Tarih: 25.03.2016 14:50

DÜNDAR-GÜL DURUŞMASINI BÖLGE BAROLARININ BAŞKANLARI DA İZLEDİ

Facebook Twitter Linked-in

Adana Barosunun internet sayfasında yer alan duyuruya göre duruşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın ve Milli İstihbarat Teşkilatı´nın (MİT) müdahil olma talepleri kabul edilirken, davaya da gizlilik kararı getirildi.

Yargılamaya, mahkeme salonunun boşaltılmasının ardından devam edileceği belirtildi..

Duruşmaların tamamının kapalı yapılması ve Ceza Muhakemesi Kanunu´nun 155´inci maddesi gözetilerek, sanıkların eşlerinin duruşmalara katılabileceği kararı alındı.

Duruşmaların kapalı yapılmasının yanı sıra mahkeme ikinci kararında da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT´in müdahillik taleplerini kabul etti. Sanık avukatları ´doğrudan zarar görmedikleri için´ bu talebin reddedilmesini savunuyordu.

Çağlayan Adliyesi´ndeki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşma öncesi çok sayıda milletvekili, sivil toplum örgütü temsilcisi ve diplomat da destek için adliye binası dışında toplandı.

CAN DÜNDAR: ´SARAY´IN HÜKMÜ OLURSA, AYM´YE KAYYUM ATANSA DAHA İYİ

Can Dündar duruşma öncesi basın açıklamasında şunları söyledi:

"Siyasi, hukuki, mali baskılarla karşı karşıya kaldık geçtiğimiz süreçte. Anayasa Mahkemesi´nin kararını tanımadığını ve uymayacağını söyledi Cumhurbaşkanı. Birazdan içeriden hukuk mu galip gelecek bu emir mi, adalet mi hakim olacak, ´Saray´ın hükmü mü bunu göreceğiz (...) Eğer Anayasa Mahkemesi´nin kararına rağmen bir Saray´ın hükmü gerçek olursa, herhalde Anayasa Mahkemesi´nin başına bir kayyum atansa daha iyi olur diye düşünüyorum."

"Yaptığımız haberin arkasındayız" diyen Dündar, ´gerçek suçluların yargılanması gerektiğini´ söyledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) de duruşma öncesi yaptığı açıklamada "davanın derhal sona erdirilmesi ve ifade özgürlüğüne, halkın bilgi alma hakkına müdaheleye de son verilmesi" çağrısında bulundu.

MİT TIR´larının durdurulmasına ilişkin görüntü ve haber yayınladıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkındaki ilk duruşma bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülüyor. Savcı, duruşmanın kapalı devam etmesini talep etti.MİT TIR´larının durdurulmasına ilişkin görüntü ve haber yayınladıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkındaki ilk duruşma, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nde başladı.


Can Dündar ve eşi Dilek Dündar sabah saatlerinde Çağlayan´da bulunan İstanbul Adalet Sarayı´na geldi. CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş, Mahmut Tanal, HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ve çok sayıda gazeteci, Dündar ve Gül´e destek için adliye önünde toplandı. Yabancı basın da Dündar ve Gül´ün davasını takip etmek için erken saatlerde adliyeye geldi.

´GAZETECİLİĞİ SAVUNMAYA GELDİK´

Adliye önünde açıklama yapan Can Dündar, "Bugün buraya gazeteciliği savunmaya geldik. Daha önce de burada toplanıp aynı şeyi söyledik. Halkın haber alma hakkını savunacağımızı söyledik. Onu savunduk tutuklandık biliyorsunuz. Sonra Anayasa Mahkemesi´nin kararıyla serbest bırakıldık" dedi. 

Siyasi, hukuki ve mali baskılarla karşılaştıklarını belirten Dündar, "Sadece bizim davamız değil bu. İçerideki tutuklu meslektaşlarımız da var onların da haklarını savunacağız" dedi.

Açıklamada, Dündar ve Gül hakkında açılan davanın Türkiye´de gazetecilere ve medyaya yönelik kısıtlamaları ve hükümetin muhalif sesleri bastırmaya yönelik kararlılığını gösterdiği belirtildi.

Guardian gazetesinde Başbakan Ahmet Davutoğlu´na hitaben açık mektup yazan 100´den fazla yazar da davanın düşürülmesini, basın ve ifade özgürlüğüne dönük ihlallere son verilmesini istedi.

Mektupta isimleri olan yazarlar arasında PEN International´ın başkan yardımcıları Eugene Schoulgin, Gloria Guardia ile Maureen Freely, María Gabriela Mizraje, Gustáv Murín de bulunuyor.


´GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR. BUNU SAVUNMAYA GELDİK´

Erdem Gül de "Gazetecilik suç değildir. Bugün burada bunu savunmakla karşı karşıyayız. Anayasa Mahkemesi kararıyla bizim yaptığımızın tek kelimeyle gazetecilik olduğu söylendi. Biz burada aynı zamanda Anayasa Mahkemesi´nin hukukunu da savunmakla karşı karşıyayız. Suç işlemedik gazetecilik yapmaya devam..." diye konuştu. Dündar ve Gül daha sonra kendisini destekleyenlerin alkışları arasında adliye binasına girdi.

SAVCI KAPALI DURUŞMA TALEP ETTİ

Dündar ve Gül´ün salona alınmasının ardından duruşma başladı. Savcı, duruşmanın kapalı devam etmesini talep etti.Tüm oturumların CMK 182/2 gereğince kapalı yapılmasına karar verildi.Duruşmaların kapalı yapılmasının yanı sıra mahkeme ikinci kararında da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT´in müdahillik taleplerini kabul etti. Sanık avukatları ´doğrudan zarar görmedikleri için´ bu talebin reddedilmesini savunuyordu.

´YUH´ SESLERİ

Mahkemenin gizlilik kararı vermesi izleyiciler, milletvekilleri ve savunma avukatları tarafından büyük tepkiyle karşılandı, salondan ´yuh´sesleri yükseldi.

30 YILA KADAR HAPİS İSTENİYOR

Can Dündar ve Erdem Gül hakkında hazırlanan iddianamede her bir suçlama için ayrı ayrı bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Davayı izlemek için adliye binasına gelenler arasında İngiltere İstanbul Başkonsolosu Leigh Turner, CHP milletvekilleri, Ali Haydar Hakverdi, İlhan Cihaner, Sezgin Tanrıkulu, Musa Çam, HDP milletvekilleri Hasip Kaplan, Meral Tanış Beştaş, Pen International gözlemcileri ve çok sayıda gazeteci de var.

Adliye binasının önünden bildiren BBC Türkçe muhabiri Rengin Arslan, duruşma salonunun küçük olması nedeniyle davayı takip etmeye gelen pek çok basın mensubu ve izleyicinin salona giremediğini söylüyor.

İddianamede Dündar ve Gül´e yöneltilen suçlamalar şöyle:

Duruşmadan iki gün önce, davaya çıkacak olan duruşma savcısı değiştirildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Savcı İrfan Fidan´ı davadan alıp, daha önce Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu´nda soruşturma savcısı olarak çalışan savcı Evliya Çalışkan´ı, 14. Ağır Ceza Mahkemesi´ne duruşma savcısı olarak atadı.

ERDOĞAN´DAN AYM´YE TEPKİ

Dündar ve Gül hakkındaki soruşturma, Cumhuriyet gazetesinde 29 Mayıs 2015 tarihinde "İşte Erdoğan´ın yok dediği silahlar" manşetiyle yayımlanan haber üzerine açıldı.

Haberde, Milli İstihbarat Teşkilatı´na (MİT) ait tırlarla Suriye´deki gruplara silah ve cihatçı sevk edildiği iddia edildi, kanıt olarak da savcılık dosyasından alındığı belirtilen görüntülere yer verildi.

Görüntülerde, ilaç kutularının altından çıkan havan topu mermileri ve diğer mühimmatlar görülüyordu.

Haberin yayımlanmasından iki gün sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT tırlarının gündeme getirilmesini ´casusluk faaliyeti´ olarak niteledi ve "Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek" diyerek davanın açıldığını duyurdu.

Erdoğan´ın kişisel şikâyetiyle 26 Kasım 2015´te ifadeye çağrılan Dündar ve Gül, aynı gün tutuklanarak Silivri Cezaevi´ne gönderildi.

Anayasa Mahkemesi (AYM) ise avukatların ´tutuklama kararıyla kişi güvenliği ve özgürlüğü, düşünceyi açıklama ve yayma özgülüğü, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü haklarının ihlal edildiği´ gerekçiyle yaptıkları başvuruyu değerlendirip 92 günlük tutukluluk süresinin ardından Dündar ve Gül´ün tahliyesine karar verdi ve gazeteciler 26 Şubat´ta sabaha karşı tahliye edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, AYM kararı için "Ben Anayasa Mahkemesi´nin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar ama kabul etmek durumunda değilim. Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum" dedi.

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —