Tarih: 20.12.2009 13:00

TÜRK PARLAMENTOSU´NDA KALMAYA LAYIK OLMAK

Facebook Twitter Linked-in

Bu konuya bu sütunlarda önce de değinilmişti. ?Öcalan´ kozunu ayrılıkçı hareketlerin odağında tutma hesaplarının o zamanlarda başlatıldığına dikkat çekilmişti. Dünya´nın değişik ülkelerinde sürgünde gezen terörist başının etkisi ne olurdu ki? Verirsin bu adamı Türkiye´ye, karşılığında zaman içinde çeşitli faturalar ödetmenin yolunu bulursun. Öncelikle taşları yerinden oynatacak senaryolarda rol alacağa benzeyen Ecevit´e iktidar yolu açarsın, bu faktörü ekonomik krizle sonsuza kadar ortadan silecek biçimde kurgular sahneletirsin. Ardından da her şeye ?amenna? diyebilecek bir iktidara geçit veren koşulları oluşturursun ? bu noktada sahneye Kemal Derviş girmiştir anımsanırsa. Sıra ?Kürtçülük? akımını, benzersiz açılımlarla Türkiye´nin üzerine salmaktadır. Nitekim öyle bir ortam yaratırsın ki teröristler zafer işaretleri ile sınırdan girerler diğer yanda da PKK´nın silahlı gücüne dayalı siyasal uzantılar, Anayasa Mahkemesinin kapatma kararına rağmen,  parlamentoda nerede ise vazgeçilmemesi gereken ?demokratik unsurlar? gibi allayıp pullanırlar.  Öcalan´ı, bir yandan müebbetle hücresinde gezinirken, diğer yanda kimi milletvekillerine ?İstifa etmeyin, mücadeleye mecliste devam edin? talimatını veren bir ?siyasal lider? payesine taşırsın. Sonra da dünyaya ABD´nin sesi olarak yayın yapan VOA (Voice of America) radyosundan DTP´nin ?Meclise dönüş? kararıyla ilgili haberini ?Kürtler Türk Parlamentosunda Kalıyor? başlığı ile verdirirsin. Sevr´den beri gelen hesabın kapatılmasına doğru atılan adımların hızlanışından ?zevklenirsin!? Kürtleri ayrı bir ulus yapısı içinde gösterip, TBMM´ni ?Türk? adını taşıyan başka bir halkın siyasal kurumu tanımına sokarsın! Bilirsin ki karşında bu ucuz oyununa  tavır koyacak ve bu ayrışma sürecini reddedip sana haddini bildirecek ?babayiğit? yönetim yoktur bu ülkede!

Buraya dikkat etmek gerek. Hiç kimse ?VOA, habercilik yapıyor, bu haber İngilizce yayında İstanbul´dan Dorian Jones imzalı olarak verildiği biçimiyle  yayınlandı,?  demeye ve aradan sıyrılmaya kalkışmasın. Zira aynı haber,  radyonun Türkçe internet sitesinde ?DTP Milletvekilleri İstifa Etmekten Vazgeçti? başlığı ile kısaca yer alıyor. Görüldüğü gibi ikircikli bir durum var ortada.  ABD resmi görüşünü yansıtan bir mecrada, dünyaya karşı ?Kürtler? ayrı bir millettir ve kendi özel çıkarları nedeni ile ?Türklerin? parlamentosunda kalmayı yeğlemişlerdir. Sanki buna katlanmak zorundadırlar. Yine aynı İngilizce haberde PKK´dan ?terörist? olarak da bahsedilmiyor. ?Kürdistan İşçi Partisi? üyeleri olan isyancılar diye tanıtılıyor silahlı çete. PKK´nın 25 yıldır Türk devletine karşı daha geniş ?Kürt hakları? elde etmek için savaştığı ve bunun 40.000 cana mal olduğu vurgulanıyor. Görülüyor ki madalyonun bir yanı ABD´nin kendi gerçekleri.  Diğer yanda Oval Office´te PKK´yı terör örgütü diye ortak düşman ilan eden ?Başkanlar´ var. Bizimkiler de vücut dilleri ile dostluklarını konuştururlarken, bu masallara kanmaktalar. Ama gerçek dünyada işler başka yürüyor. Alttan alta Türkiye´nin ayrıştırılıp bölünmesini bir oldubitti gibi ilan etmeye hazır ABD devletinin ?derin? koridorları ve bunları pervasızca dünyaya ilan eden resmi yayın organları, ?su uyur düşman uyumaz? özdeyişinin hükümlerini yerine getirmekte.

Yine gelelim Bülent Ecevit´in merak ettiği konuya.  ?Öcalan´ı neden yakalattılar ve bize verdiler?? sorusuna. Gerçekte bir saatli bomba teslim edilmişti 16 Şubat 1999 günü. O sabah uykusundan uyandırılarak kendisine teslimat operasyonunun başarı ile sonuçlandığı bildirilen Ecevit de o heyecanlı dakikalarda nerede ise on yıl sonra yeniden kurulacak bu bombanın farkında olamamıştır büyük olasılıkla. Türkiye´nin önüne açılan çok kanlı ve engebeli yolun nerelere varacağı da dikkatinden kaçmıştır belki. Onun için en yakın olay, ?Terörist başı teslimatının´ yarattığı rüzgarla 18 Nisan 1999 günü yapılan Genel Seçimlerde üçlü koalisyonun büyük ortağı olarak düşleri kurulan başbakanlığa yelken açılmasıdır. Gerisi, geridedir ve halen de ?uğursuz? süreç sonuçlanmış değildir.

Bugün hayatta olsa Ecevit nasıl yorumlardı ?Teslimat? olayını? İmralı Mahkumunun önlenemez yükselişini, mecliste güdümüne aldığı temsilciler eliyle söz hakkı elde etme garabetini; terörün siyasal kimlikle sokağa indirildiğini ve bunun ardında ülke içinden ve dışından akıl almaz desteklerin tezgahlandığını ve hele hele ?büyük dost? ABD´nin gemi azıya alıp, Türkiye coğrafyasında ayrı ?milletlerin? yaratılmasında baş organizatörlüğe soyunduğunu, bu senaryoda da Öcalan´a başrol verdiğini görse idi, geçmişe dönüp o ?sabah?ın pişmanlığını duyar mıydı?

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —