Tarih: 07.04.2023 12:47

DOĞU AKDENİZ ÇEVRE DERNEKLERİ YUMURATILK TERMİK SANTRALİNDE YARGILAMANIN YENİLENMESİNİ İSTİYOR

Facebook Twitter Linked-in

Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Gönüllü Avukatı İsmail Hakkı Atal,Çin Devletinin emperyalist “ Kuşak ve Yol  “ projesi kapsamında inşaa ettiği ve çalıştırdığı, MTA “ Diri Fay “ haritasına göre aktif “Yumurtalık fay zonu” üzerindeki Adana -Yumurtalık -Emba -Hunutlu Termik Santrali aleyhine Anayasa Mahkemesine hak ihlali tespiti ve Yargılamanın Yenilenmesi başvurusunda  bulunduklarını söyledi.

Atal, “MTA “Diri Fay “ haritasına göre aktif “Yumurtalık fay zonu” üzerinde bulunan EMBA Hunutlu termik santralinin, içinde bulunan yanıcı-yakıcı özelliğe sahip hidrojen tanklarının 30 km. çapındaki bir alanı yakıp- yok edebilme potansiyeli nedeniyle 28.02.2023 tarihinde Adana Valiliğine başvuru yaparak santrallerin süresiz olarak durdurulmasını ve hidrojen tanklarının boşaltılmasını talep etmiştik, ancak hiçbir şey yapılmadı” dedi.

 Çin Devleti Şangay Elektriğe ait olan EMBA-Hunutlu termik santralinin Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve yasalar ihlal edilerek inşaa edildiğini ve şu anda çalıştırıldığını kaydeden Av. Atal, “Üstelik aralarında en az 3500 metre mesafe olması gerekirken, 1800 metre ötesinde de 2002 yılından bu yana halkımızı zehirleyen Alman STEAG şirketine ait İsken -Sugözü termik santrali var. 2016 yılında Ankara 7. İdare Mahkemesinde Çin’li Hunutlu EMBA termik aleyhine açtığımız “ üretim lisansı iptali” davasında, 2002 yılından bu yana çalışan Alman Sugözü termik santrali nedeniyle Adana Yumurtalık ilçesinde 5 yılda kanser vakalarının %1200 (12 kat arttığını ) ispat etmiştik. Ancak bu dava dosyasında tüm bilimsel gerçekliklere ve kanunların bizden yana olmasına rağmen Ankara 7.İdare Mahkemesi “ görevini kasten yapmayarak “ davayı reddetmişti. Anayasa Mahkemesi başvurumuza konu olan davamız ise;  EMBA -Hunutlu 2014 - ÇED raporunda olmadığı halde, baca sisteminin soğutma kulesiyle değiştirilerek inşaatın ÇED raporuna aykırı olarak yapılması nedeniyle iptali için Adana 3. İdare Mahkemesinde 2020/1420 E. Sayı ile açtığımız ve keşif yapılmaksızın 2021 / 1369 K. Sayı ile reddedilen dosya. İstinaf talebimiz de Adana Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2022 / 420 E. 2023/ 34 K. İle reddedilmiş olup, yargılamanın yenilenmesi için 5.04.2023 günü Anayasa Mahkemesine başvurduk” ifadesini kullandı. 

 Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Gönüllü Avukatı İsmail Hakkı Atal, şunları kaydetti:

“İkizköy Akbelen’de Limak termik santrali davasında, Erzincan İliç’te Kanadalı-Amerikan Anagold SSR Mining altın madeni davasında, Tokat Erbaa Verusa holding Galata altın madencilik davasında, Silifke Akkuyu Rus Rosatom nükleer santral davasında, Fatsa İngiliz Stratex altın madencilik davasında, Adana Sugözü Alman STEAG termik santrali davasında, Adana Hunutlu Çin’li  EMBA termik santrali gibi dosyalardaki tecrübelerimiz şunu göstermektedir ki; 2010 referandumundan sonra yargı, yürütmenin kontrolü altına alınmıştır ve yargı bağımsızlığı tamamen kağıt üzerindedir.  Çevre -ekoloji -yaşam hakkı davalarında İdare Mahkemeleri tamamen şekli ve görünüşte bir yargılama yürütmektedir. Yargıdan karar alabilmek, İkizköy Akbelen davası örneğinde olduğu gibi ancak halk eylemliliğe giriştiğinde mümkün olabilmektedir. Anayasanın 10. Maddesine göre “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. “Ancak Türkiye’de İdare Mahkemeleri Anayasanın 10. Maddesindeki “kanun önünde eşitlik ilkesini ihlal etmekte, bazı şirketlere, Amerikalı-Kanadalı İngiliz madencilere, Çinli-Alman termikçilere, Rus nükleercilere yasaları uygulamamaktadırlar. Mahkemelerin yasaları uygulaması için hukuk mücadelesi, toplumsal mücadeleyle desteklenmesi gerekmektedir. “

(vş)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —