce Muş, Elazığ, Kütahya Simav ve daha önceki Yalova depreminde gördüğümüz tarım topraklarının üzerinde yapılan binaların yıkıldığını görmüştük. Genelde de müteahhitlerin yaptığı binaların bilindik anlayışı sonucu yıkılmakta olduğuydu.

Aslında tarihsel olarak insanlığın ilk yerleşim yerleri nehirlere yakın tepelik alanlara nehirlerin taşıdığı balçık-toprak, sap-saman, yumurta akı, kireç ile karılarak sağlam kerpiçler yapılmaktadır. Bu şekildeki yapılar günümüze kadar Pakistan, Afganistan İran ve Anadolu’da ve dünyanın birçok bölgesinde görülüyor. Notlarımda 21 Şubat 2005 sabah saatlerinde İran’ın Kirman eyaletinde 6.4 şiddetinde deprem olmuştu. Deprem sonrası bölgeden yansıyan fotoğraflar tamamen kerpiçten yapılmış evlerin üst üste kâğıt gibi yıkıldığı görülüyordu. Daha önce aynı bölgede meydana gelen başka bir depremde yaklaşık 30 bin kişi ölmüştü.

Kerpiç yapılan toprağın niteliğinde esas unsur toprağın (kilin) niteliğidir. Toprağın önemli kısmını kil mineralleri oluşturur. Kil mineralleri de kendi içinde farklı tabakalaşmadan meydan gelmişlerdir. Kaolinit tipi killer 1:1 tipi olarak tanımlanır bunlardan bugün yemek yediğimiz porselen tabaklar, seramik, kerpiç, tuğla ve çanak-çömlekleri yapılır. Kaolinit killeri tabaka aralığının dar olması nedeniyle bünyesine daha az su aldığı için daha sağlam yapılar için kullanılır. Ayrıca kilin sıkıştırılma durumu ve kurtulma dururumu kerpicin sağlamlığını doğrudan etkilemektedir. Bilindiği gibi kilin pişirilmesi ile çelikten daha sağlam seramikler yapılmaktadır. Killerden-seramikten ısıya dayanıklı parçaların yapılması günümüzde ciddi bir teknolojik üretim alanıdır. Bu bağlamda kerpiç yapılar sağlam da olabilir. Diğer kil mineralleri 2:1 tabakalılar ise bünyelerine daha fazla su aldığı için daha fazla şişebilen ve büzülebilen minerallerdir. Ancak kerpiç yapımından kullanılan kilin doğru seçilmiş olması ve iyi hazırlanması önemli. Helen eski yapıların depremlerden az etkilenmesinin bir nedeni yapı malzemesinin dayanıklı olmasındandır. İzmir depremi sonrası bir vatandaşımız “evimizin kolonlarının dayanıksız olduğunu bilmiyordum, çekiçle kolonlarımıza dokunduğumuzda toz gibi dağıldı” diyor.     

Depremlerin Yarattığı Olumsuzluklar İle Eğitim, Sosyal, Mimari Ve Toprak Yasalarımız Doğrudan İlişkilidir.

Aynı şiddetteki depremlerin gelişmiş ülkelerde yaşanması ve yaratılan zarar yönünde karşılaştırıldığında yapılarımızın, tarım toprakları ve dolgu malzeme üzerinde zemin mekaniği hesapları yapılmadan, yapılarda kullanılması gereken demir ve çimentonun ölçülere göre kullanılmaması ve denetimsiz yapılma sonucu yıkılması ile ülkemizin az gelişmiş bir yapıyı sergilendiği görülmektedir. Prof. Dr. Ahmet Ercan, depremin yoksulları etkilediğini ve bunun ülkenin birçok değeri ile ilişkilendirildiği görülmektedir. Sayın Ercan “Bir ülkede ekonomi ne kadar bozuksa deprem o kadar öldürücü olur. Bir ülkede yoksulluğu yenmedikçe depremlerin adı ölüm olur. İnsanlar istedikleri için kötü ev yapmıyorlar” diyor. Başta denetimsizlik, gelişi güzel ranta kurban edilmiş doğa, çarpık kentleşme ve sosyolojik gelişme ile depremin yarattığı zarar arasından doğrudan bir ilişki bulunmaktadır.

 Bütün bu gelişmelere müsaade edilmiş olması ve ülkemizin bu konularda önlem almamış olması hepimiz doğrudan ilgilendiriyor. Toplumsal suç ortaklılığı nedeniyle kurallara uyan bir toplum olmayı talep edemedik. İzmir’in ve özellikle depremin en fazla etkilediği alanın tarım toprağı olduğu ve imar barışından en çok yararlanan ilçe olduğu belirtiliyor. O zaman bu ölümler, maddi manevi zararın sorumlusu kim? Ayrıca yıllardır tarım topraklarının amaç dışı kullanılmaması için başta Ziraat Mühendisleri Odaları ilgili bilim insanları olarak çırpınıyoruz. Ekolojinin, jeolojinin, bilimsel bilgi birikimi ve deneyimler dikkate alınmadan yapılan ve yaşanan yanlışların mutlaka bir gün olumsuz bir etkisi ortaya çıkacaktır uyarısı yapılıyor. Eğer yasalarımız amaç dışı arazi kullanıma müsaade etmeseydi, yapılar denetlenseydi, denetimsiz, kaçak yapılı binalara imar barışı (afları) olmasaydı, 2B yasaları tarım topraklarına uygulanmasaydı bu yapılar Alüvyon dolgu üzerine kurulamazdı. Gölcükte, Düzce’de, Bingöl’de, Van’da, İzmir’de toprak zemin üzerindeki evler yıkılmaz bu kadarda azı gözyaşı belki yaşanmazdı.  

Organize Olmayı ve Sorun Çözmeyi Beklenildiği Gibi Başaramadık

Bu bağlamda hepimiz toplumsal suç ortaklığı içinde bulunuyoruz. Bütün bu olgular doğrudan eğitim ve toplumsal sorumluluk ve farkındalıkla ilişkilidir. Ancak ne yazık ki gün ve gün başta eğitim, olmak üzere birçok alanda sorunlar büyüyor. Maalesef sorunları organize sistematik bir anlayışla çözmeyi başaramadık. Yaşana sorunlar yöntemler ekseninde masaya yatırılıp enine boyuna irdelenememekte. Deprem konusunda dünya çapında bilim insanlarımız ve uzmanlarımız var ve her ortamda olası tehlike ve sorunları anlatıyorlar. Ne yazık ki, konunun ilgili uzman görüşleri dikkate alınmıyor/alınmadı. Sivil tolum örgütleri görüşlerini belirtiyor ancak onları dinleyen yok gibi. Yine de bu tür olaylar olmadan, inşallah bilimsel veriler ekseninde sorunlarını çözen, bilimsel bilgileri ekseninde bazı kestirimlerden bulunmayı başarırız. Her şeyden önce kuralı bir toplum olmayı başarırız. Uygun ortam ve fırsat yaratılırsa insanımızın bütün sorunları aşacağına inanıyorum. Tekrar büyük geçmiş olsun Ege bölgesinde depremden etkilene insanımız.    

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92