Tarih: 20.07.2023 14:21

AKÇA, "KARMA EĞİTİMDEN VAZGEÇMEK DÜŞÜNÜLEMEZ"

Facebook Twitter Linked-in

Adana Çocuk ve Kadın Hakları Derneği Başkanı Çiğdem Akça yaptığı yazılı açıklamasıyla, "Milli Eğitim Bakanı Tekin in “kız çocuklarının okullaşma oranını arttıra bilmek için sadece kız okulları açmalıyız” sözlerini değerlendirdi. 
Dernek olarak karma, laik, bilimsel ve çağdaş eğitimin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Bu yönde yapılan açıklamaları destekliyoruz. ülkemizde Kız Meslek liseleri, Kız Anadolu İmam Hatip ve Genel Liseleri de kız ve erkekler için ayrı ayrı liselerde, tek cinsiyete dayalı eğitim vermeye devam etmektedir ki bu konuda herhangi bir sıkıntı yoktur, bunu ülkedeki bütün okullara yayma isteği mi mevcuttur, asıl bu durum kaygı vericidir" dedi.

Çiğdem Akça, ŞUNLARI KAYDETTİ:
“Millî Eğitim Bakanı'nın önce karma eğitimden bahsedip sonrasında sadece kızların devam edeceği okullardan bahsetmesi, laik, bilimsel eğitim anlayışı ile çelişmektedir. Kız çocuklarının okullaşmaması ve bir aşamadan sonra eğitimi terk etmelerinin en önemli nedeninin karma okullar değil, yoksulluk olduğunun da mutlaka farkında olunmalıdır.Acaba bu açıklamalar, ülkemizde son günlerde yaşanan derin ekonomik sıkıntıların yarattığı gündem değiştirilmesi çabası mıdır? Kız çocuklarının okullaşmasında en önemli nedenleri sıraladığımızda karma okulların bu sıralamada yer almadığını açıkça görmekteyiz.

KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAŞMA ORANI

2021-2022 Eğitim-Öğretim verilerine göre ilk okulda 195 bin, ortaokulda 298 bin, lisede 373 bin, toplamda ise 866 bin kız çocuğu eğitim dışındadır. Açık öğretimde okuyan 636 bin 270 kız çocuğunu da eklediğimizde 1 milyon 502 bin 270 kız çocuğu doğrudan eğitim dışında kalmıştır.

TÜİK verilerine göre,

*Yılda 13 binden fazla kız çocuğu aile baskısına bağlı olarak evlendirilmektedir. Son 10 yılda evlendirilen kız çocuğu sayısı ise 300 bini aşkındır.

* Çocuk işçiliği ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri nedeniyle "çocuk evliliklerinin" sayısı her geçen gün artıyor.

* Köy okullarının kapatılması, taşımalı eğitim ve 4+4+4 eğitim sistemi yıllarca kırsalda kız çocuklarının eğitime ulaşmasını engelledi.

* Yoksul aile çocuklarının okul masraflarının devletçe, yeterince sağlanamaması sonucu binlerce kız çocuğu okula devam edememiş, kayıtlı olduğu halde okula gelemeyen kız çocuklarının okullaştırılması için de ciddi anlamda bir okullaşma 'seferberliği' ilan edilip uygulamaya geçilememiştir.

* Geçmiş yıllarda kızların okullaşma oranlarını artırmak ve maddi destek sunmak için MEB, UNICEF, bazı özel ticari kuruluşlar ve konu ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa gerçekleştirdikleri "Haydi Kızlar Okula", " Baba Beni Okula Gönder", "Kardelenler" proje kampanyaları süreç içinde binlerce kız çocuğunun okullaşmasını sağlamıştır. Siyasal iktidarın ilgili sivil toplum kuruluşlarına karşı ideolojik tavrı ve ticari bazı gelişmeler bu çalışmalardan bazılarının sonlanmasına, bazılarının ise yavaşlamasına neden olmuştur.

Karma eğitim, erkek ve kızların aynı okullarda öğrenim gördüğü ve her türlü eğitim çalışmasını birlikte yürütmeleri için uygun öğrenme ortamlarının oluşturulduğu sosyolojik, toplumsal ve pedagojik açıdan çok yönlü özellikleri olan bir uygulamadır.

KARMA EĞİTİMİN TARİHİ

Tarihsel süreçte Osmanlı'da kızlar, sadece sıbyan mekteplerin de (ilkokul) eğitim gördüklerinden karma eğitim bir sorun olmamıştır. Bu okullarda küçük yaştaki kız ve erkek öğrencilerin birbirlerinden ayrı yerlerde oturmaları da kural haline gelmiştir. 9 Haziran 1869'da ise kız ve erkek çocukların ayrı ayrı okutulmasına dair bir belge yayınlanmıştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kamusal eğitim yapılandırılmasında önemli bir yer tutan karma eğitime, ilk kez 1927-1928 öğretim yılı başından itibaren yatılı olmayan 70 ortaokulda geçilmiştir. Bu eğitim döneminin Maarif Vekili Mustafa Necati'dir.

Yıllar geçtikçe, ilk ve ortaöğretim okullarının yanında üniversitelerde de karma eğitim yaygınlaşmış, bu konudaki tartışmalar da bilimsel yaklaşımdan çok politik ve ideolojik karşıtlıklar üzerinden yürütülmüştür. Karma eğitime karşı olunmasının temelinde, dini gerekçeler, muhafazakâr yaşam tarzı ve laiklik karşıtlığının olduğu bilinmektedir.

Yıllarca tartışmaların odağında olan karma eğitim, 1973 yılında kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile Türk Millî Eğitiminin temel ilkelerinden biri olarak benimsenmiştir. Bu kanunun 15.maddesinde şu ifadeler yer almıştır: "Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklarına göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir.
 

"KARMA EĞİTİM ZORUNLU OLDU"

2000-2001 öğretim yılında ise yapılan son düzenlemeyle karma eğitim, tüm okullarda zorunlu hale getirildi.

Diğer yandan ülkemizde Kız Meslek liseleri, Kız Anadolu İmam Hatip ve Genel Liseleri de kız ve erkekler için ayrı ayrı liselerde, tek cinsiyete dayalı eğitim vermeye devam etmektedirler.

Tek cinsiyete dayalı eğitimi savunmak, eğitim bilimine ve doğasına aykırı bir durumdur.

EĞİTİME CİNSİYETÇİ YAKLAŞIM

Eğitime cinsiyetçi yaklaşım, cemaat ve tarikatların baskısıyla asıl gerekçeler gizlenerek laik eğitimde, haremlik ve selamlık düzeninin alt yapısı oluşturulmaya çalışılması tedirginliğini bizlerde oluşturmaktadır.

Karma eğitimden vazgeçmek, ileride toplumun ve yaşamın her alanında hızlı ayrışmalara ve kadınların çalışma ortamından yavaş yavaş uzaklaşmalarına neden olacaktır. Ayrı okul, ayrı üniversite, ayrı hastane, ayrı lokanta, ayrı otobüsle seyahat etme durumları mı bizi beklemektedir…"

(VŞ)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —