yaşaman da umrunda değildir kimsenin
ölmen de
bütün iş
ağız dolusu gülmende
gülüşte gül vardır
ağlayışta ağ
yaşamak hüner sayılır
ağa takılmadan
evet bu kalleş bir çağ
zordur belki eğilip bükülmeden
incilerin dökülmeden
insan kalabilmek
yolu yok direneceğiz
bir yudum su
bir parça beyaz bulut
bir lokma ekmek diyerek
kurdu kuşu börtü böceği kardeş bilip
ve gömüp kanırtan acıları tarihe
unutup kör karanlıklarını kötünün
"aslolan yaşamaktır
beni unutma hatçem" diyeceğiz
davranın kardeşlerim
küsmeyin hayata
ipeksi bir umudu mavileyin
öyleyse durduğunuz hata
gülümseyin...
Bu yangın
tutuşa tutuşa…
biz şimdi
yangınlardan, savaşlardan, aşklardan uzak
hımbıl salyangozlar gibi
çekildiysek kabuğumuza
ve unuttuysak
kan tadındaki o görklü kavgayı
gülüşümüzü bir çiğdeme emanet edip
yasal yongalarıyla nizami babalığın
biraz ürkek
biraz mavi
biraz eli fileli
ve biraz, çok biraz
karışmıyorsak etliye sütlüye
ey zorba sanma ki
yeniden yanmaz o ateş
aydınlatmaz geceyi
görünmez turkuaz yakamozlar
duyulmaz kutlu zafer şarkıları...
davran haydi
vur külüngü ferhat
bu dağ çürüdü
evet bu dağ
etleri lime lime edilenlerin
yığılmış kemikleri...
bu dağ dağlanmalı artık
tutuşmalı ellerimiz coşkuyla
aşkın ve özgürlüğün dirimi adına
süt kokulu bebelerin
ak pürçekli ninelerin göreceği
aydınlık güzel günler adına
ko tutuşsun çerağı
yanmalıyım
yanmalısın
yanmalı...