Tarih: 10.02.2022 15:06

Cemal Süreya’nın Eşi Zuhal Tekkanat’a yazdığı mektup

Facebook Twitter Linked-in

Ankara, 24 Ağustos 1972*

“Sevgilim

Ve gittiniz. Özellikle Memo’nun otobüs penceresindeki yüzünü unutmayacağım. Bir yolculuğun coşkusu ile gerçek anlamda bir ilk ayrılığın derin hüznü iç içe geçmişti o yüzde. Sanırım bu seferki özlemi daha bir büyük olacak. Bendeki de öyle. Büyük bir ayrılık oldu bu. Hani ne diyordu eski bir şarkı: ‘ayrılık yarı ölmekmiş.’ Öyle bir şey. Ağrıdan çok sızı sözcüğüyle anlatılmağa elverişli bir duygu. Neyse ki uzun sürmeyecek. Burada şunu da hemen söyleyeyim, bizim başkan 4 Eylül’de dönecekmiş. Telefon edip söyledi. O zaman benim eylül başında oraya gelmem olanaksız oluyor. Siz ayın 3 ünde çıkar gelirsiniz. Neyle geleceğinizi ve hareket saatinizi bana telefonla bildir. (Telefon: 11 97 83. Numarayı biliyorsun, ama benim bir de buraya yazmam yararlı olur, diyorum.) Ev sahibine telefon et; adresini öğren; Eylül kirasını postayla yollayayım; ayrıca bunun son kira olacağını, Eylül sonunda evi boşaltacağımızı da belirt. Madam’a da selâm ve saygılarımı ilet. Kumaşları geri ver.

Soba yerinde duruyor mu? Perihan’la hiç görüştün mü?

Bugün hastaneye kontrola gidecektin, gittin mi? Rapor süresi uzayabildi mi? Memuriyet nakli için dilekçeni verdin mi? Bunları bana hemen bildir.

Siz gittiğiniz gün ve ertesi gün yine Birliğin bahçesinde aynı kişilerle saat 2’lere dek oturdum, içtim. Bu arada Mazhar’la bir de kavga ettik. Beklenen, zorunlu bir şeydi bu. Ama iyi oldu aslında. Çünkü dün gitmedim. Eve erken döndüm. Biraz çalıştım. Suat Ziya geldi. Ondan biraz para aldım. Sana da zarfın içinde 50 lira yolluyorum. Bir ziyafet çekin kendinize. Sizi ne kadar seviyorum! Memo da biliyor bunu, sen de biliyorsun. Galiba yalnız polis bilmiyor. Onun bilmemesi de iyidir.

Gelirken bavula giyecek eşya koyun. Nescafe vardı, onu da getirin. Salondaki kitaplığın alt gözlerinden birinde “Osmanlıca” adlı bir kitap olacaktı. Onu da getirirseniz sevinirim. Artık eylüle giriyoruz. Serinlik bastırabilir akşamları. Ona göre giyeceklerinizden de getirin. Çakmak tüplerini unutma. Sigaraların yarısını iç yarısını getir. Ben burdan Nahit Eruz’a mektup yazacağım. 2 ya da 3 Eylül akşamı sana 15 paket Samsun getirecek. 75 lira verirsin.

Ev işinden bir ses yok daha. Ama biz ne olursa olsun Eylül sonunda evi buraya taşımış olacağız. Her şeyini ona göre ayarla. Ve dediğim gibi nakil işi için dilekçeni hemen intikal ettir.

Hava yine çok sıcak. Siz gittiğiniz gün de öyleydi. Yolda perişan olursunuz diye üzülüp üzülüp durdum. Rahat gidebildiniz mi?

“Ne sıcak vücutlar gitti

Toprağı ısıtmak için” (F.H. Dağlarca)

Güz günleri gelse diyorum. Güz günleri gelse ve akşamları “evime” gidebilsem. Ve ihtiyarlasak bir gün; hani o mutlu ihtiyarlar gibi kolkola dolaşsak.

Şiir, hikâye ve zaman

Her şey yeniden başlasa

Gözlerinizden öperim.

 

*Cemal Süreya’nın eşi Zuhal Tekkanat’a yazdığı mektupun orijinal metni. (İlk kez tamamı yayımlanan bu metin araştırmacı Sayın Mesut Özcan’ın özel kütüphanesinden alınmıştır.)

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —