Tarih: 06.03.2017 11:08

GEÇMEYEN YORGUNLUK HORLAMADAN OLABİLİR

Facebook Twitter Linked-in

Tüm önlemlerin alınmasına rağmen horlama şikayetinin devam ettiği durumlarda ise pratik cerrahi müdahaleler yaşam kalitesini artırıyor.  Op. Dr. Oğuz Yılmaz, horlama ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Yaşlanmayla birlikte horlama şikayeti de artıyor

Horlama ve uyku apnesi, hava akışını engelleyen veya daraltan sebepler nedeniyle meydana gelmektedir. Yüzde 70 - 80 oranında; geniz, boğaz, yumuşak damak, bademcik ve dil kökü bölgelerindeki gevşemelere bağlı olarak oluşmaktadır. Fizyolojik nedenlere bağlı olarak da görülen horlamanın en tipik örneği yoğun fiziksel aktive sonrası görülen horlamadır.Ayrıca yaşlanmayla beraber solunum yolu yapılarında değişiklikler olmakta, tıpkı ciltte olduğu gibi solunum yolu organlarında da sarkmalar ve gevşemeler artmaktadır. Yaşlandıkça kilo sorunlarının ve birtakım hastalıkların ortaya çıkması, horlama sıklığını artıran nedenler arasındadır.

Tedavi edilmeyen uyku apnesi kalp krizine neden olabilir

Horlama basit horlama ve uyku apnesi olarak 2 gruba ayrılır. Basit horlamada sadece uykuda sesli solunum olmaktadır. Uyku apnesinde ise; uykuda solunum durmaları, kan oksijen düzeyinde ciddi düşmeler olmaktadır. Basit horlama kişinin kendisinden çok çevresindekileri rahatsız eden bir durumdur. Aşırı kilo alımı, burun kemiği eğrilikleri gibi altta yatan sebep belirlenebilirse horlamanın tedavisinde başarı sağlanır. Uyku apnesi ise başlı başına hayatı tehdit edebilen, hatta uykuda ani ölümlere bile yol açabilen bir hastalıktır. Bunun dışında kişi gece boyunca dinlenemediği için; hastalarda gün içi uyuklamalar, baş ağrıları, konsantrasyon bozukluğu, iş ve okul başarısızlığı, hipertansiyon ve kalp rahatsızlıkları görülebilmektedir.

Horlamanızın nedeninin belirlenmesi önemli

 (CO)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —