YAŞAMIN TEMELİ LAİKLİKTİR:10 Nisan 1928 'de ulusal birliğin sağlanması açısından önemli bir adım atılarak ' Devletin Dini İslam'dır' maddesi anayasadan çıkarılmış, 5 Şubat 1937'de laiklik ilkesinin anayasaya konulmasıyla da LAİKLİK devletin değiştirilemez temel nitelikleri arasında yer almıştır.
Laiklik, Din ve Vicdan Özgürlüğünün Güvencesidir,
10 Nisan Laiklik Günü Kutlu Olsun!
“Türkiye Devletinin dini İslam’dır” maddesi, Anayasa’dan 10 Nisan 1928 tarihinde oybirliği ile çıkarıldı. Bu çok önemli olay, 700 yıllık dini bir monarşiden sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dininin olmayacağını anlatır. Bu değişiklik laikliğin anayasal zeminde kabulü anlamına gelir. Laiklik bir ilke olarak Anayasamızın metnine ancak 5 Şubat 1937’de yapılan bir değişiklikle girebilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda iki ana ilke hâkimdir. Bunlar, egemenliğin Türk Milleti’ne ait olması ve laikliktir. Laiklik, Cumhuriyetle birlikte toplum yaşamına girmiş olan özgürlüklerin ve bütün çağdaş değerlerin temelidir.
Laiklik, demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Toplumda bütün dini farklılıkları özgürlük, eşitlik ve barış içinde bir arada tutabilme özelliği ve birlikte yaşamın temeli de laikliktir. Bu nedenle, insanlar birden çok dine ve mezhebe inanarak yaşarken devletin sadece tek bir din ve mezhebi uygulamaya geçirmesi, birlikte yaşama olgusuna ciddi bir tehdit oluşturur. Bu özelliğiyle laiklik din ve vicdan özgürlüğünün güvencesidir. Devletin eylem ve işlemlerinde bütün din ve mezheplere karşı nötr olması insan haklarının, kültür ve sanatın, bilimin, sosyal yaşamın, eşitliğin güvencesidir. Daha geniş bir bakışla laiklik aklın özgürlüğüdür.
Cumhuriyetimizin temel değerlerinin varlık nedeni olan laikliği, Anayasal bir ilke olarak korumak, vazgeçilmez yaşam koşulumuzdur.
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere “Türk Devleti’nin dini İslamdır.” İfadesini Anayasa’dan oybirliği ile çıkaran devrimin önderlerini saygılarımızla anıyoruz.
YENİ ADANA