Tarih: 28.09.2022 12:23

Açlık sınırı 7 bin 245 liraya, yoksulluk sınırı 23 bin 600 liraya yükseldi

Facebook Twitter Linked-in

Türk-İş, Eylül ayı açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin açıklamada bulundu.
Buna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 7.245,18 TL’ye, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 23.599,93 TL’ye yükseldi.

Açlık sınırı 7 bin 245 liraya, yoksulluk sınırı 23 bin 600 liraya yükseldi

Türk-İş, Eylül ayı açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin açıklamada bulundu.
Buna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 7.245,18 TL’ye, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 23.599,93 TL’ye yükseldi.
Türk-İş Araştırması şöyle:
"TL değer kaybediyor, fiyatlar doludizgin artıyor, alım gücü hızla düşüyor. Sabit gelirliler dengeli, yeterli ve sağlıklı beslenebilmekten bile yoksunluk duyuyorlar. Talepten maliyete ve beklentilere kadar enflasyonun her türlüsü tüm varlık, mal ve hizmet fiyatlarını bozarken, bu geçici yoksunluk ön görülebilir gelecekte kalıcı yoksulluk haline dönüşme tehlikesi barındırıyor.
İnsan önce karnını doyurmak, sonra barınma ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılama ihtiyacı içindedir. Açlık, insani değerleri törpülerken toplumun dengesini sarsar. Yaz henüz biterken gıda fiyatlarındaki bu şiddetli artışın en temel sebebi Türk Lirasındaki özellikle son bir yılda oluşan yüksek değer kaybıdır. Üretimden tedariğe girdilerde ithal bağımlılığı yüksek hâle gelmiş olan Türkiye ekonomisi, dünyada enflasyonun yükselmeye başlaması ve başta FED olmak üzere hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkelerin peşi sıra faiz artırımları yoluyla parasal sıkılaşmaya gitmeleri karşısında geleneksel iktisadi öğretiden farklı bir yol izliyor. Bu tavır, yüksek enflasyonist ortamın oluşmasının en önemli nedeni oldu. 2021 Eylül ayından başlayarak bu aya kadar politika faizini %19’dan %12’ye çeken ekonomi yönetiminin hedefinin üretimi arttırmak, özellikle ihracat yolu ile cari açığı düşürmek, büyümeyi yüksek bir seviyede sürdürmek olduğu belirtilmişti.
Fakat bu gün dünyada hiç bir ülkede enflasyon ile faiz arasındaki makas Türkiye’deki kadar açık değil ve enflasyon artarken gelen faiz indirimleri ile yıl içinde riskler çok hızlı şekilde yükseldi. Kur baskılanmasına rağmen TL Dolar karşısında %100’den fazla değer kaybederken Türkiye, iç karışıklıklarla boğuşan Zimbabve, Lübnan, Suriye, Sudan, Venezüella’dan sonra resmi verilerle dünyadaki en yüksek 6. enflasyona sahip ülke konumuna geldi. Dış ticaret açığı geçen 1 yılda 25,5 milyardan 62,1 milyar dolara çıktı. Döviz kurlarını tutmak için döviz satarak müdahale eden TCMB’nin rezervlerinden milyarlarca dolar eksildi. Kur korumalı mevduat hesaplarında, bir gün çözülecek olan 1,3 trilyon TL para birikti ve bunun Hazine’ye maliyeti -şimdilik- resmi açıklamaya göre 76,5 milyar TL oldu. İlgili kanun ile KKM’yi şirketlere cazip hâle getirmek için milyarlarca liralık vergi gelirinden vazgeçildi. Diğer yandan artan oranlı gelir vergisi sebebiyle bir çalışan hâlâ ocak ayında aldığı ücretini aralık ayında alamıyor. Ekonomi 2022’nin 2. çeyreğinde %7,6 büyüdü ama işgücü ödemelerinin milli gelirdeki payı yılın aynı döneminde 2021’e kıyasla artmak bir yana %7,2 azaldı. Vatandaşın devlete olan borcuna %30 gecikme faizi uygulanırken, vatandaşın devletten alacağına uygulanan faiz %9’da kaldı.
Tüm bu olumsuz sonuçların maaşlı, ücretli, yevmiyelilere yansıması ücretlere zam yapılarak bertaraf edilmeye çalışılıyor. Lakin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın beklentileri çıpalayamadığı bir ortamda enflasyon beklentisi gerçekleşen enflasyonla şekilleniyor. Bu da kendi kendini besleyen bir enflasyonist atmosfer yaratıyor. Sonuç olarak Ankara’da asgari ücret alan bekâr bir çalışanın, aylık yaşama maliyetini karşılayabilmesi için 3970 TL daha bulması gerekiyor."

TÜRK-İŞ Araştırmasının 2022 Eylül ayı sonucuna göre:
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı)  7.245,18 TL’ye,
Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 23.599,93 TL’ye,
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 9.469,35 TL’ye yükseldi."

(vş)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —