Tarih: 08.12.2022 07:25

PROF. COŞKUN,”ŞAMANİZM BİR DİN DEĞİLDİR”

Facebook Twitter Linked-in

Vahit Şahin

Mersin Üniversitesi İnsan Ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgün Çıblak Coşkun, Çukurova Üniversitesi’ne bağlı Türkoloji Araştırmaları Merkezi ‘nde (ÇÜTAM)  "Şamanizm Kaynaklı İnanç Ve Ritüellerin Anadolu'daki İzleri" konulu bir konuşma yaparak, “Şamanizm bir din değil, inanç sistemidir” dedi.

8 yıldır aralıksız her hafta konferanslar düzenlenen Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi Kültür Evi Etkinlikleri’nin bu haftaki konuğu Prof. Dr. Nilgün Çıblak Coşkun oldu. Prof. Coşkun, “Şamanizm ile ilgili inanışlar, İslamiyet sonrası halk kültüründe etkili bir şekilde varlığını devam ettirmektedir” dedi.

“Şamanizm Nedir? Din mi? İnanç Sistemi mi?” sorusuna yanıt veren Prof. Coşkun, “Şamanizm, trans durumuna geçebilme yeteneğine sahip kimselerin, doğaüstü varlıklarla ilişki kurarak onların güçlerine sahip olmalarından, bu güçleri toplum adına kullanmalarından ve bu amaçla yapılan dinsel-büyüsel pratik ve törenlerden ibaret inanç sistemidir” ifadesini kullandı.

Şamanizm’in büyüsel özelliğini anlatan Coşkun, “Şamanizm bir din değil büyü sistemidir. Ancak din kadar etkili olmuş, Türklerin yaşamlarında ve hayatlarında büyük rol oynamıştır. Özellikle Altaylı Türkler uzun yıllar Şamanizm’in etkisinde kalmışlardır” dedi.

“Tarihteki ana yurdunun Orta Asya Türkleri ve çevrelerindeki diğer halklar olduğu düşünülse de Çin, Tibet. Japonya, Avustralya, Endonezya yerlilerinde ve hatta Amerika'da da izleri sürülebilmektedir” diyen Coşkun, “Tarihi geçmişi Üst Paleolitik Dönem'e uzanır. Eski Taş Devri'nin üçüncü ve son alt devrine; çok geniş anlamda 50.000 ila 10.000 yıl öncesine kadar tarihlendirilebiliyor. Bu dönemde mağara duvarlarındaki çeşitli hayvan resimlerinin arasında tespit edilen çizgilerin ve geometrik desenlerin transa geçmiş Şamanlarca resmedilen düşsel ürünler olduğu ileri sürülmektedir” diye konuştu. 

Coşkun, Şamanizm'in Anadolu'daki İzleri hakkında ise şunları kaydetti:

“Şamanizm'in Anadolu'daki ilk izleri, Neolitik Çağ'a kadar uzanır.  Körtiktepe (Diyarbakır'daki höyük)'den Göbeklitepe’ye, Catalhöyük (Konya)'ten Balıkesir mağaralarına kadar pek çok buluntu, Anadolu'da 10 bin yıldan daha eski zamanlarda Şaman ayinleri yapıldığını işaret eder. Balıkesir Arkeolojik Yüzey Araştırmaları, Anadolu'daki Şaman gerçeğini gösteriyor” dedi.

Prof. Dr. Nilgün Çıblak Coşkun, Türklerde Şamanizm konusu hakkında da şöyle dedi:

“Göktürk Kağanlığı döneminde tespit edilmiştir. Göktürk Kağanı Tobo veya Tapar in Budizm'i; daha sonra Uygur kağanlığının Maniheizm'ikabul etmesi, Şamanlığın zayıflamasına neden olsa da bu inanç sisteminin etkileri günümüze kadar ulaşmıştır.”

Şamanın Özelliklerinin sihirbazlık yapan, hastaları iyileştiren, gaipten ve gelecekten haber veren, ruhları bedenlerini terk edip tekrar dönen at üstünde göğe yükselip Tanrı ile konuşan, tabiat kuvvetlerini istediği gibi yönlendiren, ateşin yakıcılığından etkilenmeyen, yenilmiş hayvanları kemiklerinden tekrar dirilten, kadın-erkek müşterek ayinler yapan, tahta kılıçla savaşan” gibi özelliklere sahip olma gibi özellikleri bulunan Şamanın halk inanışlarında Şamanizm etkisinin halen devam ettiğine dikkat çekti. Ağaçlara bez veya çaput bağlama gibi, ateş, su, hayvanlar, rüya ve gök ve gökyüzü ile ilgili inanışlara sahip olan Şamanizmin Türk halk kültürünün şekillenmesinde etkili unsurlar olduğunu belirterek, “Şamanizm ile ilgili inanışlar, İslamiyet sonrası halk kültüründe etkili bir şekilde varlığını devam ettirmektedir” şeklinde konuştu.

Mersin Üniversitesi İnsan Ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgün Çıblak Coşkun’a konferansın sonunda ÇÜTAM tarafından plaket verildi.

(vş)

 

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —