Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal , “Sinop Nükleer Santral projesi derhal iptal edilmeli, iklim krizine bağlı iklim felaketleri gezgen ekosistemini radyoaktif kirliliğe uğratmadan önce dünyadaki bütün nükleer santraller derhal kapatılmalıdır” dedi.
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, Sinop NGS ÇED iptal davasını açtıklarını söyledi.
Atal, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “ÇED süreci hukuksuz ve kanunsuz olarak sürdürülen ( Akkuyu nükleer santralinden sonra ikinci büyük) halk sağlığı ve milli güvenlik tehdidi olan Sinop Nükleer Santral projesine karşı DAÇE , EGEÇEP , Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği , Çan Çevre Derneği , Yeşil Artvin Derneği ,Ordu Çevre Derneği , Adana Tabip Odası ,Tekirdağ Tabip Odası ve 6 yurttaş olarak Çevresel Etki Değerlendirme Raporunun İptali davasını açmış bulunuyoruz” dedi.
TEİAŞ verilerine göre %35, Cumhurbaşkanlığı ve Enerji Bakanlığı verilerine göre %31 enerji arz fazlası bulunan Türkiye’nin Sinop NGS'den üretilecek elektriğe ihtiyacının olmadığını ifade eden Atal, şöyle devam etti:
“ 2011 yılında Japonya Fukushima nükleer faciası sonrası, WHO ( Dünya Sağlık Örgütü ) tarafından nükleer kazayla -nükleer santralle direk bağlantısı kurulan tek kanser türü olan troid kanseri, Fukushima hastanesi kayıtlarına göre çocuklarda 500 kat artmış, yetişkinlerde ise 29 kat artmıştır. Bu nedenle açılan davaya , müvekkil davacılar yanında müdahil davacı olarak katılması için davanın sağlık bakanlığına ihbarı talep edilmiştir. Fukushima Nükleer Felaketinin Japonya'ya maliyetinin 600 milyar doları aşacağı, bu maliyetin 1 trilyon dolara kadar yükseleceği hesaplanmıştır. Bu nedenle açılan davaya , müvekkil davacılar yanında müdahil davacı olarak katılması için Hazine Ve Maliye Bakanlığı , Tarım Bakanlığı , Kültür Ve Turizm Bakanlıklarına davanın ihbarı talep edilmiş, dava dosyasında toplumsal maliyet analizi de istenmiştir. İklim krizi çağında , iklim değişikliğinin depremleri ve doğal afetleri tetiklediği bilimsel olarak ispat edilmiş olup , gezegende hiçbir karasal alan nükleer santral kurmak ve işletmek için güvenli olmadığı gibi; yine iklim değişikliği nedeniyle yaklaşık 500 milyon insanın 10-20 yıl içinde Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan göç edeceği beklenmekte olup sınırlarımıza dayanacak 10 milyonlarca iklim mültecisinin yaratacağı güvenlik riski nedeniyle Türkiye'de nükleer santral kurulması milli güvenliğimizi tehdit etmektedir. bu nedenle açılan davaya, müvekkil davacılar yanında müdahil davacı olarak katılması için cumhurbaşkanlığı ve milli güvenlik kuruluna davanın ihbarı talep edilmiştir.”
Sinop NGS ÇED sürecinin hukuka ve kanuna aykırı olarak yürütüldüğünü kaydeden Atal, “TBB çevre komisyonu üyeleri olarak 6.02.2018'de gittiğimiz Sinop NGS "halkın katılımı toplantısına" avukatlar ve halk olarak içeriye alınmayınca, polis barikatının önünde 168 yurttaşın ve 3 avukatın imzasıyla bu hukuksuzluk tutanak altına alınmış ve tutanağın bir örneği de açılan davamıza eklenmiştir.Sinop NGS ÇED'inin dayanağı olan Halkın katılımı toplantısı halk olmadan yapılmıştır. kanunsuz HKT üzerinde hazırlanan çed raporu ve bakanlık onayının hiçbir hukuki geçerliliği olmayıp, hukuken yok hükmündedir. Sinop NGS ÇED raporunda iklim krizine bağlı göçlerin yaratacağı milli güvenlik sorunu, iklim değişikliğinin yarattığı jeolojik -hidrolojik -klimatolojik destabilizasyon nedeniyle dünyada hiçbir kara parçasının nükleer santral kurmak -işletmek için güvenli olmadığı yönündeki bilimsel gerçeklikler değerlendirilmemiş, nükleer nedeniyle gelecekte yaşanacak bütün sorunlar görmezden gelinmiştir” dedi.
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, “Sinop nükleer santral projesi derhal iptal edilmeli , iklim krizine bağlı iklim felaketleri gezgen ekosistemini radyoaktif kirliliğe uğratmadan önce dünyadaki bütün nükleer santraller derhal kapatılmalıdır” ifadelerinde bulundu.
(vş)