Tarih: 14.04.2021 10:36

YAZARLARA VE ŞAİRLERE SORDUK: Asuman Kafaoğlu-Büke...

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye'de, yazmak isteyenler nedense hep yabancı edebiyatçıları örnek alıyor, onların deneyimleri üzerinden bir fikir geliştirmeye çalışıyor. Bu anlamda “Yeni Adana’da Düşünce-Sanat ve Toplum”  olarak bir eksikliği giderme çabası içine girdik. Değerli edebiyatçılarımızın katılımıyla kapsamlı bir bellek oluşturmaya çalışacağız. Yazar adaylarına yol gösterici olacağına inanarak… Bu haftaki konuğumuz kıymetli yazarımız Asuman Kafaoğlu-Büke...

Kendimi bir yazar olarak görmediğimi söyleyerek başlamalıyım. Gerçi her hafta en az 4, en fazla 10 sayfalık makale yazmama rağmen bir bütünlüğü olan kitap ya da roman yazmamış olduğum için “yazar” tanımını galiba hak etmiyorum. 1995 yılından beri gazete ve dergilerde edebiyat eleştirileri ve sanat üzerine yazıyorum. Yazma arzumun temelinde kitapları paylaşmak isteği yatıyor; okuyup sevdiğim, değerli bulduğum, etkilendiğim eserleri herkese tanıtmak, neden değerli olduklarını anlatmak arzusu.

Gazete ve dergi yazılarını zorunlu olarak bir tarihte yollamak gerekiyor, benim gibi kolayca tembelleşebilecek yazarlar için kesinleşmiş teslim tarihi başınızın üstünde inmeyi bekleyen kılıç gibi sallanır ve yazmaya zorlar. Bunu negatif anlamda söylemiyorum, benim minnet duyduğum bir şey teslim tarihinin kesinliği aksi halde yazılar asla bitmez, sürekli düzeltilir ve son hallerini alamaz.

Genelde sabahları erken kalkıp, dünya henüz uyanmamışken çalışmayı severim. Önce defterime dolma kalemimle notlar alırım. Aklıma gelen her şeyi not ederim, alıntıları yazarım. Yazıda söz etmek istediğim her şeyi deftere yazdıktan sonra yeni bir sayfaya geçer ve düşüncelerin sıralamasını yaparım, bu en önemli aşamasıdır benim için, yazıya hangi cümleyle başlayacağıma karar verince, gerisi gelir. Sonra da bilgisayara geçiririm.

(Bu başlığın oluşturulmasında F. Hüsnü Dağlarca’nın “Yapıtlarımla Konuşmalarım”ı etkili olmuştur.)

Kitap eleştirisi yazarken en az bir kişinin okuyacağını bilirim, o da kitabın yazarı ya da çeviri bir eserse, kitabın çevirmeni. Ben yazarken kimin okuyacağını düşünmemeye çalışırım, bunun beni gerdiğini fark ettim. Nasıl olsa kimse okumuyor düşüncesi beni rahatlatır.

Mart 2021/ Asuman Kafaoğlu-Büke
 

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —