Tarih: 04.05.2020 10:57

AB, "Gazeteciler çalışmalarını özgür bir şekilde yürütebilmelidir"

Facebook Twitter Linked-in

AB Yüksek Temsilci Josep Borrell’in Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle Avrupa Birliği adına yaptığı 
Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde, "Demokratik ülkelerde çevrimiçi ve çevrimdışı ifade özgürlüğünün savunulması ve şeffaflığın ve hesap verebilirliğin teşvik edilmesi sürecinde gazeteciliğin oynadığı hayati rolü takdirle anıyoruz" dedi.

COVID-19 krizi basın tarafından yürütülen çalışmaların önemini çok net bir şekilde görünür kıldığını belirten Borrell, "Belirsizliklerin hüküm sürdüğü zamanlarda, haksız bir müdahaleye ve etkiye maruz kalmamış, güvenilir ve doğrulanmış bilgiye erişim, her zamankinden büyük önem arz etmektedir ve daha dirençli bir topluma da katkıda bulunmaktadır.  COVID-19 pandemisinin bazı ülkelerde basın özgürlüğüne haksız kısıtlamalar getirmek için bahane olarak kullanılması endişe yaratmaktadır" dedi.
Borell açıklamasına şu ifadelere yer verdi:
"COVID-19 pandemisine bağlı ilave risklere ve zorluklara rağmen, gazeteciler ve medya çalışanları dünyanın dört bir yanında, bazen güç koşullarda olsa da, temel görevlerini yerine getirmeye devam etmektedirler. En savunmasız grupların sesi olup, onların hikâyelerinin duyulmasını sağlamaktadırlar. Çatışma bölgeleri dâhil olmak üzere, erişimi daha güç yerlerden izlenimlerini aktarmaktadırlar. Bir yandan dünyanın farklı yörelerinde pandeminin genelde yıkıcı olan etkileri hakkında temel bilgiler aktarırken, diğer yandan da moral veren dayanışma ve cesaret hikayelerini paylaşmaktadırlar.

Gazeteciler toplumların bugün karşılaştığımız türden sınamalara nasıl daha iyi hazırlanabileceği ve nihai olarak güvenliklerini, refahı ve sürdürülebilirliği nasıl arttırabilecekleri konusundaki tartışmalarda da kolaylaştırıcı rol oynamaktadırlar. Gazeteciler çalışmalarını özgür bir şekilde yürütebilmelidir.   

Bugün basın özgürlüğü belki de hiç olmadığı kadar, yurttaşların ancak güvenilir bilgiye erişebildikleri ve bilgilendirilmiş seçimler yapabildikleri sürece gelişebilen demokratik toplumların kilometre taşı haline gelmiştir. Zira gazetecilik dezenformasyonu tespit eder ve önler.   

Birçok ülkede gazeteciler zaman zaman COVID-19’un neden olduğu olağanüstü durum gerekçe gösterilerek uygulanan, ve ifade ve basın özgürlüğüne engel teşkil eden kısıtlayıcı mevzuatla başetmek durumunda kalmaktadır. Internetin durdurulması ve websitelerinin kapatılması giderek yaygınlaşmaktadır. Başta bu meslekteki kadınlar olmak üzere haberciler karalama kampanyalarına, mali baskılara ya da hükümet veya partizan medya kuruluşlarının saldırılarına maruz kalmakta, çoğu zaman da otosansüre mecbur bırakılmaktadır. Birçoğu taciz, keyfi tutuklamalar ve hapis cezalarıyla karşı karşı kalmaktadır. Pek çoğu da sadece işlerini yaptıkları için yaşamını yitirmiştir.    

Avrupa Birliği, salgının medya kuruluşlarına etkileri dahil sağlık, insan hakları ve sosyo-ekonomik alanlarda yarattığı sonuçları bertaraf etmek üzere hem birlik içerisinde hem de dışarıda çalışmalarını sürdürmektedir.  

İfade özgürlüğünün savunulması gerektiği konusunda ödün vermeyen Avrupa Birliği, COVID-19’a müdahale sürecinde de dezenformasyonla mücadeleye odaklanmaktadır. Bu kapsamda güvenilir kaynakların desteklenmesi, yanlış ya da yanıltıcı içeriğe itibar edilmemesi ve yasadışı içeriğin kaldırılması yer almaktadır. Bu önlemler, gün be gün gösterdikleri çabalarla toplumların daha güvenli, adil ve daha demokratik olmasını sağlayan, kendini işe adamış gözüpek gazetecilerin vicdanlı çalışmalarına dayandığı taktirde başarılı olabilecektir.

Bugün AB, tüm dünyada bağımsız ve güvenilir basının üstlendiği kilit role, devam etmekte olan desteğini kuvvetli biçimde yinelemektedir. Basın özgürlüğü yalnızca medya çalışanlarının değil her bir bireyin hepimizin hakkıdır."

(VŞ)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —