Tarih: 20.03.2018 22:11

TÜRKİYE´DEN BM İNSAN HAKLARI KOMİSERLİĞİ 2017 RAPORUNA TEPKİ

Facebook Twitter Linked-in

 Dışişleri Bakanlığı´nın BM raporunu kınadığı açıklamada, raporun Türkiye´nin ?karşı karşıya bulunduğu çok yönlü ve ağır terör tehditlerini, özellikle de milletimizin demokratik yaşamına ve ülkenin bekasına kasteden 15 Temmuz 2016 terörist darbe girişiminin insan haklarına etkisini tamamen gözardı? ettiği vurgulanmış ve metnin kendileri için bir anlam ifade etmediği kaydedilmişti

Dışişleri Bakanlığı BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği´nin ülkemize ilişkin olarak 20 Mart 2018 tarihinde yayımladığı belge konusunda şu açıklamayı yaptı:

?BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri 20 Mart 2018 tarihinde, ülkemizdeki Olağanüstü Hal tedbirlerine odaklandığı bir belgeyi ?rapor? başlığı altında kamuoyuyla paylaşmıştır. Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu çok yönlü ve ağır terör tehditlerini, özellikle de milletimizin demokratik yaşamına ve ülkenin bekasına kasteden 15 Temmuz 2016 terörist darbe girişiminin insan haklarına etkisini tamamen gözardı eden bu metin bir anlam ifade etmemektedir.

Bu belgeye imzasını atan Yüksek Komiser´in bir süredir Türkiye´yle ilgili konularda tarafsızlığını ve nesnelliğini yitirdiği ve ülkemize karşı şahsi önyargılar beslediği başka vesilelerle kamuoyuna yaptığı açıklamalarda da açıkça gözlenmektedir. Yayınladığı bu son belge, terör örgütlerinin propagandalarıyla birebir örtüşen asılsız iddialar içermektedir. Bu kabul edilemez bir durumdur.

Tüm dünya için önemi tartışılmayacak bir uluslararası kurumun başında bulunan bu kişi, anılan metinle, yönetimindeki BM organını maalesef terör örgütleriyle işbirliği yapan bir kuruluş konumuna düşürmüştür. Bu durumu kınıyor, ayrıca evrensel bir kuruma verilen zarar nedeniyle derin üzüntü duyuyoruz.

Sözkonusu Yüksek Komiser, ülkemizi ziyaret etmesine yönelik müteaddit davetlerimize olumlu yanıt vermemiş, yayınladığı metin için ülkemize gelme konusunda teklifte dahi bulunmamış ve terör iltisaklı çevrelerle işbirliği halinde bu belgeyi hazırlamıştır. Ülkemize erişim bulunmadığı iddiasının gerçekle ilgisi bulunmamaktadır.

Belgenin hazırlık aşamasında, ilgili diğer BM mekanizmalarıyla dahi bilinçli olarak eşgüdüm sağlanmadığı, öne sürülen iddialar hakkında ülkemiz tarafından BM birimlerine sunulan yüzlerce sayfa bilgi ve görüşün bilinçli olarak gözardı edildiği ortadadır.

Bu çerçevede hazırlandığı görülen ve çarpıtılmış, taraflı ve yanlış bilgiler içeren bu metin kabul edilemez. İHYK ofisine de bu yönde resmi bildirimde bulunulmaktadır.

İçerdiği objektiflikten uzak değerlendirmeler sebebiyle sözkonusu belge, tüm insan hakları sistemi açısından tehlikeli bir durum yaratmaktadır. Türkiye, insan haklarının korunması, mevcut standartların en ileri seviyelere taşınması ve bu konularda BM dahil uluslararası kuruluşlarla işbirliğini yürütme kararlılığını muhafaza etmektedir.

BM İNSAN HAKLARI YÜKSEK KOMİSERLİĞİ 2017 RAPOR´UNDA NE DENİLMİŞTİ? 

BM: ?Türkiye OHAL´i Muhalefeti Susturmak İçin Kullandı´

Birleşmiş Milletler, Türkiye´de geniş çapta insan hakları ihlallerine neden olan OHAL uygulamasının muhalefeti susturmak amacıyla kullanıldığını öne sürdü. BM, Türkiye´ye insan hakları ihlallerine yol açan OHAL´e son verme çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, ?2017 Yılı Raporu´nu yayınladı. Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde Türkiye´ye OHAL uygulamasıyla ilgili ciddi suçlamalar yöneltildi.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri (OHCHR) Zeyd Raad el Hüseyin, 18 aydır devam eden OHAL uygulaması nedeniyle, 160 bin kişinin tutuklandığını, 152 bin kamu çalışanının işlerinden uzaklaştırdığını açıkladı. El Hüseyin bu uygulamaların çoğunluğunun keyfi bir şekilde yapıldığını savundu.

20 Temmuz 2016 tarihinden bu yana yürürlükte olan OHAL uygulaması nedeniyle insanların ifade ve toplantı haklarının ellerinden alındığı belirtiliyor.

OHAL sürecinde keyfi gözaltılar yapıldığı, gözaltına alınan kişilerin işkence ve kötü muameleye tabi tutulduğu iddia edildi. Raporda OHAL kapsamında kişilerin keyfi bir şekilde çalışma ve hareket serbestliğinin de ellerinden alındığı kaydediliyor.

1 Ocak-31 Aralık 2017 dönemini kapsayan raporda OHAL uygulamasının Türkiye´de insan hakları ve hukukun üstünlüğü değerlerini erozyona uğrattığı, ülkenin kurumsal ve sosyoekonomik yapısını bozduğu belirtildİ.

?OHAL kararnameleri muhalefeti bastırmak için kullanıldı´

BM İnsan Hakları Dairesi, Türkiye´nin 15 Temmuz 2016´da darbe girişimi ve bir dizi terör saldırısına karşı karşıya kaldığı karmaşık zorlukları kabul ettiğini ancak OHAL kararnamelerinin sayısının çokluğu, sıklığı ve konuyla bağlantısı bulunmayan bazı kararnamelerin yayınlanıp bunların ulusal bir tehdit gibi gösterilmesinin, hükümete yönelik eleştiri ve muhalefeti bastırmak için OHAL´in kullanıldığının bir göstergesi olduğunu ifade ediyor.

?Referandum sonrasında parlamentonun denetleme yetkisi ortadan kalktı´

Raporda geçen yıl 18 Nisan´da yapılan referandum sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın yürütme yetkilerini hem mecliste hem de yargıda ciddi şekilde sorunlu hale getirdiği, parlamentonun denetleme yetkisinin ortadan kaldırıldığı belirtildi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad El - Hüseyin, 18 aydır devam eden OHAL sürecinde, yaklaşık 160 bin kişinin tutuklandığını, 152 bin devlet memurunun işten atıldığını, bunların çoğunun keyfi şekilde yapıldığını, söyledi. Rakamların oldukça şaşırtıcı olduğunu belirten El-Hüseyin, ?Öğretmenler, akademisyenler, yargıçlar ve avukatlar keyfi olarak işlerinden edildi ya da yargılandı. OHAL sürecinde gazeteci tutuklamaları, medya kuruluşlarının kapatılması ve internet sitelerinin engellenmesiyle Türkiye´de çok sayıda kişinin insan hakları, ciddi ve keyfi olarak kısıtlandı? dedi.

El Hüseyin, raporda dikkat çeken bir ayrıntın da, ?Türk makamlarının, hamile ya da yeni doğum yapmış olan yüz kadar kadının, kocalarına yönelik terör suçlamalarıyla ilgili olarak tutuklanması, bazı kadınların da çocuklarıyla birlikte gözaltına alınması? olduğunu söyledi.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —