GÜLSER KUT ARAT
DÜŞÜNCE - SANAT VE TOPLUM 19.05.2022 13:43:00 4151 0

GÜLSER KUT ARAT

PINAR KÜR’ÜN ASILACAK KADIN ROMANI ÜZERİNDEN TOPLUMSAL CİNSİYETÇİ YAKLAŞIM

“Birkaç ay önce kamuoyunu haftalarca meşgul eden ve halk arasında “Yalı Cinayeti” olarak adlandırılan dava dün sonuçlanmış ve sanıklardan Melek Ebruzade idama, suç ortağı Yalçın Özveren ise ömür boyu hapse mahkum olmuşlardır.”

Pınar Kür’ün Asılacak Kadın adlı romanı bu uzun cümleyle başlar.

Romanın gerçek bir olaya dayandığı, Edirne’de yaşanan olayın, Pınar Kür’ün teyzesi olan Halide Nusret Zorlutuna tarafından aktarıldığı ifade edilir. Kadının ezilmişliğini, çaresizliğini, erkeğin baskısı altında sömürülüşünü anlatır kitap. 1979’daki ilk baskısının ardından yüzbinler tarafından okunmuş bu eser, sinemaya da uyarlanmış, milyonlar tarafından izlensmiştir.

Kitabın basıldığı yıllarda dünyada ikinci feminizim dalgası yayılmaktaydı. 1980 sonrası Türkiye’de kadınların toplumsal cinsiyete ilişkin varoluş problemlerinin tartışıldığı, kadın olmanın ve kadınlığın anlamlarının belirginleştirildiği, feminizmin bir proje olarak, farklılıkların tarif edildiği bir döneme rastgelmesi bu kitabın önemini ortaya koymaktadır. Yazar, o güne kadar kimsenin cesaret edemediği bir konuyu ele almış, bir kadının seks kölesi haline getirilişini yazmıştır.

Romanda Melek adlı bir genç kızın, üvey babası tarafından hizmetçilik yapmak üzere verildiği bir yalıda, zengin, yaşlı ve iktidarsız Hüsrev Bey’in cinsel arzularını doyurmak için kullanılışını, bir seks kölesi haline getirilişini adım adım izleriz. Cinsel arzuları tahrik ettiği, ar ve haya duygularını incittiği iddasıyla, muzır yasası gereği müstehcen bulunan kitap, yasaklanarak toplatılır. Bitmeyen Aşk romanı da yazar Pınar Kür’e aynı şeyleri yaşattıracaktır. Toplumun yargıda görev alan bireyleri yine suçluları değil, suçları ortadan kaldırmanın telaşına düşmüşlerdir.

”Tık. Kalem kırıldı. Gözünü  kırpmadı.”

Romanda sıklıkla geçen bu cümlede, mahkemenin yargıcı Faik İrfan Elverir, Melek’i kastetmektedir. Yargıcın yoksul ve yoksun geçen bir çocukluğun, ötekileştirilmenin, sevgisizliğin ortaya çıkardığı zavallı bir erkek olduğunu görürüz.

Eşi Nihal’i, annesi ve kızkardeşlerini, tanıdığı bütün kadınları ahlaksız ve seks düşkünü olarak tanımlar. Kadınlardan, özellikle annesinden bahsederken pis sözcüğünü kullanır. Çocukluğunda kötü koktuğu için aşağılanmıştır. Kötü kokmasını da temizliğe giden annesinin onlara, gereken özeni göstermediğine bağlar. Aslında buradaki koku fakirliğe, aşağılanmaya duyulan öfkenin ve nefretin simgesidir.

Melek genç yaşında, bir gün olsun mutluluktan ve huzurdan nasibini alamamış bir kadındır. Çocukluğunda babasının öldürülmesiyle öksüz kalan, sadece dedesinin sevgisinden nasiplenen bir çocuk. Üvey babanın gelmesiyle, dünyaya gelen iki kardeşi, zaten sevgisiz olan bir anneyle, itilip kakılmayla geçen, fiziksel ve ruhsal  yönden gelişimini sürdürememiş, sağlıksız ve kimliksiz bir kadın. Ne giydirilen elbiseler, ne soyadı ona ait. Bildiği tek şey, sadece itaat etmek.

Yargıç Faik fakirlerin hep suçlu, zenginlerin ise masum olduğuna inanmıştır. Yargıç Faik, okuduktan sonra bütün ailesini fakir oldukları için yok sayar. O sınıf değiştirmiştir. Melek’i kendi önyargılarına dayanarak idama mahkum eder. Hukukçu kadın meslektaşını bile aşağılar. Ona göre kadından hukukçu olmaz. Melek ise atıldığı hücrede, geçmişe dönerek , kendi iç muhasebesini yapar. Hüsrev Bey’in yatalak annesinin altını temizlemek, ona bakmakla yükümlü bir hizmetçidir. Hüsrev Bey’in Josette adında yabancı bir sevgilisi olmuş, onun tarafından aldatılmıştır. O aslında iktidarsız bir erkektir. Sapkın ruhunu doyurmak ve bunu daha rahat yapabilmek adına formalite bir evlilik gerçekleştirir Melek’le. Mahalle kahvesinden getirdiği adamlarla Melek’i seviştirirken, onları izleyerek tatmine ulaşır. Melek korkak, çaresiz, sinik bir tiptir. Seks kölesi olarak bütün bunları yapmakla yükümlüdür. Yalının emektarı Emsal Kalfa’nın oğlu Yalçın onyedi yaşında olup Galatasaray Lisesi’nde okumaktadır. Melek’e aşık olan, onun bu işi çaresizlikten yaptığını öğrenen Yalçın, onu bu karanlıktan kurtarmak ister. Hüsrev Bey’i yatak odasında tüfekle öldürür. Hüsrev Bey de tıpkı yargıç Faik Bey gibi annesini ve diğer kadınları ahlaksız bulur. Bu iki karekterin kadın düşmanlığı ortak yanlarıdır.

Hüsrev Bey annesinin eniştesiyle ilişkisini biliyordu. Bakire Melek’i zorla annesinin yatağına götürüp, mahalle kahvesinden getirdiği adama tecavüz ettirip, kırbaçlatması, anneden öç alma çabası olarak algılanabilir. Kötü anne imajı hakim romanda. Faik’in eşi Nihal de sevgisiz ve aldatan bir kadındır. İnsanın aklına şöyle bir soru da gelmiyor değil. Melek’e annesinin kıyafetlerini giydirip, annesinin yatağında tecavüz ettirmesi, anneye duyulan yasak aşktan da olabilir mi? Melek hem Josette, hem annesidir Hüsrev Bey için. Yalçın, Hüsrev Bey’i öldürmekle Melek’i kurtarmış olmuyor. Sonu biliyoruz. Melek idama mahkum oluyor. Yalçın yaşı küçük olduğu için yirmi yıl hapis cezası alıyor. Melek, mahkemede Yalçın’a bakarak “Bu tüysüz oğlan mı beni kurtaracakmış?” diye düşünür. Bir insanı bir sistemin içinden çıkarmak, ancak o sisteme karşı direnmekle başlar. Direnmek için de o çarkın içinde olmamak gerekiyor.

Yalçın da Melek’le cinsel ilişkiye girerek en az Hüsrev, Faik Bey kadar suçlu duruma düşürür kendini. O zaman da kafamızda binlerce soru oluşur. Kadının yaşama alanı nerede ve neden hep erkekler tarafından çiziliyor? Sahipsiz olma, kurban olma şiddete meyilli olmayı güçlendiriyor mu? Kadının güçsüz olması, onu daha çok savunmasız kılıyor. Melek örneğinde olduğu gibi, kadın mağdur olduğu halde, her şeyin suçlusu haline gelebiliyor. Kollektifin tutumu çok önemli, mahalle sakinleri bu durumu biliyor, tepki göstermiyor, sessiz kalıyor. Bütün bunların bir araya gelmesiyle suskun bir toplum oluşuyor.

Romanla, yaşadığımız dünyanın pek bir farkı olduğu söylenemez aslında.  O zaman şöyle diyebiliriz, sadece bireyin değil, toplumun tutumunun, sevgisinin veya sevgisizliğinin ne kadar önemli olduğunu, yaşamları nasıl etkilediğini görmek mümkün.

“Kadınların zihinlerini geliştirerek onları güçlendirirseniz, kör itaatin de sonu gelecektir. Ama iktidar her zaman kör itaat aradığından, tiranlarla hazcılar kadınları karanlıkta bırakmaya çalışırken, doğru şeyi yapmaktadırlar. Ne de olsa tiranlar köleler ister, hazcılarsa oyuncaklar. Aslında hazcı, tiranların en tehlikelisidir. Kadınlar sevgililerini, prensler bakanlarını yönettiklerini sanırken, aslında onlar tarafından aptal yerine konulurlar.” (Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi sayfa 39- Mary Wollstonecraft)

Günümüzde kadın cinayetlerinin, şiddetin cezasız kaldığı, adaletin yerini bulmadığı bir çok örneklerle karşı karşıyayız. Güçsüzlüğünü, sevgisizliğini, başkalarının üzerinde tahakküm kurmasına seyirci kalan bir toplumda, ölümlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Kadına yönelik kronikleşen şiddet ile karşılaşmadığımız bir gün bile yok. Kimse feminist olmak zorunda değil, ancak anti-feminist  olmanın gericilik, kadın düşmanlığı ve şiddetin ikinci durağı olduğunu da unutmayalım.

“Sağlıklı siyaset, özgürlüğü yaymaya devam ettikçe, tüm insanoğlu, kadınları da içine alarak daha bilge ve daha erdemli olacaktır.” (Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi. Sayfa 57. Mary Wollstonecraft)

2021 yılında Türkiye’de 280 kadın öldürüldü. 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.

Nice Melekler’in her türlü şiddetin, istismarın mağduru olmaması dileğiyle.


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

faça okurun huzuruna çıkmaya hazırlanıyor      

ÖYKÜLER: Kafiye Müftüoğlu

ÖYKÜLER: Gülşen Öncül

Öykü: BAŞAR UYMAZ TEZEL

ÖYKÜLER: Sema Canbakan

ÖYKÜ: Nazire K. Gürsel

ÖYKÜ: Başak Savaş

ZİNCİR ÖYKÜLER: GÜLSER KUT ARAT

ŞİİR: SEMA GÜLER

ZİNCİR ÖYKÜLER: TUBA ÖZKUR AKSU

ZİNCİR ÖYKÜLER: AYŞEGÜL DAYLAN

ZİNCİR ÖYKÜLER: ADALET TEMÜRTÜRKAN

ÖYKÜ: İLKNUR GÜNEYLİOĞLU ŞENGÜLER

ÖYKÜ: Neriman Ağaoğlu

ŞİİR:  Yonca YAŞAR

ÖYKÜ: İlkay Noylan

ÖYKÜ: Güngör Ağrıdağ Mungan

SÖYLEŞİ: Nefise Abalı

Öykü: İlknur Güneylioğlu Şengüler

SÖYLEŞİ: AYŞEGÜL DİNÇER

Söyleşi: Ebru Yavuz

  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92
  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false