Sabri Galip Nakipler


23 NİSANI DA İÇİMİZE SİNDİREMİYORUZ DİĞER UULUSAL BAYRAMLAR GİBİ


 

Bizim Türk ulusu olarak, 23 Nisan Egemenlik Bayramımızı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımızı, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı ve 29 Cumhuriyet Bayramımızı içimize sindirmemiz gerek. Sindiremiyoruz, hep yüzeyde kalıyor. Birkaç demeç, bir iki tören, gazetelerde laf olsun diye yazılmış haber ve köşe yazıları, televizyonlarda laf olsun diye sıralanmış birtakım röportajlar…

Bayramlar kutlandı.

Halbuki dini bayramlar dediğimiz Araplardan aşırdığımız Ramazan ve Kurban bayramları öyle mi?

Günlerce haftalarca yaşamımızın bir parçası halinde içimizde. Tebrikler, ziyaretler, demeçler, ezanlar, mahyalar, bol keseden iftar yemekleri, kurban eti dağıtmaları, deri toplama müsabakaları, dokuz güne varan tatiller, bedava ulaşım olanakları, indirimli tarifeler…

Arap bile şaşırıyordur, boynuzun kulağı geçtiğine.

Önce din, sonra milliyet.

Saltanat ve hilafet özlemi o kadar iliğimize işlemiş ki, Padişahlık, kula kul olma arzusu bir türlü silinemiyor genlerimizden.

Meclis Başkanı İsmail Kahraman, 2 Kasım 2017’de Cumhuriyet Bayramından hemen sonra, -utanmasa o gün yapacak- Dolmabahçe sarayında “Sultan Mehmet Reşat ve Dönemi Uluslararası Sempozyum”u düzenliyor, bir hükümet yetkilisi ve çoğu yandaş gazete 18 Mart Çanakkale Savaşı’nda “Atatürkün adı geçmez” diyor. Çıt yok.  Sonra partili cumhurbaşkanı çıkıyor  “Her ne kadar işgal niyetiyle gelmiş olsalar da  burada toprağa düştükleri andan itibaren artık misafirlerimiz olarak gördüğümüz diğer milletlerin askerlerini de saygıyla anıyorum” diyor.

“Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” Bu sözler kime aittir, hatırladınız mı?

İki ayyaştan birine!...

 Akit’te “Ah Şeriat” başlıklı yazılar çıkıyor, aynı gazete, tam sayfa Arap harfleriyle haftada bir Osmalıca öğretiyor. Emine hanım kalkıyor “Harem bir okuldu” diyor, Harf Devrimi’ne karşı çıkan birini, Cumhurbaşkanı Talim Terbiye’ye atıyor, Tek adamlığa, padişahlığa özlem çekenler “Tayyibim” adlı ilahiler yazıyor, Tayyip’i üzmek Allah’ı üzmektir diyor biri, Tayyip’e dokunmanın ibadet olduğunu söylüyor öteki, Allahü teala’nın bütün vasıflarını üzerinde toplayan lider  diyor bir başkası, bir iş adamı kendinden geçip “anam babam karım çocuklarım sana feda olsun” diyor. O da yer üstünde ve yer altında ne kadar zenginliğimiz varsa har vurup harman savuruyor. 250 bin dolara vatandaşlık satıyor. Para bitti, hazine tamtakır. Bu arada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,  Halkın Kurtuluş Partisi  tarafından “128 Milyar Dolar” rezervin araştırılmasına yönelik yapılan suç duyurusu için “Soruşturma yapılmasına yer olmadığına” karar veriyor.

Şunu söylemek istiyorum kısaca, tek adamlığa, padişahlığa, özlem duyan, kulluğu tam anlamıyla içselleştirmiş bir toplumu demokrasiye ve cumhuriyete yönlendiremezsiniz.  Tüm muhalif partiler de aynı trenin vagonları. Seçimi kazanmak ve İslam türküsünü söylemek için hepsinin elindeki tek sermaye : Din.

Ulusal bayramları; şehirlerimize, kasabalarımıza, köylerimize, mezralarımıza sivil toplum kuruluşları kanalıyla ulaştırdığımız zaman bu ülkenin yüzü gülecektir.

Yoksa gerisi hikaye.

Bütün Atatürk sevdalılarının 23 Nisan Egemenlik Bayramı’nı yürekten kutluyorum.

YAZARLAR

  • Salı 31.1 ° / 13.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,59% 0,30
  • EURO

    34,72% 0,23
  • GRAM ALTIN

    2498,87% -0,01
  • Ç. ALTIN

    4173,19% 0,00