“Biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki, hiçbir şeyi unutmayacaktır. Geleceğe ilişkin umutlarımızın ışık saçan çiçekleri onlardır.” (Mustafa Kemal Atatürk)
“Okul, genç kafalara insanlığa saygıyı, ulus ve ülkeye sevgiyi, onuru ve bağımsızlığı öğretir. Ulusuna ve ülkesine hizmet etmek isteyenler, aynı zamanda mesleklerinde birer nâmuslu uzman ve birer bilgin olmalıdırlar. Bunu sağlayacak olan, okuldur!” (Mustafa Kemal Atatürk)
19 Mayıs’ın 104., Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş Yıldönümünde, her ikisinin temelinde yer alan “Ulusal Egemenlik” düzenimizden yararlanıp ülke yönetimine gelmiş olan kimi siyasetçi kadroları, artık açıkça bu ilkelerin tam tersini yapmakta, eğitim kurumlarını “dinselleştirerek”, ortaçağ kurumları olan tarikatları ulusun vergilerinden oluşan devlet kaynaklarıyla yapay olarak besleyip hortlatmakta, Türk ulusunu ve özellikle Türk gençliğini özgürlük ve bağımsızlık kavramlarından ve dolayısıyla bilimsel düşünce yapısından yoksun bırakarak orta-çağ karanlığında tutmak istemektedirler.
Bu siyasetçilerin söylemlerindeki “Cumhuriyetin 100. Yıldönümüne hazırlanmak” sözüyle de, bir yandan “Ne demek ulus egemenliği? Hâşâ, Allahın egemenliği!” söylemiyle tıpkı 19. yüzyıl Osmanlısı gibi koflaşmış ve iç uyumunu yitirmiş bir devlet ve toplum yapısını, bir yandan da kendi öncülerini “Allah’ın tüm niteliklerine sahip” diye sunarak yeniden çağ-dışı halife-sultanlık türü bir yönetimi geri getirmeyi anlatmak istemektedirler.
Bu siyasetçiler, ulusal egemenlik, yani gerçek anlamıyla Cumhuriyet düzenimizi yıkma emellerine en büyük desteği, kendi sömürgeci emelleri için tüm İslam dünyasının “Orta Çağ” düşünce-, toplum- ve yönetim-düzeyinde kalmasını isteyen, Atatürk Türkiyesinin bu kötücül emellerine engel olacağını bilen, Batılısı ve Doğulusuyla, bütün sömürgeci sanayileşmiş devletlerden almaktadırlar.
Bu nedenle yeni Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 28 Mayıs 2023 günü, Türk ulusunun özgür ve bağımsız varlığı bakımından çok önemli bir dönüm tarihi olmaya adaydır.
Türk ulusu 28 Mayıs’ta, büyük önderiyle birlikte 100 yıl önce bile yaptığı gibi, “Artık Halife olsun, padişah olsun, sanı ne olursa olsun hiçbir hikmeti kalmamıştır. Ulus kendi yazgısını kendi eline almıştır!”; "Türkiye Cumhuriyeti artık şeyhler, dervişler, müritler, mansıplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek yol (=tarikat), uygarlık yoludur. Uygarlığın buyurduğunu ve istediğini yapmak, insan olmak için yeterlidir." diyecektir. “Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında taclar, tahtlar batar, yok olur. Ulusların tutsaklığı üzerinde yükselen yapılar her yerde yıkılmaya yazgılıdırlar.” diyen Atatürk’ünün yolundan ayrılmayacağını iç ve dış bütün özgürlük düşmanı sömürgenlere haykıracaktır.
19 Mayıs Gençlik Bayramımızın ulusumuza kutlu olmasını dilerken, özgürlük ve bağımsızlık yolunda sonsuza dek ulusumuza önderliği sürecek olan Mustafa Kemal Atatürk’ü en derin ve sarsılmaz bağlılık, saygı ve sevgi duygularımızla anıyoruz.
