Tarih: 19.11.2016 16:38

BM: ?TÜRK HÜKÜMETİ OHAL´İ GÖZDEN GEÇİRMELİ´

Facebook Twitter Linked-in

VOA Amerika´nın Sesi internet sitesinde Yıldız Yazıcıoğlu imzası ile yer alan habere göre Kaye, ?Hükümet gazeteci yazar ve akademisyenleri bir an önce serbest bırakmalı. Hükümet gerekli tedbirleri alarak OHAL´de ifade özgürlüğüne getirilen herhangi bir kısıtlamanın orantılılık ilkesine sadık kalarak uygulandığından emin olmalıdır. Mahkemelerde itiraz hakkı olmalıdır? dedi.

BM Raportörü Kaye, düzenlediği basın toplantısında Ankara ve İstanbul´daki görüşmeleri çerçevesinde Türkiye´deki OHAL sürecine ilişkin ciddi eleştirilerde bulundu. Mart ayında detaylı Türkiye´deki düşünce ve ifade özgürlüğüne ilişkin raporunu BM İnsan Hakları Konseyi´ne sunacağını kaydeden David Kaye, düşünce ve ifade özgürlüğü haklarına getirilen kısıtlamalarda, BM Uluslararası Bireysel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi´nin olağanüstü halleri düzenleyen 19. maddesine uygunluğunu değerlendirdiğini vurguladı. Terörle mücadele gerekçesi söz konusu olsa da kısıtlamalar, ihtiyaçlar çerçevesinde orantılılık, meşru amaç ve hukuki olması yaklaşımıyla OHAL sürecini incelediğini kaydeden Kaye, ?Hükümet yetkilileri sıklıkla tehdidin doğasından bahsetti. Bizler Türkiye´de terörle alakalı sorunların farkındayız. Hem darbe girişimi, hem de genel bağlamda DAEŞ ve PKK bağlamında bu tehdidin varlığını kabul ediyoruz. Hükümetin vatandaşları koruma sorumluluğu var ama bu demek değildir ki hükümet açık bir çeke sahip ve ifade özgürlüğünü tamamen kısıtlayabilir? diye konuştu.

Her hükümet açısından ulusal güvenliği koruma hakkı gerekçesiyle kısıtlamalar uygulanabildiğini ancak Türkiye´deki durumda yaşamın farklı alanlarını etkilediğini belirten Kaye, Terörle Mücaedele Kanunu (TCK) yanı sıra OHAL kapsamında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) düzenlemelerine dikkat çekti. KHK´lar için ?Ne hukuki ne hukuk dışı bu tanımı yapmak oldukça zor. Hükümet makamlarına aşırı yetki tanıyor, özellikle mücadeleyi yürüten hükümet makamlarına? diyen Kaye, keza Cumhurbaşkanı´na ve kamu görevlilerine hakaret gerekçeli yargılama süreçlerine vurgu yaptı.

Hükümet´e önerilerini  şöyle sıraladı

 

Adalet Bakanlığı´ndan izin alamadı

Bu arada Kaye, Türkiye´deki OHAL sürecindeki tespitleriyle ilgili çarpıcı örnekleri de paylaştı.

Adalet Bakanlığı´ndan Cumhuriyet Gazetesi´nden Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Turhan Günay ve Musa Kart ile görüşme izni alamadıklarını belirten Kaye, keza Ahmet Altan, Mehmet Altan, yazar Aslı Erdoğan ile görüşme taleplerine de ret yanıtı aldıklarını dile getirdi.

Kaye, Silivri Cezaevi´nde tutuklu Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinden Hakan Karasınır, Bülent Utku, Güray Tekin Öz, Mustafa Kemal Güngör ve Önder Celik ile Bakırköy Cezaevi´nde tutuklu edebiyatçı Necmiye Alpay ile görüşebildiğini söyledi.

Görüştüğü gazeteci ve yazarlarla ilgili hapishane koşullarında özellikle kağıt ve kalem yasağı ile kitap kısıtlaması uygulamasını eleştirdiği gözlemlenen Kaye, ancak görüştüğü isimleri sağlıklı bulduğunu dile getirdi.

?Basın özgürlüğü krizdeydi´

David Kaye, Türkiye´de basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili sıkıntılı durumu sadece 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tespit etmediklerini vurgulayarak, ?Basın özgürlüğü krizdeydi? ifadesini kullandı. Darbe girişimi sonrasında basına yönelik baskılarda dramatik artış görüldüğünü belirten Kaye, Özgür Gündem gazetesinin kapatılması, Cumhuriyet gazetesine operasyon düzenlenmesi ve Evrensel gazetesinin baskı altına alınması gibi örnekleri verdi. ?Bunlar OHAL yetkileri, muhalif veya eleştirel gazeteciliğe karşı kullanılmasına ilişkin örnekler? diyen Kaye, Kürt medyasına ise tümüyle yok etme politikası izlendiğini ifade etti.

Görüşmeleri kapsamında ?Maalesef ki gazeteciler tutuklu ve kendileri de dehşete düşmüş ve şaşkın durumda? diyen Kaye, Türkiye´de bugün itibariyle 155 gazetecinin tutuklu olduğunu anımsattı. ?Ülkede 3 bini aşkın gazeteci işsiz ve yüzlerce basın kartı iptal durumda? açıklaması yapan Kaye, bunun yanı sıra kamudan yapılan işten çıkarmalar kapsamındaki akademisyenlere ilişkin uygulamaları da eleştirdi.

Son olarak KHK ile kapatılmalarına hükmedilen sivil toplum örgütleri arasında kadın, çocuk, eşcinsel gibi gruplara ilişkin faaliyetler yürüten örgütler bulunduğunu kaydeden Kaye, STK temsilcilerince örgütleri hakkındaki kapatılma gerekçesinin anlaşılamadığı anlattı.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —