Tarih: 17.11.2022 13:26

DANIŞTAY’DAN BASIN KARTI YÖNETMELİĞİNDE YER ALAN KİMİ DEĞİŞİKLİKLERİN YÜRÜTMESİNİ DURDURMA

Facebook Twitter Linked-in

Danıştay 10. Daire; Çağdaş Gazeteciler Derneği ve DİSK Basın İş'in açtığı davada; İletişim Başkanlığı tarafından 21 Mayıs 2021 tarihinde Basın Kartı Yönetmeliği'nde yapılan bazı değişikliklerin yürütmesini durdurdu.

SÖZCÜ gazetesinde ye alan habere göre Danıştay daha önce de yönetmelikteki bazı maddelerin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiş, bunun üzerine İletişim Başkanlığı yönetmelikte yeniden düzenleme yapmıştı. Karar ile ikinci değişikliğin bazı maddeleri de durdurulmuş oldu.

Resmi Gazete'de 21 Mayıs 2021 tarihinde yayınlanan Basın Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin bazı maddelerinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle; Çağdaş Gazeteciler Derneği ve DİSK Basın İş adına avukat Onur Can Keskin Danıştay'da dava açmıştı.

Danıştay 10. Daire, Basın Kartı Yönetmeliği'nin bazı maddelerinin yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Daire, bazı maddelerdeki durdurma talebini ise reddetti.

Yönetmelik daha önce de yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay'a taşınmıştı. Yargılama sürecinin sonunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, yönetmeliğin bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti. Bunun üzerine İletişim Başkanlığı yönetmelikte bir değişiklik daha yaptı. Bunun üzerine ÇGD ve DİSK Basın İş, yönetmeliğin bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulmasını tekrar istedi.

İkinci başvuruda, “Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, yürütmesinin durdurulmasına karar verilen kısımların, daha da genişletilerek hukuka aykırı bir şekilde düzenlendiği, basın kartı dağıtımının keyfileştirildiği, anlam ve içeriğinin boşaltıldığı” belirtildi. Başvuruda, “Yargı kararına ihtiyaç duyulmadan sürekli nitelikte basın kartı iptali yoluna gidildiği, düzenlemelerin keyfiliğe açık olduğu” ileri sürüldü.

“BASININ, ‘HABER VERME' VE ‘ELEŞTİRİ HAKKI' VARDIR

Sürekli basın kartının iptalini gerektirir eylem ve faaliyetlerde bulunulduğunun İletişim Başkanlığı tarafından yapılan inceleme üzerine tespit edilmesi üzerine kartın iptaline karar verilmesi konusu ile ilgili olarak Kararda yer alan şu değerlendirmeler dikkat çekti:

“Demokratik toplumlarda düşünceyi açıklama özgürlüğü önemli bir yer alır. Demokratik toplumlar, temel hak ve özgürlüklere dayanan toplumlar olup, bu tür toplumlarda devletin görevi, temel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmektir. Temel hak ve özgürlükler arasından düşünce ve kanaat özgürlüğü, özellikle düşünceyi açıklama özgürlüğü önemli bir yer alır. Düşünce ve kanaati açıklama özgürlüğünün en olağan yollarından birisi ise basındır. Basının, ‘haber verme' ve ‘eleştiri hakkı' vardır”

“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN, KAMU GÜÇLERİNE KARŞI OLDUĞU KADAR ÖZEL GÜÇLERE KARŞI DA KORUNMASI GEREKMEKTEDİR”

“Demokratik toplumlarda basının en önemli işlevi, kamu yararını ilgilendiren olay ve konularda açıklamalar yapmak, haber ve bilgi vermek, eleştiri ve değer yargıları sunmak suretiyle kamuoyunu oluşturmak, toplumu aydınlatmaktır. Basına yaptığı bu işlev nedeniyle iki hak tanınmaktadır. Bu haklar ‘haber verme hakkı' ile ‘eleştiri, değer yargısında bulunma hakkı'dır. Haber verme hakkı, kamu yararı taşıyan bir olayı topluma haber vermek, bildirmektir. Bu önemli işlevi nedeniyle basın özgürlüğünün, kamu güçlerine karşı olduğu kadar özel güçlere karşı da korunması gerekmektedir. Bağımsız ve tarafsız yayıncılığın sürdürülebilmesi için alınacak önlemlerde bu ödev kapsamındadır.

Nitekim, Anayasanın 28 ila 30. maddelerinde basın hürriyetine ilişkin hususlar özel olarak düzenlenmiş; ayrıca basın hürriyetinin sınırlandırılmasında düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Basın hürriyeti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddesi kapsamında ele alınmaktadır.”

“RAHATSIZ EDEN HABER VE DÜŞÜNCELERİN DE SERBESTÇE İFADE EDİLEBİLMESİ”

İfade özgürlüğünün toplumsal ve bireysel işlevini yerine getirebilmesi için, AİHM'in de ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarında sıkça belirttiği gibi, sadece toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü ‘haber' ve ‘düşüncelerin' değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekmektedir. İfade özgürlüğü, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin temeli olup bu özgürlük olmaksızın ‘demokratik toplumdan' bahsedilemez.”

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —