Tarih: 13.11.2016 12:29

ERDOĞAN: AVRUPA BİZİ SÜRECİN DIŞINA ZORLUYOR

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye´nin sonsuza kadar sabredemeyeceğini bildiren Cumhurbaşkanı, ?Gerekirse, İngiltere gibi biz de halka sorarız. Bakalım millî irade ne diyor? Ne derse onu yaparız? şeklinde konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belarus ziyareti dönüşünde uçakta önemli açıklamalarda bulundu. ABD seçimlerinden terör örgütlerine sahip çıkan Avrupa ülkelerine kadar pek çok güncel konuya değinen Erdoğan´ın gazetecilerle yaptığı sohbetten geriye kalanlar şöyle:

Türkiye´nin ihtiyacı, hemen başkanlık seçimine gitmek mi yoksa 2019´u beklemek mi?

Bu safhada takvimle ilgili açıklamada bulunmam doğru olmaz. Bildiğim kadarıyla her iki taraf (AK Parti-MHP), ikişer-üçer arkadaş belirleyip bir çalışma yapacak. Yol haritasını nasıl belirleyecekler? Takvimin nasıl belirleneceğine, sürece hep birlikte şahit olacağız. Temennimiz odur ki, bir an önce hayırlısıyla bu iş artık ülkenin gündeminde çok daha olumlu istikamette yerini bulsun.

Yıldırım-Bahçeli görüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben sadece, ?inşallah hayırlı olur? temennisindeyim. Bardağın dolu tarafına bakıyorum. Şu anda attıkları adımın da olumlu istikamette olduğunu görüyorum.

TRUMP İLE GÖRÜŞEBİLİRİZ

Donald Trump´un seçilmesiyle birlikte ABD´yle ilişkilerimizin seyri konusundaki öngörünüz nedir?

Kendisi başkanlık görevini 20 Ocak 2017´de devralacak. O tarihten önce de görüşmemiz söz konusu olabilir. Telefonda, karşılıklı olarak en kısa sürede görüşmekten memnuniyet duyacağımızı ifade ettik. Türkiye´nin yurt dışına yapacağı ilk seyahatlerden biri olmasından memnuniyet duyacağımızı belirttim. Kendileri de olumlu bir yaklaşım sergiledi. Başkanlık görevini devralmadan önce görüşebiliriz."

ABD´yle ile ilişkilerin yeni dönemde daha iyiye gideceğine dair bir izleniminiz var mı?

Sayın Trump´ın ve yakın ekibinin seçim öncesi yaptığı açıklamalarda, özellikle, Suriye´de de, Irak´ta da bizimle benzer düşünceler gözleniyor. Mesela, uçuşa yasak bölge konusu. Onların da benzer düşünceleri var. Bu hayati bir konu. Sayın Trump görevi devraldıktan sonra, temennimiz tüm bu meseleleri kendisiyle görüşüp hayırlısıyla gerekli adımları atabilmektir. Çünkü Suriye´de, Irak´ta çok kan aktı. Buralardaki sorunlar, Türkiye için büyük tehdit oluşturuyor. Kandil´e müdahalelerimizi yaptık, yapıyoruz. Şimdi benzer bir durum Sincar için geçerli. Sincar da şu anda Kandil´in bir başka versiyonu... Oraya PKK´lılar yerleşmiş... Orayı kontrolleri altına almak suretiyle oradan bize güya korku verecekler. Oranın hemen doğusunda Telafer var.

Telafer´de Türkmenlerin durumu malum. Onlar arasında Pers yanlısı olanlar da var. Bir de bizim yaklaşımımızı doğru bulanlar var. Öbür tarafta Musul meselesi var. Peşmergeler ile Ninova Muhafızları arasındaki dayanışması olumlu. Malum Haşdi Şâbi, Musul için sürekli bir tehdit. Peşmergeler ve Ninova Muhafızları, ?Elimizden geldiğince mücadelemizi vereceğiz? diyor. Haşdi Şâbi´nin tavrı, Irak´ta Pers yayılmacılığının giderek baskın çıkması, müspet şeyler değil. Bu anlayışla Kerkük, Musul ve benzeri yerleri kontrolleri altına almak istiyorlar. Bizler bunları ABD ve Avrupalı dostlara anlattım. Ne yazık ki beklenen neticeler alınamadı. Biz, Irak yönetimiyle ters düşmenin gayreti içerisinde değiliz. Samimi ve adil bir Irak yönetimi, her zaman bizim desteğimizi yanında bulacaktır. Ama soydaşlarımıza haksızlık yapılmamalı. Bugün Musul´da 1,5 milyon Sünni Arap, 400 bin Türkmen, 100 bin civarında da Sünni Kürt vardır. Haksızlığa, mağduriyete meydan verilmemeli.

ŞİRAZEDEN ÇIKTILAR

Avrupa´nın teröristlere kapıları açmasına ne diyorsunuz?

O konu çok daha ileri aşamaya geçti. Almanya´da Cumhurbaşkanlığı makamının yaptığını düşünün: Terörden yargılanarak 5 yıl ceza almış, adli kontrolle serbest bırakılmış, buradan kaçmış olan birisini alıyor, kendi makamında eşiyle beraber karşılıyor. Ona özel muamele yapıyor. Aynı şekilde Fransa´da Paris Belediyesi fahri hemşehrilik beratı veriyor. Bunlar tam bir skandal. Bu skandallar, aslında yarın dönüp onları vuracak. Batı´daki bazı kuruluşlar, Türkiye´deki yönetime karşı sırtını teröre dayamış olanlara tutup sahip çıkıyorlar. ?Sırtımızı PKK´ya, PYD´ye, YPG´ye, Kandil´e dayıyoruz? diyenlere yarın bunlar ödül vermeye kalkarlarsa şaşırmayın. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland´a tüm bu hassasiyetlerimizi aktardım. Bunlar, AB´nin terör örgütü olarak ilan ettiği bir örgüte sırtlarını dayadıklarını açıkça söylüyorlar. Ama ne yazık ki Avrupa Konseyi´nde de, Avrupa Parlamentosu´nda da, binaların koridorlarında, her yerde terörist başının resimlerinin asılmasına müsaade edilebiliyor. Oralarda terör örgütün afişleri, pankartları asılıyor; çadır kurmasına müsaade ediliyor. Bunu yapan Belçika´ya hiç bir şey demeyenler, gelip bize adeta akıl vermeye kalkıyorlar. Şu anda Batı´da âdeta şirazesinden çıkmış bir yapı var.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —