Orhan Sümer, “Yangının ardından açılan davada 12 sanık çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. 6 sanık ise beraat etti.Oysa Aladağda yanan hepimizdik. Bu olayın araştırılması sorumluların ağır cezalara çarptırılması için konuyu defalarca meclis gündemine getirdik. İşin içinde cemaatler, eğitim sisteminin çarpıklıklarının olduğunu bilen yetkililer, konuyu tam anlamıyla araştırmadılar. Bugün yangında hayatını kaybeden çocuklarımız ve vatandaşlarımızın acısı halen yüreğimizdedir” dedi.

“YÜREK YAKAN ADALET, ADALET DEĞİLDİR”

Orhan Sümer, “Aladağ yurt yangınında evlatlarını kaybeden ailelerin, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızın tek bir istediği vardı. Adalet… Aradan geçen zamanda halen yüreklerde yanan yangın sönmüş değil.

İmkansızlıklar içinde çocuklarını okutmak isteyen aileler dünyadaki en büyük acılardan bir tanesini yaşadılar. Sonrasında tek istedikleri adil ve etkili bir yargılama olmasıydı. Ne yazık ki göstermelik cezalar, olayda sorumluluğu olduğu belirtilenlere ödül gibi makamlar verildi. Asla unutmayacağız ve üzerine gitmeye devam edeceğiz” dedi.

“EĞİTİMDE CEMAATLER DEĞİL DEVLET ETKİLİ OLMALI”

Orhan Sümer, “Aladağ’da gerçekleşen yangında yurdun bir cemaate ait olduğu, ihmalleri cemaatin bu durumu denetlememesinden kaynaklı olduğu ve o zamana kadar ki faaliyetleri uzunca bir süre kamuoyunda tartışıldı. Öğrencilerimize yurt mu gerekli bu devlet eliyle olmalı. Geleceğimiz olan yavrularımızın barınma, eğitim, sosyal aktivite ihtiyaçları mı var? Bu ihtiyaçlar devlet eliyle karşılanmalı. Özellikle eğitim gibi milli bir meselede vakıflara, derneklere, cemaatlere bu denli denetimsiz yol açılması ne yazık ki bir çok felaketle sonuçlanmış olayları önümüze çıkarıyor” dedi.