Tarih: 22.04.2022 10:52

ULUSAL EGEMENLİK: BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK SAĞLAYAN TEK YÖNETİM DÜZENİDİR

Facebook Twitter Linked-in

Yazarımız Prof.Dr. Özer Ozankaya, TBMM'nin kuruluşunun 102. yıldönümünde kaleme aldığı, "Ulusal Egemenlik: Bağımsızlık ve Özgürlük Sağlayan Tek Yönetim Düzeni" başlıklı yazısında "TBMM’nin üstünlüğü yerine “tek adam yönetimi” getiren 2017 anayasa değişikliğiyle, hepsi de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önderliğinde ve ulusal egemenlik bayrağı altında gerçekleştirilen ve ulusal kimlik ve bağımsızlığımızla birlikte tüm gücümüzü ve saygınlığımızı sağlayan siyasal, toplumsal, ekonomik, eğitsel ve kültürel demokrasi kurumlarımızın ağır yıkımlara uğratılmış olduğunu görmenin derin üzüntüsü içindeyiz" ifadesini kullandı.

Ozankaya, "Hatta emperyal güçlerin dayatması eşliğinde 10 milyona yaklaşan yabancı göçmeni sürekli barındırma gibi nüfus bileşimimizi bile altüst edecek çapta uygulamalara da, Millet Meclisi Yönetimi yerine bu tek-kişi yönetimi altında girişilebildiğini görmenin üzüntüsü içindeyiz; bunun yanında, varlıklarını ulusal egemenlik düzenine borçlu olan siyasal partilerimizin de, bağımsız ulus ve yurt olarak yaşayabilmemizin temeli olan bu ulus egemenliği düzenine gereken bilinç ve özenle sahip çıkamadıklarını görmenin de derin üzüntüsünü yaşamaktayız" dedi.

Haber:Vahit Şahin

Gazetemizin Yazarlarından Prof. Dr. Özer Ozankaya, TBMM'nin kuruluşunun 102 Yıl dönümünde yayınladığı yazısında, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 102. Kuruluş Yıldönümünde, bağımsız ve özgür ulusal varlığımızın Ulusal Egemenlik düzenine borçlu olduğumuz temel kurum ve değerlerini belirtmeyi ve vazgeçilmez önemlerini vurgulamayı görev biliyoruz: “Ulusal egemenlik”, her şeyden önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin en üstün siyasal güç olduğu düzen demektir" dedi.

Ozankaya, şunları kaydetti:
"Ulusal Egemenlik Bayrağının en yüce gönderi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, 102. kuruluş yıldönümünüde, ancak birlikte var olabilen hem ulusal bağımsızlığımızın, hem de yurttaş hak ve özgürlüklerimizin kurucusu, kurtarcısı ve bir daha kurtulmak zorunluğuna düşmemelerinin güvencesi olarak kutluyoruz. Gerçekten de ulusal egemenlik ilkesi bize ulusal bağımsızlığımızı ve yurttaş ve insan hak ve özgürlüklerini sağlamakla kalmamıştır: bağımsızlığı ve yurttaş hak ve özgürlüklerini yitirmemenin de güvencesi ulusal egemenlik ilkesidir: yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin en üstün yönetim makamı konumunda olmasıdır.

Ne var ki, TBMM’nin üstünlüğü yerine “tek adam yönetimi” getiren 2017 anayasa değişikliğiyle, hepsi de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önderliğinde ve ulusal egemenlik bayrağı altında gerçekleştirilen ve ulusal kimlik ve bağımsızlığımızla birlikte tüm gücümüzü ve saygınlığımızı sağlayan siyasal, toplumsal, ekonomik, eğitsel ve kültürel demokrasi kurumlarımızın ağır yıkımlara uğratılmış olduğunu görmenin derin üzüntüsü içindeyiz; hatta emperyal güçlerin dayatması eşliğinde 10 milyona yaklaşan yabancı göçmeni sürekli barındırma gibi nüfus bileşimimizi bile altüst edecek çapta uygulamalara da, Millet Meclisi Yönetimi yerine bu tek-kişi yönetimi altında girişilebildiğini görmenin üzüntüsü içindeyiz; bunun yanında, varlıklarını ulusal egemenlik düzenine borçlu olan siyasal partilerimizin de, bağımsız ulus ve yurt olarak yaşayabilmemizin temeli olan bu ulus egemenliği düzenine gereken bilinç ve özenle sahip çıkamadıklarını görmenin de derin üzüntüsünü yaşamaktayız.

Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 102. Kuruluş Yıldönümünde, bağımsız ve özgür ulusal varlığımızın Ulusal Egemenlik düzenine borçlu olduğumuz temel kurum ve değerlerini belirtmeyi ve vazgeçilmez önemlerini vurgulamayı görev biliyoruz:

“Ulusal egemenlik”, her şeyden önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin en üstün siyasal güç olduğu düzen demektir.

(vş)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —