Tarih: 28.05.2017 12:36

KÜÇÜK; "ATAMALAR, CEZALANDIRMA VE ÖRGÜTLENME HAKKINI ENGELLEME YÖNTEMİ OLAMAZ"

Facebook Twitter Linked-in

Kararda muhalif kalan üye Bayram Korkmaz ise  aynı daireye başkan olarak atandı. HSK ayrıca Ankara Aile Mahkemesi hakimi ve Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ´ı Şanlıurfa hakimi olarak atadı.

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, konuya ilişkin yazılı açıklamada bulundu.

Av.Küçük, siyasi iktidarın geçmiş dönemde yaptığı hatalardan ders almadığını belirterek, ?Daha evvel de siyasi iktidarın 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra yargının yanlı ve taraflı, kendi anlayış ve bakış açısına uygun isimlerden oluşmasına özel bir çaba sarf ettiğini ifade etmiş bulunmaktayız.

Siyasi iktidar kendinden olmayan, kendi gibi düşünmeyen tüm farklı sesleri ve muhalif kimlik, aydın, basın, yazar, medya mensuplarını birer birer sindirmektedir.

15 Temmuz süreci fırsat bilinerek avukatlıktan hakimliğe geçişlerde gerek hakimlik stajına kabulde gerek hakimlik stajı sonrası mesleğe kabulde keyfi tavırlar ile iktidarın bakış açısından farklı düşüncelere sahip kişiler liyakat esası gözetilmeksizin mesleğe kabulleri yapılmayarak tasfiye edildiler.

Adana Barosu mensubu 4 meslektaşımız bu hukuksuz ve keyfi bakış açısı ile nedensizce mesleğe kabulleri yapılmayarak cezalandırıldılar?diye konuştu.

Son çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile Hakimlik Savcılık sınavında 70 puan olan sınav başarı sınırının 54 puan seviyelerine kadar düşürülmesi siyasi iktidarın yargıda kadrolaşma niyetini net olarak ortaya koyduğunu söyleyen Av. Küçük, açıklamasında şunları söyledi:

?Siyasi iktidarın beklentisine uygun kararlar vermeyen hakimlerin tenzili rütbeyle alt mahkemelere, ilgisiz ve ücra yerlere tayin edilmeleri diğer yargı mensuplarına gözdağı niteliğinde cezalandırma ve sürgün uygulamalarına dönüşmüştür.

Ayrıca Yargıçlar Sendikası Başkanın yazdığı bir yazı ve düşünceleri nedeni ile ertesi gün tayin edilmesi örgütlenme hakkına yapılmış saldırı ve tahammülsüzlüktür.

Atamalar, yer ve görev değişiklikleri cezalandırma ve örgütlenme hakkını engelleme yöntemi olamaz.

Tüm bu uygulamalar siyasi iktidarın parti devleti bakışıyla yargıyı tamamen yandaş, etki altında ellere teslim etme ve baskı altına alma çabalarıdır.

Türkiye´de artık şeffaf ve denetlenebilir hukuk devletinden, hukukun üstünlüğünden, liyakat esasına dayalı kamusal görevlendirmelerden, yargının bağımsızlığından söz edebilmek mümkün değildir. Buradan siyasi iktidarı, Cumhurbaşkanını, yetki ve sorumluluk makamında olanları güzel ülkemizi normalleştirmeye, liyakati, katılımcı demokrasiyi ve evrensel kurallara dayalı hukuk devletini hakim kılmaya davet ediyorum. Kamuoyuna saygıyla sunarım"




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —