Yılmaz, ?Önümüzdeki dönemlerde Akdeniz´de yapay adalar oluşturularak, üsler meydana getirilecek. AKP iktidarı maalesef bunu okuyamıyor. O nedenle Kıbrıs´tan asker çekemezsiniz, bunu müzakere bile edemezsiniz. Sizin askeriniz Katar´a giderken, ABD, Rusya, İngiltere, dünyanın neredeyse bütün güçleri Akdeniz´e asker yığıyor. Rusya Suriye´deki üsleriyle zaten bunu yaptı. İngiltere´nin üsleri var. Tüm bunlar olurken siz adadan asker çekmeyi tartışmaya, müzakereye açıyorsunuz. Ne yapmak istiyorsunuz, nasıl bir anlaşma yaptınız da bize haber vermiyorsunuz?" görüşlerini dile getirdi.
CENEVRE GÖRÜŞEMELERİNDE SONUÇ ALINAMADI
Bilindiği gibi İsviçre´nin Crans-Montana kasabasında günlerdir devam eden Kıbrıs görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı. 5 saat süren yemekli toplantının ardından açıklamada bulunan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi:
?Özellikle garantiler ve Türk askeri konusunda hep sıfır garanti sıfır asker talepleri oldu. Bunu bizim tarafımızdan defalarca açıklamamıza rağmen hala bununla bize geldiler. Bu ne KKTC için ne de bizim için kabul edilebilir bir durum değildir.
Bunun son konferans olduğunu defalarca söyledik. Esasen Cenevre Konferansı da bizim için bir sondu ama orada hazır olunmadığını gördük ancak orada bazı heyetlerin hazır olmadığını görünce bir şans daha verelim dedik. Dolayısıyla yürümediği için Genel Sekreter bu konferansı sonlandırdı. Bir yakınlaşma ışığı görmedik.?
?TÜRKİYE´NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ MÜZAKEREYE AÇILAMAZ?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ise toplantının seyri hakkında yaptığı açıklamada ?Hiç kimsenin masada Kıbrıs Türkü´nün haklarını yok sayamayacağını belirterek, "Adalet yürüyüşü gerçekleştiriyoruz diye müzakereleri takip etmiyoruz sanmasınlar. Kıbrıs milli bir davadır. Kimse müzakerelerde taviz vererek çözüm aramasın. Kimse Nobel Ödülü peşinde koşmasın. Dik dursunlar Türk milleti onları tarihe yazsın. Milli davamıza her zaman sahip çıkarız. Gerekirse adaya da yürürüz" eleştirisini dile getirdi.
Güvenlik ve garantörlük haklarının müzakere edilebilir hale getirilmesine tepki gösteren Yılmaz, bunun Rum´a verilmiş önemli tavizlerden biri olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Türkiye´nin adada kırmızı çizgileri var. Bu çizgileri asla müzakere konusu yapmamak gerekiyor. Bunlardan biri de garantörlük ve güvenlik hakları. Bugün gelinen noktada siz bunları müzakere edebilirim dediğiniz andan itibaren zaten tavizi vermiş oluyorsunuz. O zaman karşı taraf tamam bu konuyu da tartışılır buluyoruz deyip istediğini alıyor. Kıbrıs Türklüğü açısından tartışılamaz olan bir konuyu neden tartışmaya, müzakereye açıyorsunuz? AKP iktidarı başta olmak üzere müzakereleri yürüten akıl bunu niye görmüyor? Bu düşüncelerimizi ifade ettiğimiz zaman bizi müzakereleri bilmemekle suçluyorlar. Ama şart mı Rumların yaptığı tartışmalara bakarak kendinize konum biçmek, böyle bir şey olur mu? Her müzakereye açtığınız başlıkta pozisyonunuz değişiyor, eliniz zayıflıyor. Haritalarda yüzde 36´dan, yüzde 28´e düşerseniz o zaman sizin kendi topraklarınızın yüzde 24´ü zaten elinizden gidiyor demektir. Ne yapmaya çalışıyorsunuz, böyle bir müzakere olmasın dememin nesi yanlış. Toprak tavizi olmaz. Yönetimde eşitlik diyorlar ama o da yok. Bunu Kıbrıs Türk´üne nasıl anlatacaksınız? Hangi güç ve yönetim eşitliğinden bahsediyorsunuz." AKP´nin Akdeniz jeopolitiğini ve jeostratejisini okuyamadığını dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti: "Bundan sonra dünyada Akdeniz çok önemli bir pozisyon kazanıyor. Artık Orta Doğu´ya sadece karadan değil, denizden de müdahale edilecek, ulaşılacak.
Önümüzdeki dönemlerde Akdeniz´de yapay adalar oluşturularak, üsler meydana getirilecek. AKP iktidarı maalesef bunu okuyamıyor. O nedenle Kıbrıs´tan asker çekemezsiniz, bunu müzakere bile edemezsiniz. Sizin askeriniz Katar´a giderken, ABD, Rusya, İngiltere, dünyanın neredeyse bütün güçleri Akdeniz´e asker yığıyor. Rusya Suriye´deki üsleriyle zaten bunu yaptı. İngiltere´nin üsleri var. Tüm bunlar olurken siz adadan asker çekmeyi tartışmaya, müzakereye açıyorsunuz. Ne yapmak istiyorsunuz, nasıl bir anlaşma yaptınız da bize haber vermiyorsunuz?"