Bugün 23 Nisan.
Ulusça Bağımsızlık Mücadelesine başlayışımızın 103. yılı.
“ Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” mızı yeni umutlarla
kutluyoruz.
Ama ulusal bağımsızlık ne alemde?
Çocuklarımızın beyinleri ne kadar özgür?
Yıllardan beri Atatürk İlke ve Devrimlerine karşı yapılan
düşmanca saldırılar gittikçe yoğunlaşıyor.
Laik- Demokratik Cumhuriyet kavramını yok etmek için
düzenlenen tezgahlar, gün geçtikçe pervasızlaşıyor.
Bu anlamda birer ulusal bağımsızlık kıvılcımı olan Milli
bayramların içi boşaltılmaya çalışılıyor.
Dünyanın parmak ısırdığı “ Çocuk Bayramı” kavramı ne
halde şimdi?
Ulusal Bağımsızlıkla çocuklarımızın bayram coşkunluğunu
buluşturmak bir Mustafa Kemal Atatürk dehasıydı.
Bu ilişkinin önemini Laik Cumhuriyete düşman olanlar da
kavramış olacaklar ki, çocukları tarikat kulu yapmak için yarış
içindedirler.
Niye yarışmasınlar ki hem cumhuriyetin kökü kurutulacak,
hem de karşı devrimci militanlar yetiştirilmiş olacaktır.
Karanlık güçler Köy Enstitülerine niye kızmasınlar ki?
Çünkü Köy Enstitüleri birer aydınlatma kaynağıydılar.
1940’larda koskocaman bir köy olan Anadolu, ancak bu
seferberlikle ulaşabilirdi çağdaşlaşma boyutuna.
Anadolu kırsalından papatya çiçeği gibi toplanıp gelen o
köy çocukları, Köy Enstitülerinde devrim militanı yurttaşlar
haline geliyorlardı.
O yurttaşlar ki “ İnsan Hak ve Özgürlüklerini” yaşayan ve
“ Ulusal Onur” u yaratan çağdaş bireyler olma mutluluğuna,
kutsallaşan ermeğin başarı kıvancı içinde ulaşıyorlardı.
Böyle ortamlarda yobazlık yaşam bulabilir miydi?
“ Eğer Köy Enstitüleri kapatılmamış olsaydı, köylülere asla
söz geçiremezdik” diyen, toprak ağası Kinyas Kartal’a rahmet
mi okuyalım?
“ Çocuklarını kaybeden bir ulusun kaybedecek başka bir şeyi
kalmaz” diyen büyük sözü, ulus düşmanları bilmez olurlar mı?
Bu bilimsel gerçeği haykıran Tele 1 yayıncısı Sayın Berdan
Yanardağ’ı kutluyorum.
Yiğit yurttaşımızın ve Tele 1 emekçilerinin yüreklerine sağlık.
23 Nisan Ulusal Bağımsızlık ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.