SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


-İZ BIRAKAN ÖĞRETMENLER-3

YURDUM "Ağladığım senin içindir!/ Güldüğüm senin için;/ 


YURDUM "Ağladığım senin içindir!/ Güldüğüm senin için;/ 

                  Öpüp başıma koyduğum/ Ekmek gibisin"

                                                                CAHİT KÜLEBİ

Bugün yazıma yurdunu bu denli çok seven, kutsayan bir şair öğretmeni sevgi, saygı ve minnetle anarak başlamak istiyorum.
O öğretmenin "Sevda dolu yolculuğu" 21 Ağustos 1997 yılında bitti. Şiirin çınarı devrildi. Ruhun şad olsun öğretmenim!
"Ben göçmen arabaları üstünde doğmuşum/ Kış kıyamet gününde"
CAHİT KÜLEBİ'nin hayatının ilk on-on bir yılı, çocukluğu Çeltek Köyü ile Zile, Çamlıbel ve Niksar kasabalarında geçer. Yakın çevresinde lise olmadığı için Sivas Erkek Lisesi'ne yatılı olarak gönderilir. Okulda Ahmet Kutsi Tecer, Ziya  Karamuk, Fazıl Yinal edebiyat öğretmenidir. Muzaffer Sarısözen müzik, Eşref Üren, Turgut Zaim resim öğretmenidir. 
1936 yılında İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu'nu birincilikle kazanır. Sınavda ikinci olan öğrenci ise, daha sonra dört yıl boyunca birlikte olacağı şair arkadaşı BEHÇET NECATİGİL'dir.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ve Yüksek Öğretmen Okulu'nda eğitim görmüştür. Fakültedeki hocaları; Reşit Rahmeti Arat, Fuat Köprülü, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ali Nihat Tarlan'dır. Geceleri Yüksek Öğretmen Okulu'nda gördüğü dersleri de eklersek ne denli kuvvetli bir eğitim gördüğünü anlatmış oluruz. Ahmet Ateş, GÜNDÜZ AKINCI, Fahir İz, Cahit Okurer hem fakülteden hem de Yüksek Öğretmen Okulu'ndan arkadaşlarıdır.
 Adlarını saydığım kişiler unutulmayan öğretmenlerdir. Ruhları şad olsun. Fakülteyi bitirirken Behçet Necatigil birinci, Cahit Külebi ikinci olmuştur.
Gündüz Akıncı, Ahmed Arif'in Afyon Lisesi'nde edebiyat öğretmenidir. Hiç unutmaz Ahmed Arif, Akıncı öğretmenini ve anılarında Andre Mairaux , Dostoyevski, Emile Zola ve Tolstoy gibi yazarları hep onun sayesinde öğrenip okuduğunu söyler.
Sonra Prof. Dr. Gündüz Akıncı, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde benim de hocam oldu ve hiç unutmadım ben de...Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Sınıfı'nda Cahit Okurer'in kız kardeşi Şadiye Okurer de felsefe öğretmenimdi. Hiçbir öğretmenimi unutmadım. Onların eğitimiyle yetişmek en büyük şansımdı.

TEK TANRI SEVİ 
                    Gündüz Akıncı'ya

Erzurum'dan kalkar bir uçak
Hey benim yoksul memleketim!
Yüzlerce mil ne od ne ocak,
Ne orman, ne bahçe bir dilim,
Dağlar omuz omza kayalık çorak.

Yuvarlak dünyamız boşlukta,
Issız dağlarda iki bitki.
Biri al gelincik sarhoşlukta,
Biri yanmış yakılmış dikendi ki
Artık yeryüzünde iki nokta
Bile değil bütün izleri şimdi.


Değirmen suları boşa aktı.
Ham meyveler döküldü dallardan
Boranlar yatırdı başakları 
Çocuklar ürktü masallardan
Artık şehirlerin içi boş kaldı.

Tek Tanrı varsa o da sendin
Biliyordu bunu Amenofis bile.
Nazlısı, bir tanesi Nefertiti için
Döndürmüştü koca Mısır'ı tek tanrılı dine
Gelince Anadolu'dan o incecik gelin.

Biz Artvin'dik, Erzurum'duk, Çemişkezek'tik
Biz bu çorak topraklardık, ne od ne ocak...
Yıllarca buğday yerine yıldız ektik,
Bulut devşirdik kucak kucak.
Belliydi her savaşta yenilecektik.
Şimdi söyler de ağlarım ancak.  - CAHİT KÜLEBİ

GÜNDÜZ AKINCI, Artvin'in Ardanuç ilçesine bağlı Yolüstü köyünde doğmuştur. 
Yüksek Öğretmen Okulu'nda yetişmiş, öğrencilik yıllarında Tevfik Fikret'in  şiirlerini ezbere bilen ve eğitimciliğini örnek almış bir öğretmen... Ben de Yüksek Öğretmen Okulu'nda yetiştim; aynı lisede yıllarca çalıştım; ama bu öğretmen ben değilim. Çok iyi tanıdığım bir usta ve unutulmayan, iz bırakan öğretmenlerden biri...
Yer, İstanbul Yeşilköy 50.Yıl Lisesi... Bir öğrenci, müdür yardımcısına gider. Şimdi ünlü bir karikatür sanatçısı olan öğrenciyi şikâyet eder. O öğrenci sıraya bir baş parmak çizmiştir, hafifçe oyarak... 
Müdür yardımcısı sınıfa girer, çocuk şiddetli bir azar işiteceğini düşünmüştür herhalde... Öğretmen resme bakar, çok güzel  ve neredeyse hareket edecek kadar canlıdır çizim; biraz düşünür ve "Doğru bir yere çizmiş olsaydın, çerçeveletip bir yere asardık. Sıra, böyle bir şey için hiç uygun bir yer değil. Şimdi bu sırayı nereye asalım?" der ve çıkar sınıftan. Biraz sonra bir hizmetli gelir ve sırayı zımparalar.
 CAHİT KÜLEBİ'nin öğretmenlik hayatı, 1943'te Antalya Lisesi edebiyat öğretmenliği ile başlar. Sonra Ankara Devlet Konservatuvarı diksiyon öğretmenliği ve Tatbikat Sahnesi Temsil işleri muavinliğine getirilen Külebi, (26 Ocak 1946) 
-maaşının üç kat artacak olmasına karşın- bu görevi istememiş ve Konservatuvar'da edebiyat öğretmeni olmuştur. (7 Şubat 1946) Daha sonra Ankara Gazi Lisesi edebiyat öğretmenliği, Millî Eğitim Bakanlığı müfettişliği görevlerine atanmış; kısa bir süre göreviyle ilgili olarak Amerika'ya gönderilmiştir. Bir süre İsviçre bölgesi öğrenci müfettişliği görevinden sonra 1973 yılında emekli oluncaya kadar kendi isteğiyle müfettişlik görevini sürdürmüştür.
Mesleğini isteyerek seçmiş ve severek yapmıştır. Daha önceden de tanıdığı Anadolu'yu ve insanını daha iyi tanıma olanağı sağlamıştır müfettişlik görevi.               

KÖY ÖĞRETMENLERİ 1
"Siz kara göklerin yıldızları,
Işıtın yurdumuzu sabaha kadar!
Ama düşe kalka, ama yiğit, ama umutlu..
Alın benim gönlümden de o kadar.(....)

2
Ve onlar saçları uzamış,
Çatlak ellerinde çıkınları,
Üç saat, dört saat ötelerden
Yorgundur, sessizdir akınları.(....)

Çemişkezek'te, Patnos'ta, Malazgirt'te doğanlar,
Bütün bunları düşünmelisiniz.
Yüce ırmaklar gibi sessiz, sürekli
Kağnılarla, arabalarla, kamyonlarla
Akıp köylere gitmelisiniz!

Yurdumuza ışık iletmelisiniz..."- CAHİT KÜLEBİ

Size alıntı dizeler sunduğum, iki bölümden oluşan yukarıdaki şiirleri, ne zaman ve neden yazdığını anlatır, öğretmen şair...
"Köy Öğretmenleri 1'i 1953 yılında Sarız'da Binboğa dağlarını aşıp Afşın'a  dek yaptığım bir sefer sırasında, yemeğini yemediğim, yatağını sıralar üstüne serdirip yattığım Sarız İlköğretim Müdürü'nün karşısında gözyaşlarımı sakladığım bir günün gecesinde, onun hünerli elleriyle yaktığı gaz lambasının kokusunu duya duya yazmıştım."
"Köy öğretmenleri 2'yi ise, Muş Millî Eğitim Müdürlüğü'nde otururken, odaları dolaşıp görevlilerden kâğıt kalem rica eden küçük çocukları görüp ağladığım; Patnos'ta, Malazgirt'te, Kiğı'da dolaştığım günlerde yazdım."
Köy çocuklarının eğitim sorunlarını gündeme getiren şair, "Dağlara, vadilere,  ovalara/ Tesbihler gibi saçılmış", gökteki yıldızlar kadar çok köylerimizdeki çocuklar için "kara göklerin yıldızları" olan öğretmenlere sesleniyor. 
Bu uzak köylere gitmeleri için, ışık götürmeleri için yalvarıyor onlara...

" Siz kara göklerin yıldızları
Işıtın yurdumuzu sabaha kadar!
Ama düşe kalka, ama yiğit, ama umutlu...
Alın benim gönlümden de o kadar."
Yeni yetişen öğretmenlerin, belleklerde unutulmaz izler bırakan öğretmenleri örnek almaları dileğiyle...
HOŞÇA KALIN.

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04