Tarih: 07.02.2020 19:44

AKP MİLLETVEKİLLERİNDEN İLKER BAŞBUĞ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Facebook Twitter Linked-in

Başbuğ'un işaret ettiği düzenlemeyle ilgili önergede imzası bulunan 6 AKP milletvekili, Başbuğ hakkında "hakaret" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 5 Şubat'taki grup toplantısında, tüm partili milletvekillerinin Başbuğ hakkında dava açma çağrısı yapmasının ardından, AKP milletvekilleri harekete geçti.

Sabah saatlerinde de söz konusu yasal düzenlemeyle ilgili önergede imzası bulunan milletvekilleri, avukatlarıyla birlikte parti genel merkezinde bir toplantı yaptı.

2009’daki yasa teklifinin altında imzası bulunan AKP milletvekilleri Bekir Bozdağ, Ahmet Aydın, Mustafa Elitaş, Mehmet Ceylan, Ahmet Müfit Doğan ve Yahya Doğan, avukatları aracılığıyla savcılığa suç duyurusu dilekçesi verdi. Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından savcılığa verilen suç duyurusu dilekçesinde, İlker Başbuğ hakkında kamu görevlesine görevinden dolayı hakaret suçundan dava açılması istendi. Dilekçede, “TBMM’nin iradesiyle yasalaşan kanun tasarası ve değişiklik önergelerinin FETÖ’nün direktifiyle hazırlandığını iddia etmek, 15 Temmuz gecesinde FETÖ’ye karşı kahramanca direnen ve bu nedenle bombalanan Gazi Meclisimize ve onun mensuplarına açık bir saygısızlık olup bu nitelikteki bir ithamın Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir kişiden sadır olması büyük bir talihsizliktir” denildi.

Söz konusu kanun tasarısı ve değişiklik önergelerinin, demokratik standarların yükseltilmesi, yargıda sivilleşmenin sağlanması, hukuk devletinin tüm kural ve kurumlarıyla hayata geçirilmesi amacıyla hazırlandığı savunulan dilekçede, bunun Meclis’in iradesiyle yasalaştığı belirtildi. “Değişiklik önergelerinin ne teklif aşamasında ne de yasalaşması sürecinde herhangi bir örgütün etkisi söz konusu olmamıştır.” ifadesi kullanılan dilekçede, milletvekillerinin yasama faaliyetleri nedeniyle hiçbir şekilde suçlanamayacağının açık bir şekide düzenlendiği kaydedildi. Dilekçede, “Milletvekillerinin yasama faaliyetlerinden dolayı suçlanması ancak anti-demokratik rejimlerde ve vesayet rejimlerde ve vesayet düzeninin geçerli olduğu ülkelerde söz konusu olabilir. Şüphelinin bu doğrultudaki açıklamaları, vesayet düzeninin özleminin bir yansıması olarak deerlendirilmelidir” denildi.

FETÖ ile mücadele edenleri, asılsız ithamlarla itibarsızlaştırmanın  FETÖ ile mücaeleye zarar verdiği ve FETÖ’ye hizmet ettiği savunulan dilekçede, “Örgütün belirlenmiş bir strateji çerçevesinde, FETÖ ile mücadele eden Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Ak Parti’yi, milletvekillerini asılsız ithamlarla itibarsızlaştırmaya çalıştığı ve bu şekilde FETÖ ile mücadeleyi akamete uğratmayı çalıştığı bilinen bir gerçektir. FETÖ ile mücadele iddiasında bulunan herkesin, FETÖ ile mücadeleyi zaafa veya akamete uğratacak davranışlardan özenle kaçınması milletimizin ortak beklentisidir” değerlendirmesi yapıldı.

İlker Başbuğ’un açıklamalarının hakaret suçunun unsurlarını içerdiği savunulan dilekçede, bu nedenle şüphelinin açıklamalarının düşünce ve ifade hürriyeti çerçevesinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı savunuldu. Dilekçede, “Sonuç olarak şüpheli, ifade özgürlüğünün sınırlarını aşarak, müvekkilimizin onur şeref ve saygınlığını rencide etmek suretiyle atılı suçu alenen işlemiştir” denildi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —