Parti´nin internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, "Sayın Bakan bu utanç size yeter" diyen Cihaner tepkisini şu sözlerle dile getirdi::
"Milli Eğitim Bakanı´nın basına düşen ?Teknik tabiri nedir bilmiyorum ama bunu bile söyleyip söylememekte tereddüt ediyorum, ?gösterişçi intihar eylemi´ diye bir sendromdan bahsediliyor. Aslında niyeti olmadığı halde etrafında ilgi uyandırmak veya ilgi çekmek veya isteklerinin yerine gelmesini sağlamak amaçlı? açıklamasını hayretle, biraz da utançla okudum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin Milli Eğitim Bakanı, üstelik de profesör olan bir insanın böyle bir açıklama yapması, üstlendiği göreve ne kadar yabancılaştığının ispatıdır.
Sayın Bakan, "teknik tabiri" nedir bilmiyorsanız eğer, siz ne diye bilmediğiniz bir konuyu böylesine bir özgüvenle açıklayabiliyorsunuz? Sayın Bakan hangi cüretle sebebi bizzat iktidarınızın olduğu intiharları ?gösterişçi intihar? diye tanımlarsınız? Bu nasıl bir vicdansızlık, nasıl bir aymazlıktır böyle? Bilmiyorsanız eğer, Bakanlığınızda çalışan, sayıları 25 bini aşan psikolojik danışmanlarınız ve rehber öğretmenleriniz var, onlara başvurabilirsiniz.
2006´dan bu yana ataması gerçekleştirilmediği için intihar eden öğretmen sayısı en az 40. Kendi canlarından vazgeçecek kadar çaresizliğe düşmüş insanlara ?gösterişçi? demek nasıl bir vicdansızlıktır? 40 öğretmen hayatta değil artık. Ataması gerçekleştirilmediği için işsiz olarak evlerinde oturan, ailelerinden harçlık almak zorunda kalan, inşaatlarda çalışan, temizlik işçiliği yapan, gündelik tarım işçiliği yapan öğretmen sayısı 350 bin. Bu insanların hepsi en az 4 yıllık öğretmenlik formasyonundan geçmiş, okullarını başarıyla tamamlamış, defalarca teste tabi tutulmuş gencecik değerlerdir. Sizin bu eğitim ve istihdam politikanız yüzünden bu insanların tamamına yakını ağır bir psikolojik yükün altındadır. Ve bu psikolojik yük insanları intihara sürüklemektedir. Sayın Bakan, yarattığınız memleketin karanlığının insanların ruh sağlığına doğrudan etkisi vardır.
Eğitim sistemini Cumhurbaşkanı´nın oğlu önderliğinde dönüştürüp, arzu ettiğiniz ?dindar ve kindar? nesli yetiştirmek için o kadar çok ve yoğun çalışıyorsunuz ki; nitelikli eğitim ve istihdam meseleleri umurunuzda bile değil. Tek derdiniz bütün okullara yandaş idareciler atamak, bütün öğrencileri yoğun din eğitiminde geçirmek, en sonunda da kendi ideolojik formasyonunuzdan geçmiş kendi neslinizi yetiştirmek. Size göre Milli Eğitim Bakanlığı sadece bu amaca yönelik önem arz ettiği için, intihar eden öğretmenler hakkında bu kadar rahat bir biçimde, aklınızı ve vicdanınızı yitirmişçesine açıklama yapabiliyorsunuz.
Ama unutmayın: Tarih her şeyi kaydediyor. Tarihe ataması gerçekleştirilmemiş öğretmen intiharları için ?gösterişçi intihar eylemi diyen Milli Eğitim Bakanı? olarak kaydedildiniz. Belki bugün yaptığınız açıklamanın ciddiyetinin pek farkında değilsiniz ama yarın gittiğiniz her yerde bu açıklamanız suratınıza bir tokat gibi çarpacaktır.?
