Tarih: 19.07.2021 09:18

DIŞİŞLERİ’NDEN AB ADALET DİVANI'NIN TÜRBAN  KARARINA KINAMA

Facebook Twitter Linked-in

Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan kınama açıklaması şöyle:

“Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın, Almanya’daki iki ayrı işletmenin çalışanlarına uyguladığı başörtüsü kısıtlaması hakkındaki son kararı din özgürlüğünü alenen ihlal etmektedir.

Karar, İslam karşıtlığının ve Müslümanlara yönelik tahammülsüzlüğün Avrupa’da kurumsal ve hukuki bir kimliğe kavuşturulma çabalarının yeni bir örneğini oluşturmaktadır.

Müslümanların hoşgörüsüzlük, nefret söylemi ve hatta şiddete maruz kaldıkları, yaygın şekilde damgalandıkları ve sosyo-ekonomik alanlarda dışlandıkları, özellikle Müslüman kadınların bu durumdan daha da olumsuz etkilendikleri bir vakıadır. İnkarı mümkün olmayan ve geçmişteki acı tecrübelerden ders alınmadığını gösteren bu tehlikeli eğilim Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonunun (ECRI) ve BM Din ve İnanç Özgürlüğü Raportörü’nün raporlarında da vurgulanmaktadır.

Hal böyleyken, Avrupa’yı rehin alan İslam düşmanlığının, ırkçılığın ve nefret zehrinin giderek yükseldiği bir dönemde, ABAD kararı, din özgürlüğünü yok saydığı gibi, ayrımcılığa da zemin ve hukuki kılıf kazandıracak bir nitelik taşımaktadır. Hukuken ve vicdanen yanlış, körükleyeceği İslam düşmanlığı bakımından tehlikeli sözkonusu kararı kınıyoruz.”

Dışişleri Bakanlığı'nın kınadığı Avrupa Adalet Divanı'nın başörtüsü kararı ne içeriyor?

Avrupa Adalet Divanı, AB'de şirketlerin belirli koşullar altında çalışanlarının başörtüsü takmasını yasaklayabileceğine hükmetmişti AB'nin en yüksek mahkemesi Adalet Divanı, Almanya'da başörtüsü takmaya başladıktan sonra işlerinden uzaklaştırılan kadınların açtığı iki dava ile ilgili Alman mahkemelerin görüş talebini 15 Temmuz'da cevaplamıştı.

İkisi de Müslüman olan, biri Hamburg’da hayır kuruluşunun işlettiği çocuk bakım merkezinde, bakıcı olarak, diğeri Mueller’de eczane zincirinde işe başlamadan önce başörtü takmayan kadınlar, daha sonraki yıllarda aile iznine ayrıldıktan sonra geri dönüşte başörtü takmaları üzerine işten kovulmuştu.

İşverenler, kadınlara başörtü takmadan işe gelmelerini veya başka bir bölümde çalışmalarını şart koşmuştu.

Kadınların karşı dava açmasından sonra Alman mahkemesi konuyu Adalet Divanı'na taşıdı.

Mahkemeden yapılan açıklamada "İş yerinde siyasi, felsefi veya dini inançlara ait görünür herhangi bir sembolün takılmasının yasaklanması, işverenin müşterilere karşı tarafsız bir imaj sunma veya sosyal anlaşmazlıkları önleme ihtiyacıyla haklı görülebilir." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, söz konusu gerekçenin işveren açısından gerçek bir ihtiyaca karşılık gelmesi gerektiği de belirtildi.

Adalet Divanı, 2017 yılında da benzer bir karar almıştı fakat orada hangi şartların "gerçek bir ihtiyaca karşılık geldiği" konusunda açıklama yapılmamıştı. Bu haliyle de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2013 yılında aldığı ve iş yerlerinde haç takılmasına izin verdiği kararla çeliştiği savunulmuştu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir Avrupa Birliği kurumu olmamasına rağmen birliğe üye ülkelerin tamamının imzacı olması nedeniyle bağlayıcılığı bulunuyor.

Adalet Divanı'nın Alman mahkemelerinin görüş talep etmesi üzerine verdiği yeni kararda ise dini ve siyasi sembollere yasak uygulamasının "işverenin müşterilere ya da kullanıcılara karşı nötr bir siyasi, felsefi ve dini duruş sergileme istemesi" halinde mümkün olabileceğini fakat işverenin müşterilerin meşru talebi ya da aksi takdirde büyük bir kayba uğrayacağını göstererek gerçekten böyle bir ihtiyaç olduğunu ortaya koyması gerektiği vurgulandı.

Adalet Divanı ayrıca AB kanunlarının din ve düşünce özgürlüğü ile iş yerinde ayrımcılık arasındaki dengeyi kurmayı üye ülkelerin takdirine bıraktığını vurguladı.

AKP'DEN DE KINAMA

AKP'li Çelik,“ABAD'ın temel hak ve özgürlükler noktasında sınırlandırıcı yorumları demokratik değerlerden geri gidişe yol açacaktır”

Parti Sözcü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından paylaşım yaptı.

Çelik, ABAD'ın, Avrupa Birliğinde, şirketlerin belirli koşullar altında çalışanlarının başörtüsü takmasını yasaklayabileceğine ilişkin kararını değerlendirdi.

ABAD'ın, dini özgürlükleri ihlal eden kararının, yanlış bir karar olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti:

"Bu karar, Avrupa'daki Müslümanlara karşı ön yargıyı besleyecek ve İslamofobik yabancı düşmanı çevreleri cesaretlendirecektir. ABAD'ın temel hak ve özgürlükler noktasında sınırlandırıcı yorumları demokratik değerlerden geri gidişe yol açacaktır. Hak ve özgürlükler düzeniyle de bağdaşmamaktadır. ABAD'ın bu kararının Avrupa'daki Müslüman kadınlara yönelik dini inançları nedeniyle uygulanan ayrımcılığın arttığı bir döneme denk gelmesi ise daha büyük talihsizliktir. Irkçılık ve İslam düşmanlığıyla mücadeleye darbe vuran bir karardır bu."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —