Şiirler yazıp şarkılar bestelediğimiz kadınlarımıza, nişanlımıza, sevgilimize, kız arkadaşımıza ertesi gün gerçek yüzümüzü gösteriyoruz!
Kameraları gören, mikrofonları eline alan onca samimiyetsiz kişiler ertesi gün yine şiddete başvurup yaptıkları makyajı siliveriyorlar!
Bence psikologlar ciddi bir araştırma yapmalı. Erkekler çift kişilikli mi yaşıyorlar!
Kadın derneklerinin araştırmasına göre şiddeti yalnızca ev kadınları değil mesleklerinde kariyer yapmış kadınlar bile görüyor.
Erkek egemen toplumun baskısı arttıkça ne yazık ki demokrasi çınarı da gelişemiyor.
Töreler (!) yüzünden 12´sinde evlendirilen kızlar dünyaya getirdikleri bebeleriyle büyüyorlar.
Cinsel taciz genellikle yaşı küçük çocuklara yapılıyor. Tacizci için kız - erkek fark etmiyor. Yeter ki kuytu bir yer bulsun!
Bir de tek parça ve bikini giydirmeyip kadınlarını elbiseyle denize sokan kıskançlıkları üst seviyeye gelmiş erkekler var. Bu tür denize giren kadınların seksapeli daha da artıyor.
Gençliğimizde elbiseyle denize giren Brigitte Bardot´un bu modayı Türk kadınlarından öğrendiği söylenirdi.
Bir de Adana´nın Temmuzunda laikliğin nimetlerinden faydalanıp atlet ve şortla gezen erkekler var. Ama yanındaki kadınlar tesettürlü, ellerinde eldivenleri bile var! Bu da yaşadığımız büyük çelişkilerden birisi.
Sağlıcakla kalın.
NOT: Erkek egemen toplumun yaptığı makyaj ertesi gün dökülüyor! Türkiye´de kadınlar üzerindeki tapu oranı 4.3tür. (Dört nokta üç)
Zekai BULUÇ