Tarih: 24.03.2021 19:33

ERDOĞAN’DAN YENİ ANAYASADA ‘MUHTEŞEM MAZİ’ ARAYIŞI

Facebook Twitter Linked-in

Olağan Büyük Kongrenin açılışında yaptığı konuşmasının bir bölümünü yeni anayasa konusuna ayıran AKP Genel Başkanı, "Türkiye'nin, neredeyse iki asrı bulan anayasa arayışında, milletimizin içine sinen ve dört elle sarılacağı, sahipleneceği bir metne kavuşamadık. Anayasa çalışmalarımızın tamamı, olağanüstü dönemlerde, olağanüstü şartların dayatmasıyla ve olağanüstü yöntemlerle yapılmıştır. Milletin tüm kalbiyle içinde olmadığı bu süreçlerde ortaya çıkan anayasa metinleri de daha ilk günden itibaren hep tartışılmalı olmuş, hep değişiklik talepleriyle karşı karşıya kalmıştır,”diye konuştu.

Partisinin 7. Olağan Büyük Kongresi'ndeki konuşmasında  Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye’yi önce 2023 hedeflerine, ardından da 2053 vizyonuna Cumhur İttifakı ile kavuşturacağız," derken ilk yeni ve sivil anayasa teklifiyle ilgili yaklaşımlarını paylaşmak istediğine değindi ve  şunları söyledi:

Mevcut anayasamız, 1960 darbesiyle ilk şekli verilen, 1980 darbesinin ardından da yeniden yoğrularak milletimizin önüne konan bir metindir. Darbenin üzerinden silindir gibi geçtiği, terörden bezmiş, ekonomik sıkıntıların altında ezilmiş bir halka, silahların gölgesinde onaylatılan bu Anayasa, lafzı ve ruhuyla arkasındaki vesayetçi güçlerin eseridir."

Erdoğan, iki asırlık anayasa geçmişine bakıldığında aşağı yukarı her çeyrek asırda yeni bir anayasa ile karşılaştıklarını anımsattı. Mevcut, 1982'de kabul edilen anayasanın üzerinden 29 yılın geçtiğini hatırlatan Erdoğan, "Yani bu anayasa, tarihi periyodu içinde de artık geçerliliğini kaybetmiştir. Üstelik bu süre zarfında, anayasanın neredeyse değişmeyen maddesi kalmadığı halde, yine de ortaya ülkedeki herkesi kucaklayacak bir metin çıkmadı. Esasen, dünyaya baktığımızda da anayasaların daha sık değişiğini görüyoruz. Anayasaları uzun yıllar boyunca değişmeyen ülkeler ise bu istikrarı, nispeten soyut ve sade metinlere sahip olmalarına borçludur. Türkiye'nin yeni ve sivil bir anayasayı özellikle tartışması hem kendi tarihimizin hem de gelişen ve değişen dünya şartlarının kaçınılmaz bir gereğidir. Nitekim, yeni ve sivil anayasa teklifimiz, fikri temeli olmadığı için dikkate almayı gerektirmeyen kimi sığ itirazlar dışında her kesimde olumlu yankı bulmuştur." ifadelerini kullandı.

"Peki, biz nasıl bir yeni anayasa istiyoruz?" sorusunu yönelten Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bizim baktığımız yerden, bu sorunun tek bir cevabı vardır. Milletimiz nasıl bir anayasayla yönetilmek istiyorsa biz de işte öyle bir anayasa istiyoruz. Dolayasıyla bu yeni anayasanın ruhunda millet, yani insan olmalıdır. Bu yeni anayasanın merkezinde insanın huzuru, refahı, mutluluğu yer almalıdır. Bu yeni anayasanın özü, tüm değerleriyle, farklılıklarıyla, zenginlikleriyle, hayalleriyle 84 milyon vatandaşımızın tamamını içermelidir. Bu yeni anayasanın temelinde, ülkemizin gücü, güvenliği, istikrarı, kazanımları ve elbette hedefleri bulunmalıdır. Bu yeni anayasa, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’  diye ifade ettiğimiz kadim devlet anlayışımızla inşa edilmelidir. Bu yeni anayasa, ilhamını ihtişamlı geçmişimizden alan, yönü Türkiye'nin geleceğine dönük, toplumun birlikte yaşama ve geleceğini birlikte kurma iradesinin ürünü, asırlık bir sözleşme, bir vizyon belgesi olmalıdır. Bu yeni anayasa, Üstat Cemil Meriç'in söylediği gibi, 'Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayan köprü' kurmalıdır. Velhasıl yeni anayasa, darbecilerin, vesayetin, şu veya bu dengenin değil, doğrudan milletin anayasası olmalıdır. Elbette ütopik veya bürokratik değil, millet mahreçli yeni bir anayasa hazırlamak kolay değildir."

Erdoğan, daha önce bu çerçevede çeşitli girişimlerin olduğunu ancak siyasi iklim yeteri kadar uygun olmadığı için bu çalışmalarının hep yarım kaldığını vurguladı.

Buna rağmen 2011'deki anayasa tecrübesinin ülkeye önemli kazanımlar sağladığını düşündüklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin bugün, yeni bir anayasa için hiç olmadığı kadar hazır olduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde, AK Parti Genel Merkezi'nde, akademi dünyasında, çeşitli sivil toplum kuruluşları nezdinde yürüyen, hepsini de yakından takip ettiğimiz çalışmalar var. Aynı şekilde diğer partilerin ve ilgili kuruluşların da benzer hazırlıkları olduğunu biliyoruz. Bunlar, önce ilkeler, sonra somut metinler düzeyinde belirli bir olgunluğa geldiğinde bir araya getirilecek ve milletimizin gözü önünde tartışmaya açılacaktır. Bir başka ifadeyle yeni anayasa, açık ve şeffaf bir sürecin ürünü olarak hazırlanacaktır. Yeni anayasa çalışmalarında bu safhaya önümüzdeki yılın ilk diliminde ulaşmayı hedefliyoruz. Mümkün olan en geniş mutabakatla ortaya çıkacak yeni anayasa metni de, mutlaka milletin onayına sunulacaktır. Buradan, siyasi partiler başta olmak üzere, yeni anayasa konusunda sorumluluk üstlenecek herkese çağrıda bulunuyorum. Gelin, ideolojik, zümrevi ve kişisel tüm bagajlarımızı, duvarlarımızı, şerhlerimizi bir kenara bırakarak, Türkiye'yi en az bir asır boyunca taşıyacak lafza ve ruha sahip yeni bir anayasaya kavuşturalım. Biz buna varız ve hazırız. Yeni anayasa sürecinin ülkemize ve milletimize şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum."

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —