Tarih: 21.12.2022 20:36

BİR DÖNEMİN GERÇEĞE IŞIK TUTACAK ÖYKÜLERİ…

Facebook Twitter Linked-in

Günümüzde çok tartışılan bir dönemin gerçeğe ışık tutacak öyküleri!

Asyatik Türkiye’de Yaşam, 1875 yılının nisan ayından ağustos ayına kadar geçen bir sürede Adana ve Mersin başta olmak üzere Kilikya ve İkonia’ya bir gezi yapan İngiliz Edwin John Davis’in anı ve izlenimlerini, kitabın yayımlandığı 1879 yılına kadar ki gözlemlerini de ekleyerek topladığı çalışması. Osmanlı’nın çok büyük oranda toprak kaybettiği, Kıbrıs’ı İngilizlere teslim ettiği bu dönem Türkiye tarihi açısından çok önemli. Dr. S. Haluk Uygur ve Prof. Dr. Hakan Yaman’la dilimize kazandırdıkları 1879 Londra basımlı Asyatik Türkiye’de Yaşam’ı (Akademisyen Kitabevi) konuştuk. 

SAYGI ESİN (Cumhuriyet Kitap – 15 Aralık 2022)

 

‘1875-1877 YILLARI TARİHİMİZİN ÇOK KRİTİK BİR DÖNEMİ’

•Asyatik Türkiye’de Yaşam kitabı, Edwin John Davis tarafından 1875 ve 1877 yılları arasında yazılmış gezi notlarını içeriyor. Tam 150 yıldır Türkçeye çevrilmeyen bir kitabı günümüzde Türkçeye çevirmenin önemini anlatır mısınız?

S. HALUK UYGUR- Bu kitabın Türkçe’ye kazandırılmasının en önemli noktası; yazarın 1875 yılında Anadolu’nun çok önemli bir bölümünü köy köy dolaşarak, insanlarla birebir konuşarak, o dönemin insanlarını anlatmasıdır. Kitap 1875 yılında yapılan bir gezinin devamında basıldığı yıl olan 1877 yılına kadar ortaya çıkan değişiklikleri de aktarmakta.

 

•1875 veya 1877 tarihlerinin anlamı nedir?

S.H.U- Bence 1875-77 arası yakın tarihimizin çok önemli ve çok kritik bir dönemi. Bu döneme Osmanlı’nın yönetimi açısından bakarsanız, Abdülaziz’in tahtan indirildiği, V. Murat’ın üç ay gibi kısa bir süre için tahta çıkarıldığı, ardından (Murat’ın aklını kaçırması nedeniyle yerine) II. Abdülhamit’in padişah yapıldığı bir zaman. Ve bu zaman günümüzde en çok tartışılan zamanlardan biri. Sadece tartışılmıyor, bu dönem ile ilgili o kadar çok kitap yazıldı ki.

‘EDWIN JOHN DAVIS KİTABINDA YÖNETENLER VE/VEYA MUHALİFLERİ DEĞİL HALKI ANLATIYOR!’

•Hakkında zaten bu kadar çok kitabın yazıldığı bir dönemi anlatan başka bir kitap neden önemli?

S.H.U- İncelediğinizde göreceksiniz ki, bu kitapların nredeyse tamamı o dönemi, sadece yönetenler ve/veya muhalifleri tarafından inceliyor. Ya Abdülhamit’i ya da Mithat Paşa’yı veya İttihatçıları konu yapıyor. Ancak o dönemin halkını anlatan kitap yok. Varsa da Edwin John Davis’in yaptığı gibi tam bahsettiğimiz dönemde, Anadolu’yu gezerek yazılmış şeyler değil.

Edwin John Davis, 12 Nisan 1875’te başlayıp 1 Ağustos 1875’te bitirdiği seyahatin tüm ayrıntılarını gün be gün ve en ince ayrıntılarına kadar yazmış. Kitap yayına girene kadar da oluşan yeni durumları eklemeyi de ihmal etmemiş. Böylece 1875-1877 arasının bir panoramasını oluşturmuş.

 

Nereleri dolaşmış?

HAKAN YAMAN- Aslında bu gezi, daha önce Ege Bölgesine yaptığı ve notlarını Anatolica isimli kitapta topladığı başka bir gezinin devamı. İskenderiye’den bir vapur ile ayrıldıktan sonra, İskenderun ve Mersin limanlarından itibaren at sırtında dolaşmak yoluyla; günümüz Mersin, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş, Karaman kent merkezlerini; Tarsus, Kozan, Bahçe, Kadirli, Andırın, Pozantı, Ulukışla, İvriz, Ereğli, Ermenek, Hadim ve Kazımkarabekir gibi ilçeleri ve çok sayıda köyü gezmiş, izlenimlerini anlatmış.

‘ESERİN EN İLGİNÇ YÖNLERİNDEN BİRİ TOROSLAR’DAKİ YAŞAMDAN SÖZ ETMESİ’

•Anlattıkları arasında başlıca neler var?

H.Y- Bu eserin en ilginç yönlerinden biri de Toroslar’da ki yaşamdan söz etmesi. Ağırlandıkları köy evlerindeki ve hanlardaki usulleri anlatıyor. Ağırlandığı yerlerdeki yemek kültürü ile ilgili ipuçları veriyor. Toroslar’daki göçmenlerin yaşantısını anlatıyor, giyim kuşamları, etnik gruplara göre tarif ediyor. O dönemdeki etnik grupları, bu grupların birbiriyle ve Osmanlı yönetimiyle olan ilişkilerini ama en önemlisi insanların davranış biçimleri ve duygularını dile getiriyor.

ÖLÜMCÜL KITLIK, ABDÜLHAMİT VE SORGULAMALAR…

 S.H.U- Daha önemli olanı, bir yıl önce yaşanmış ve nüfusun yarısından fazlasının yaşamını yitirmesine neden olan ölümcül bir kıtlığın trajik bir öyküsü bu kitap. Abdülhamit döneminde toprak kaybedilip kaybedilmediği sorusunun yanıtını da günümüzdeki politize olmuş bilgilerin hiçbirine bulaşmadan, o günden veriyor.

Balkan çatışmalarının zirve yaptığı, 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı’nın kapıda olduğu, İngiltere’nin Kıbrıs’ı istediği o günlerde, kimler yaşamak için ne yaptı, kimler bu fırsattan yararlanarak zaten yıkılmış olan ailelere son tokadı nasıl attı, alttakilerin durumuna yöneticiler nasıl yaklaşıyordu, alttakiler padişahları hakkında ne düşünüyorlardı gibi soruların yanıtı, Davis’in aktarımıyla bize ulaşıyor.

H.Y- Yörükleri tanıyoruz; Tahtacılar, Fellahlar, Nusayriler, İsauralılar hakkında bilgi alıyoruz. Ermenileri Protestanı, Ortodoksu ve Katoliğiyle; Rumları fakirleri ve zenginleriyle; Levantenleri yaptıkları işlerle ve bunların hepsini padişah hakkındaki düşünceleriyle tanıyoruz.

 

‘YEREL TARİH, TARİHİN DAHA DEMOKRATİK YAZILABİLMESİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ!’

Bir kitabı iki kişinin birden çevirmesini açarsanız neler söylersiniz?

S.H.U- Çok eskiden yazılmış kitapları çevirmek, artık kullanılmayan bir üslup ile yazılmış olması nedeniyle zor bir iş. Ayrıca bu kitap bir gezi notu ise onun gezdiği yerleri bilmek gerekiyor. Çünkü aradan geçen günler yer isimlerini değiştirmiş olabileceği gibi, yazarın ismi yanlış telaffuz etme ihtimali de bulunuyor. Veya o yer bugün yaşanmayan bir yer haline gelmiş olabiliyor.

İşte bu nedenlerle kitabı birebir çevirmede zorluklar doğuruyor. Biz Hakan Yaman ile bu zorlukları el ele vererek aştık. Bir taraftan çeviriler yapıldı (ki bu tarafta Hakan daha çok emek verdi), diğer taraftan çevirinin günümüz Türkçesiyle akıcılığının sağlanması, açıklanması gereken bazı bölümler için açıklamalar eklenmesi, yer isimlerinin en doğrusunun bulunması için çaba sarf edildi.

Bu alanda da ben daha çok emek vererek, araştırmacı ve bölge tarihine meraklı okuyucular için referans olacak bir eser ortaya çıkarttık.

(vş)

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —