Tarih: 08.11.2022 09:08

“TÜRKİYE, GEÇMİŞTEN BUGÜNE BEŞİNCİ KOL ELEMANLARINDAN ÇOK ÇEKMİŞTİR”

Facebook Twitter Linked-in

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Ülkemizi, Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma atılımı olan 2023 hedefleriyle buluşturduğumuz gibi, inşallah, Türkiye Yüzyılı programına da kavuşturmakta kararlıyız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Son Kabine Toplantımızdan bugüne ülkemiz ve milletimiz için hayırlı adımlarla dolu bir dönem geçirdik.

Türkiye’nin en büyük konut hamlesi olan İlk Evim İlk İş Yerim Kampanyasının ilk temelini 25 Ekim’de Ankara Sincan’da attık. Toplamda 500 bin konutu, 1 milyon altyapılı konut arsasını ve 50 bin iş yerini kapsayan bu kampanyanın ilk etabının kuraları da çekilmeye başlandı. Bugünden başlayarak 10 gün içinde 12 ilimizdeki 22 binin üzerinde konutun kurasını noter huzurunda çekerek hak sahibi vatandaşlarımızı belirleyeceğiz. İnşallah bu kura işlemi Mart ayına kadar bitecek. Bu arada hazırlığı tamamlanan tüm illerimizde konutların inşasına da hemen geçilecek.

Aynı şekilde arsalarla ve iş yerleriyle ilgili süreç de devam ediyor. Küresel ekonomik krizin ülkemizi de etkisi altına alan yüksek enflasyon sorunu sebebiyle konut ve kira fiyatlarında oluşan dengesizliğin bu çalışmalardaki ilerlemelerle iyice ortadan kalkacağına inanıyorum. Konut, arsa ve iş yerlerinin tüm hak sahiplerine şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.


“TÜRKİYE, GEÇMİŞTEN BUGÜNE BEŞİNCİ KOL ELEMANLARINDAN ÇOK ÇEKMİŞTİR”

Bu vesileyle uyuşturucu gibi bir insanlık suçuyla polislerimize ve hükûmetimize iftira atanların siyaset yapmanın ötesinde sinsi niyetlerle hareket ettiklerinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Her kim Türkiye’yi terör örgütleriyle, uyuşturucuyla, mafyayla, küresel tefecilerle, insan kaçakçılarıyla, envai türden kopukla, uğursuzla aynı fotoğrafın içine sokuyorsa, yaptığı işin adı beşinci kol faaliyetidir.

Türkiye, geçmişten bugüne çeşitli görünümlerle, söylemlerle, yapılarla karşısına çıkan beşinci kol elemanlarından çok çekmiştir. Milletimiz uzunca bir süre bu tür faaliyetler sebebiyle hak ettiği imkânlardan, eserlerden, hizmetlerden mahrum kalmıştır. Medeniyetinden, tarihinden, kültüründen güç alarak ülkeyi büyütmek için adımlar atan her siyaset, devlet ve iş adamı, bunların zeminini oluşturduğu vesayet ve darbe engeliyle karşılaşmıştır.

Cumhuriyetimizin 100. yılından aldığımız ilhamla ülkemizi Türkiye yüzyılına hazırladığımız kritik bir dönemde yine aynı oyun sahnelenmeye başladı, ama bu defa açık-net söylüyorum; başaramayacaklar. Çünkü milletimiz ülkesinin 20 yılda kat ettiği asırlık demokrasi ve kalkınma hamlesinden edindiği tecrübeyle bu oyunları bozacak ferasete ve dirayete sahip olduğunu sayısız örnekle göstermiştir.

“AYNI KİRLİ OYUNU BİR KEZ DAHA BOZACAĞIZ”

Hatırlarsanız bunlar sınırlarımız teröristler tarafından taciz edilirken DEAŞ’ın, çukur eylemleriyle vatan topraklarına göz dikilirken PKK’nın, 15 Temmuz’da darbe girişimine maruz kaldığımızda FETÖ’nün, Suriye harekâtlarında cümle emperyalistlerin, düzensiz göç yükünü insani refleksle sırtlandığımız süreçte Avrupa’nın, Karabağ’ın işgaline karşı gardaşlarımızın yürüttüğü vatan muharebesinde Ermenilerin, ekonomik tuzaklarla ülkemize diz çöktürülmeye çalışılırken faiz lobilerinin ağzıyla konuşuyorlardı. Çünkü kendilerine verilen görev buydu, diyet borçları bunu gerektiriyordu. İnşallah son örneğini uyuşturucu iftirasıyla bir kez daha gördüğümüz aynı kirli oyunu bir kez daha bozacağız.

“DÜNYANIN EN SAĞLAM DEVLET GELENEĞİNE SAHİP MİLLETLERİNİN BAŞINDA GELİYORUZ”

Perşembe günü 10 Kasım Anma Törenlerinin ardından başlayacak bir dizi yurt dışı program gerçekleştireceğiz. Tekrar Özbekistan Semerkant’a gidiyoruz ve orada Türk devletleriyle birlikte zirve oluşturacağız. Ardından Endonezya’da yapılan G-20 Liderler Zirvesine, daha sonra Bahreyn’de gerçekleştirilen Manama Diyalog Forumu’na, son olarak da Katar’da 2022 FIFA Dünya Kupası Açılış Programına katılacağız. Tüm bu programlarda gerçekleştireceğimiz toplantı ve görüşmelerde ülkemizin siyasi ve ekonomik vizyonuna uygun değerlendirmelerimi muhataplarımızla inşallah paylaşacağız. Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğimiz bu programların ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Aziz milletim; biz dünyanın en eski, en güçlü, sürekliliği en sağlam devlet geleneğine sahip milletlerinin başında geliyoruz. Anadolu’yu kendimize vatan yaptıktan sonra da bu topraklarda yükselttiğimiz her bayrakla ortak varlığımızın teminatı, güç kaynağımız, bağımsızlığımızın mihenk taşı devletimize sahip çıktık. Selçuklu’nun attığı temeller, vurduğu damgalar hâlâ Anadolu’nun dört bir yanında yaşıyor. Osmanlı’yı bir uç beyliğinden cihan devletine taşıyan güçlü kurumsal temellerin çoğu hâlen ayaktadır. Cumhuriyetimizi kurarken tüm bu birikimin üzerine millî iradenin üstünlüğü esasına dayalı yeni bir yapı inşa ettik.

Rahmetli Erol Güngör, Anadolu’daki Türk devletlerinin Orta Asya’daki devasa imparatorluklar gibi kısa sürede yıkılıp gitmeyişini, Osmanlı’nın dehasına bağlıyor. Yerleşik bir medeniyet olan Osmanlı’nın Cumhuriyete bıraktığı mirasın büyüklüğünü bugünkü önemli kurumlarımızın çoğunun kuruluş tarihlerinde görmek mümkündür. Üniversitelerimizden Meclis’imize, adliyemizden maarifimize kadar Osmanlı’nın kurduğu müesseselerin çoğunun devam ettiği gerçeği devletteki sürekliliğin işaretidir. Hiç şüphesiz, bu gücün gerisinde milletin ve devletin ruh ve beden gibi ayrılmaz bir bütün olması vardır.

Geçmişte vesayet odaklarının devleti, milletin değerlerine ve iradesine karşı bir kırbaç gibi kullanma gayretlerinin yol açtığı hasarı, demokrasi ve kalkınma reformlarımızla önemli ölçüde tamir ettik. Artık sadece tarihten geleceğe uzanan kadim mirasın özüne uygun şekilde asli görevlerine odaklanmış, milletiyle etle tırnak gibi bütünleşmiş şekilde çalışan bir devlete sahibiz. Milletimizin zenginliğinden ve kucaklaşmasından güç alan devletimizi her alanda dünyada hak ettiği yere çıkartmak için gece-gündüz çalışıyoruz.

Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına girerken devlet-millet kucaklaşmasının odağına özgürlüğü yerleştirdik. Ancak, korkaklar kendi insanlarının düşüncelerine kelepçe vurmak, kendi halkını geri bırakmak, kendi ülkesinin büyümesini engellemek ister. Biz milletine husumet besleyen korkaklarla mücadele ederek zihinlere ve kalplere vurulan prangaları kırarak, yasakları ortadan kaldırarak Türkiye’yi bugünlere getirdik. İşimiz hizmet, gücümüz millet derken, ülkemize kazandırdığımız ve kazandıracağımız eserler yanında işte bu tarihî zihniyet dönüşümünü de kast ediyorduk.

Büyük fikirlerin, büyük sanatçıların içinde hayat buldukları özgürlük, öyle sadece sloganla, lafla, kâğıt üzerinde yapılan düzenlemelerle olmaz. Bunun insanlara hayallerini gerçekleştirebilecekleri imkânları sağlamanız gerekir. Ülkemizi 81 vilayeti ve 85 milyon insanıyla kuşatan eser ve hizmetlerimizle zenginleştirirken, aslında gerçek özgürlüğün de zeminini döşüyorduk. Yıllarca vesayetin baskısı, terör örgütlerinin saldırıları, çetelerin tehditleriyle bunalan insanımızı güvenliğin ve huzurun iklimine taşırken, aynı zamanda bireyleri her alanda gerçek özgürlükle de tanıştırıyorduk. Gelişmiş ülkelerdeki demokrasi ve refah standartlarına gıptayla bakan insanımıza çok daha ileri hakları ve imkânları sunmak için mücadele ederken, her kesimden vatandaşımızın özgürlük talebine de cevap veriyorduk. Biz bu çabaları gösterirken, elimize kolumuza sarılanların, paçamızdan çekenlerin özgürlük söylemlerinin gerisindeki faşist zihniyeti en iyi milletimiz biliyor.

“ADALET ARAYIŞIMIZIN SAMİMİYETİNİN SORGULANMASINA ASLA RIZA GÖSTEREMEYİZ”

Ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlendiğimiz dönemde üzerinde önemle durduğumuz bir diğer hassasiyet adalettir. Uzunca bir süre belirli grupların elinde vesayetin kılıcı olarak hoyratça istismar edilen adaleti, hakkın ve halkın aracı hâline getirecek reformların altında da bizim imzamız bulunuyor.

İktidardayken partisine kapatma davası açılmış, iktidardayken muhtıra ve darbe teşebbüslerine maruz kalmış bir siyasetçi olarak, adalet arayışımızın samimiyetinin sorgulanmasına asla rıza gösteremeyiz. Biz özgürlükleri genişletmek, adaleti vesayetin elinden kurtarmak isterken, önümüze türlü zorluğu çıkartanların ellerine fırsat geçtiğinde ilk yapacakları iş bu süreci tersine çevirmeye çalışmak olacaktır. Hâlbuki özgürlüğün de, adaletin de siyaseti olmaz. Bunlar insanların en tabii ve analarının ak sütü gibi helal haklarıdır.

Amacımız, bu kavramlarla siyasi polemik çıkarmak değil, ülkenin ve milletin kazanımlarına sahip çıkma kararlılığımızı ifade etmektir. Millî mücadelenin ardından Cumhuriyetle taçlandırdığımız devletimizi daha ileriye taşımak için bu kararlılığı hep birlikte ortaya koyduğumuzu göstermeye ihtiyacımız var.

Teklifimiz; siyasetin dilinin, duruşunun ve davranışının merkezine devletimizi daha güçlü, milletimizi daha müreffeh yapmak olarak ifade edebileceğimiz ortak hayallerimizi koymaktır. Unutulmamalıdır ki, bugüne kadar ülkemizde hayata geçirdiğimiz her eser ve hizmet milletimizin ortak kazanımını ifade ediyor. Aynı şekilde 2023 ortak hedeflerimizi, Türkiye yüzyılı olarak ortak geleceğimizi, 2053 ve 2071 ortak vizyonlarımızı ifade ediyor. İyiyi, güzeli, doğruyu, hakkı, hakkaniyeti takdir etmek, sahiplenmek, bu doğrultuda katkı vermek kimseyi küçültmez, tam tersine milletimiz nezdinde büyütür, itibar sahibi yapar.

Köken, inanç, meşrep farkı olmaksızın ülkemizde her insanın, özellikle de gençlerimizin beklentisi, yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla, demokrasinin tüm sacayaklarının akıl ve vicdan sahibi her kesimin bu şekilde davranması, gayret göstermesi, duruş sergilemesidir. İnşallah 2023 diğer pek çok alanda olduğu gibi bu hususta da ülkemiz ve milletimiz için yeni bir milat, tarihî bir dönüm noktası olacaktır. Cumhurbaşkanı ve Kabinesi olarak niyet hayr, akıbet hayr diyerek tüm çalışmalarımızı bu hissiyatla yürütüyor, her eser ve hizmetimizi bu anlayışla hayata geçiriyoruz."

(vş)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —