Tarih: 08.01.2023 00:01

Kılıçdaroğlu, “Dijital Emek 4.0” Çalıştayına Katıldı

Facebook Twitter Linked-in

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Çin, en zeki çocuklarını Amerika’nın üniversitelerine gönderdi, yetiştirdi; tamamı Çin’e geldi. Huawei gibi bir devi yarattılar. Uzay sanayisini büyüttüler. Biz neresindeyiz? ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın nasıl görevden alırız? Rant elimizden gitti, nasıl geri alırız?’ Aklın ve mantığın alamayacağı bir şey. Akıl mantık yok böyle bir şeyin içinde. İktidar sahiplerinin; bilim insanları ile felsefeciler ile belli dönemlerde bir araya gelip bir konuşması lazım. Eksiğimiz nedir, fazlamız nedir? Her şeyi bilen adam yoktur dünyada. İnsanlar ancak belli konulara yoğunlaştığı zaman, o konuda söz sahibi olabilirler. Ben her şeyi bilirim diye bir kavram yok artık, 21. yüzyılda. Buradan Türkiye’nin çıkması lazım” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'CHP Emek Büroları'nın İstanbul Planlama Ajansı Florya Kampüsünde düzenlediği Dijital Emek 4.0 Çalıştayında konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba, Seyit Torun, Gamze Akkuş İlgezdi, Yüksel Taşkın ve Fethi Açıkel ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da katıldığı çalıştayda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Eğer siyaseti bugünkü anlayışla ileriye doğru götürürsek veya götürmeye destek verirsek, bir süre sonra hepimize geçmiş olsun. Kimse kusura bakmasın. Türkiye’yi ileriye taşıyamayız. Mümkün değil. 21. yüzyılın bilgi ekonomisi yüzyılı olduğuna inanan birisiyim. Belki bu kavram yeni duyuluyor. Evet, yeni duyuluyor. Bilgi ekonomisi, bilgiye dayalı ekonomi. Artık kaba güce değil, kazma küreğe değil; bilgiye dayalı. Bilgi üretiyorsanız, hızla büyüyebilirsiniz. Bilgi üretiyorsanız ve o bilgiyi elle tutulur metaya dönüştürebiliyorsanız, dünyada söz sahibi olabilirsiniz. Aksi halde, bunları yapamıyorsanız; sadece bilgi üreten, ürettiği bilgiyi elle tutulur metaya dönüştüren ülkelerin pazarı konumuna gelirsiniz. Türkiye şu anda pazar konumundadır. En somut örneği de cep telefonlarıdır. Hepimizin cep telefonu var. Biri bile Türkiye’de üretilmiyor. 85 milyonluk bir pazar var katma değeri yüksek ürün üreten ülkeler için. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Biz neden katma değeri yüksek ürün üretemiyoruz. Hangi gerekçeyle üretemiyoruz? Evet, bilgi ekonomisi. Bilgi nerede üretilir? Bilgi üniversitelerde üretilir, eğitim kurumu içinde üretilir bilgi. Peki, bizim üniversitelerimiz nerede? Boğaziçi Üniversitesini alalım. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da sayılı üniversitelerinden birisiydi. Ne oldu, Boğaziçi Üniversitesi’ne? ‘Benim gibi düşünmeyen insanları üniversitede tutmam.’ Bu anlayış, üniversiteyi üniversite olmaktan çıkarır. Üniversiteler adı üstünde üniversite. Her türlü bilginin, her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlardır üniversiteler. Siz üniversitelerde düşünceye sınır getiremezsiniz. Getirdiğiniz andan itibaren orası üniversite olmaktan çıkar. ‘Benim istediğim rektör olacak.’ Üniversiteler; adı üniversite olduğu için üniversite olmaz. Her üniversitenin bir tarihi, bir kültürü vardır. Kendi kültürü olmayan bir üniversite olmaz. Eğer bir üniversitede profesörlük yapamayacak kadar eğitim düzeyi düşük birisini o üniversiteye rektör olarak atarsanız, olmaz. Mahvedersiniz.

O nedenle, biz söz veriyoruz. Hangi düşüncede, hangi görüşte, hangi kimlikte ve hangi inançta olursa olsun; düşünce üretebiliyorsa, hele hele aykırı düşünceler üretebiliyorsa o kişiyi el üstünde tutmamız gerekir. Aykırı düşünceden bir siyasetçinin korkmaması gerekir. Daha doğrusu düşünceden korkmaması gerekir.

Geçmişte şöyle bir soru sorduk kendimize, parti olarak. Yazılım sektöründe Hindistan neden bu kadar ileride? Ve bir heyet gönderdik. Gelen rapor çok basit. Okulöncesi eğitimde matematik, oyun içinde öğrencilere öğretiliyor. Mukayese yeteneği kazanıyor. Biz ise ezberci bir sisteme doğru gidiyoruz. Çocuklar; neredeyse günün 24 saati test çözmekle uğraşıyorlar. Düşüncede yoğunlaşma, tartışma; neredeyse hiç olmadı. Olmuyor da… Üniversitelerin kendi kültürlerinin olması lazım. O kültürler, üniversiteyi üniversite yapar. Üniversiteler sıradan kuruluşlar değildir. Her yere üniversite açtık, her yere açtık. Tabela, üniversite ama içinde hoca yok. Bir şeyi yaptım ve bu oldu. Bu anlayış olmaz.
Siyaset kurumunun temel görevi, yani iktidar sahiplerinin. Efendim ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını nasıl görevden alırız? Nasıl rant elimizden gitti, biz bu rantı nasıl geri alabiliriz diye. Aklın ve mantığın alamayacağı bir şey. Akıl mantık yok böyle bir şeyin içinde. Siz, iktidar sahiplerinin; bilim insanlarıyla en azından, felsefecilerle en azından belli dönemlerde bir araya gelip bir konuşması lazım. Nedir, neyin nesidir, eksiğimiz nedir, fazlamız nedir? Bir sofranın etrafında oturup konuşmak gerekiyor. Her şeyi bilen adam yoktur dünyada. İnsanlar ancak belli konulara yoğunlaştığı zaman, o konuda söz sahibi olabilirler. Ben her şeyi bilirim diye bir kavram yok artık 21. yüzyılda. Buradan Türkiye’nin çıkması lazım."

(vş)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —