Tarih: 03.11.2021 13:45

“İKTİDAR, ‘DESTANSI BAŞARISIZLIKLARININ’ SORUMLULUĞUNU ÜSTLENMEYİP HEMEN SUÇLAYACAK BİRİLERİNİ BULUYOR”

Facebook Twitter Linked-in

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, Türkiye'de kadın olmanın zor olduğu günlerden geçtiklerini, her gün bir kadının yaşadığı zorluklarla mücadele ederken hayatını kaybettiğini söyledi ve bu yüzden bıkmadan usanmadan, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" diyeceklerini vurgulayarak  şöyle devam etti:

"Hayat kurtaracağını bildiğimiz için 'yaşatır' diyoruz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi, adım adım 'geliyorum' diyen cinayetleri önleyici bir sözleşmedir. Şiddet tehdidi altındaki kadınların etrafına koruma kalkanı oluşturan bir sözleşmedir. Şiddete meyilli olanları toplumdan ayıklayıp kadınları sakınan bir sözleşmedir. Tam olarak uygulanmış olsaydı şimdiye kadar yüzlerce kadını şiddetten korumuş olacak olan sözleşmedir. Ama ülkeyi yönetenler hiç utanmadan ve zerre sıkılmadan İstanbul Sözleşmesi'ni yırtıp attılar. Bu ülkenin kadınları yerine birkaç Taliban kafalının aklına uymayı tercih ettiler. 21'inci yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten şu zihniyete bakar mısınız?"

Akşener, iktidarın, uzun zamandır "destansı başarısızlıklarının" sorumluluğunu üstlenmek yerine üzerini kapatmak için uğraştığını, bunun için de en kolay yolu seçtiğini, hemen suçlayacak birini bulup nefret diline ve kutuplaşmaya sığındığını savundu.

 Akşener, "Gün geliyor geçmişi, gün geliyor bürokratları, gün geliyor muhalefeti suçluyor. Hatta gün geliyor hızını alamayıp milletimizi bile suçluyor. Ancak başarısızlıklarıyla yüzleşmeyi ve gerçekleri görmeyi ısrarla reddediyor. Bu garip bakış açısının duayen ismi Sayın Erdoğan, sarayında uçan Türkiye masallarıyla oyalanırken Türkiye'nin gerçekleri karşısında sesini çıkartan herkes ya yalancı ya terörist ya da hain ilan ediliyor. Ama biz artık şerbetlendik. Artık bu dümenleri tanıyoruz. Biz bu utanmazlığı artık ezbere biliyoruz. Dün 'milletin adamıyım' diyenlerin bugün millete nasıl sırt çevirdiğini tüm çıplaklığıyla görüyoruz. Onun için de artık şaşırmıyoruz." ifadesini kullandı.

Siirt ve Batman'daki gezilerine değinen Akşener, Siirt'te bir vatandaşla yaşadığı "Kürdistan" diyaloğunu hatırlattı.

Akşener, AK Parti ve küçük ortağının, kendilerinin milletle temasımızdan çok rahatsız olduğunu öne sürerek şunları kaydetti:

"Millet bizi çağırıyor, onları da doğal olarak kaşıntı tutuyor. O nedenle bizim bu ziyaretlerimizi, kendilerince baltalamak için her yolu deniyorlar. Gün oluyor, Cengiz İnşaat çalışanlarına para verip slogan attırıyorlar. Gün oluyor esnafa önden insan yerleştirip, propaganda yaptırıyorlar. Hatta gün oluyor, bizimle konuşan vatandaşlarımıza bile tebelleş oluyorlar. Havuz medyası da bunları çekebilmek için ortamda hazır bulunuyor. Yalnız bu sefer değişik bir şey oldu: Siirt’te her zamanki AK Parti atraksiyonunun dışında bu defa da bir HDP çalışanı ziyaret ettiğimiz bir esnafa gelip 'Burası Kürdistan' dedi. Birden İçişleri Bakanı ve küçük ortak mensupları şoke olmuş bir biçimde feveran etmeye başladı. Neymiş? Nasıl olur da 'burası Kürdistan' dermiş. Neye şaşırıyorsunuz muhteremler? Söylesenize, neye şaşırıyorsunuz? Bu kişi, bir HDP çalışanı. Biz aylardır ne söylüyoruz; 'HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyoruz' diyoruz. 'HDP, PKK ile arasına mesafe koymalıdır' diyoruz. 'Kürdistan' söylemi kimin; terör örgütünün. Dolayısıyla bu durumda bizim açımızdan şaşırtıcı bir şey yok. Ama işin asıl acınası tarafı ne biliyor musunuz? Cumhur İttifakı mensupları, sırf bize sallayacaklar diye PKK'nın ajandasını Türkiye'nin gündemine taşıdılar. Cumadan beri Kürdistan aşağı, Kürdistan yukarı."

Akşener, Siirt'teki Kürt'ün gündeminin; yokluk, yoksulluk ve işsizlik olduğunu ancak iktidarın bu konuları konuşmak yerine terör örgütü PKK'nın elebaşının gündemini konuştuğunu savundu.

Batman'daki vatandaşın, geçim derdinde olduğunu ancak iktidarın hamaset peşinde koştuğunu ileri süren Akşener, "Yazıktır, günahtır. Cumadan çarşambaya kaç gündür PKK'nın gündemini konuşan iktidar mensupları ve PKK'lıların söylemini gündeme getiren iktidar mensubu yöneticileri var. Böyle cıvıklığa, akılsızlığa inanmıyorum. Sayın Bahçeli'yle, Abdullah Öcalan arasındaki mektup arkadaşlığını zaten biliyorduk. Sayın Soylu'nun da bu sistemin bir paydaşı olduğunu bu olayla öğrenmiş olduk. Bu vesileyle bu arkadaşları terör örgütünün değirmenine su taşımaktan acilen vazgeçmeye ve PKK'nın değil, milletimizin gündemini konuşmaya davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu. (TBMM İnternet Sitesi)

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —