Tarih: 08.02.2019 09:48

?Pazarcı ve komisyoncular günah keçisi ilan ediliyor?

Facebook Twitter Linked-in

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, fahiş fiyat artışlarının önlenmesi için 81 ilde ticaret il müdürlükleri kanalıyla çalışmalar yaptıklarını açıklarken, Sebze ve Meyve Komisyoncuları ise, " Üretici diye biri yok şu anda zaten. Üretici komisyoncudur. Köylü desteği devletten almış olsa, o zaman komisyoncuyu kaldırabilirsiniz. Ama şu anda zaten parayı ödeyen komisyoncudur köylüye. Tarladaki malı komisyoncu ürettiriyor. Ürettikten sonra bunlar bizim halimize geliyor. Komisyoncular tarafından, her gün değişkenlik gösteren dolar, euro kuru gibi belirlenen fiyatlar üzerinden değer buluyor. Köylü alacağı parayı bu şekilde alırken, komisyoncu da yüzde sekizlik kısmını bu şekilde tahsil ediyor. Komisyonculuk kalktığı zaman üretim biter" dedi. 

"Komisyoncusu olmayan marketler lobicilik yapıyor" 
Fiyatların artmasının marketlerden kaynaklandığını belirten Sebze ve Meyve Komisyoncuları, "Market zincirlerinin lobileri çok iyi çalışıyor. Bu marketler zamanında hükümete giderek, ´Biz komisyonculardan ürünleri çok pahalıya alıyoruz. Buna bir çözüm bulunsa da biz bu ürünleri ucuza alsak´ diye söylemişlerdi. Basına bu yansımıştı. Hükümet, ´Tamam, arkadaşların önünü açalım, ürünlerini Antalya´da çevre köylerde yetiştirip satsınlar´ dedi. Vatandaşımız ucuza ürünleri yiyebilsin diye yaptı. Ben de olsam bunu tercih ederim. Türkiye´de 10 adet ulusal market var. Herkes tarafından bilinen bu marketler çok güçlü. Direk kendi ürünlerini yetiştirdikleri yerden alıyorlar ve tezgaha koyuyorlar. Her yerde kendi depoları var, ürünlerini orada depolayıp oradan alıyorlar. Yani bunlar hale girip komisyoncudan hiçbir şey almıyorlar. Peki bu kişiler daha önce vaat ettikleri şekilde neden ucuza satmıyorlar? Pazar fiyatlarına bakın, bir de ulusal marketlerin fiyatlarına bakın. Ne kadar uçuk farklar var. Madem ucuz alınıp ucuz satılıyorsa, neden yapılmadı bu? diyelim komisyoncuları, hali kapattık. İsimlerini vermemek şartıyla herkes biliyor zaten bu marketleri. Bizim dememiz o ki, üretimin olmadığı yerde bonkörlük olmaz. Üretim varsa satarsın. Ama elinde yoksa, olmayan bir şeyi de ucuza satamazsın. Hükümetten ricamız, bir an önce hızlı üretime geçilmesi ve köylülerin desteklenmesi. Ondan sonra ürünü herkes ucuza yiyebilir" diye konuştu. 

Her ürüne zam geldiğinde günah keçisinin komisyoncu ve pazarcı olduğunu belirtilerek sözlere şöyle devam edildi: 
"Antalya bölgesinden aldığımız ürünü yerinde faturalı alıyoruz. Oradaki piyasayı biz belirlemiyoruz. Bu tamamen arz ve talep meselesi. Antalya Komisyoncular Birliği belirliyor. Almış olduğumuz fiyatlar üzerine biz 40 kuruş fark koyarak burada satıyoruz. Zaten sattığımız ürünlerde zarar ediyoruz. Halde senede yüzde 35 oranında dükkanlar el değiştiriyor. Gelip incelesinler. Biz gerçekten ne kazanıyoruz, bunu anlamaları için bizimle bir gün yaşamaları lazım. Geçen sene 60 kuruştan satılan soğan bu sene 6 liradan satılıyor. Bir sene ürün 60 kuruşa satılırsa köylü ekim yapmaz. Köylü ekim yapmazsa, buna doğal afetler de eklenirse soğan 6 lira olur. Bu sefer de günah keçisi komisyoncu, marketçi ve pazarcı olur. Herkes birbirini suçlamaya çalışır. Bir ülkeye ne kadar tarım lazımsa, kontrollü ve denetimli bir şekilde sağlanması lazım." (Öİ)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —