Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


ZEYTİN DALININ DAĞITTIĞI SİS PERDESİ


Türkiye´nin, Afrin bölgesine yapmaya başladığı ve Zeytin Dalı adını verdiği harekâtın rüzgârı, Dünya dengeleri önünde oluşturulan sis perdesini dağıtmaya başladı. Bu harekâtla birlikte, küresel güce ulaşmış devletlerin arka arkaya yaptıkları açıklamalar, önemli bir mücadelenin perde arkasını da ortaya çıkardı. Küresel coğrafyada, sis perdesi arkasında vazgeçilemeyen bir savaş var.   

ABD´nin Kudüs kararı ardından, Türkiye´nin yapmayı başardığı etkin diplomasiyle, her ne kadar uluslararası yaptırımı olmasa da İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulundan çıkan kararlarla, küresel yalnızlığı hisseden ABD, İngiltere´nin, Rakka operasyonunda bölgeden çıkarılan IŞİD teröristlerini, BBC aracılığıyla açıklamasının ardından, darbe almaya devam etti. Irak bölgesinde, doğrudan destek verdiği Barzani´nin, yaptığı referandumun ardından aldığı tepkiyle, son yıllardaki kazanımını kaybederek, körfez harbi dönemi sınırlarına çekilmesi ardından, Rusya ile petrol anlaşmalarına imza atması yeni bir darbeyken, İran´ın, Iraktan petrol ithali için anlaşma yapması da önemli bir kayıp oldu. İran bölgede giderek etkinliğini artırırken, buna karşılık, ABD´nin yaptığı ittifakların önemli bir başarısı görülmedi.

Bu süreçlerde ABD, bölgedeki planlamasında Musul-Kerkük bölgesini cepte görüp, Suriye´nin tüm enerji kaynakları üzerindeki oyunlarına devam ederek, Suriye´de kesin sonucu hedeflerken, bölgeye binlerce TIR ile silah ve mühimmat yığmaya, Türkiye´nin tüm ikazlarına rağmen devam etti.

Bölgede ABD´nin eli olan YPG/PYD, hissettiği destekle ve umarsızca, bu silahları Türkiye istikametine yönlendirirken, bölgedeki Kürt etnisitenin, tarih boyunca arka arkaya yaşadığı aldatılmışlığın, kullanılıp ortada bırakılmanın verdiği sıkıntılardan ders almamış hareket tarzlarıyla, kendini teröristliğin dışında bir algıyla, bir anda Kürt etnisitenin temsilinde, devlet oluşumunda görmeye başladı. Bu görünüm, bölgesel Kürt etnisitede istediği etkiyi oluşturmadı. Çünkü halk, YPG/PYD/PKK terörünü çok iyi biliyor ve doğruyu görebiliyor.

Bölgenin en önemli sıkıntılarından biri de zaten bu. Ortada bu konuda önemli örnekler de var. 1946´da, Sovyetler Birliği desteğiyle kurulan ama çok kısa süre sonra ortadan kalkan Mahabad Cumhuriyetinin sonu, Sovyetlerin bölgeden çekilmesi ve uluslararası desteğin kesilmesiyle geldi. Milli Mücadele döneminde çıkartılan bölgesel isyanlar, Kürt etnisitesini temsil ettiğini iddia edenlere verilen sözlerin boş çıkmasıyla, hüsrana döndü ve Sykes-Picot ile çizilen sınırlarda bu etnisiteye yer ayrılmayarak, gerçekler ortaya konurken, Türkiye Cumhuriyeti, zaten asli kurucu unsur olarak Kürt etnisiteyi sahiplenmişti. Bu durumda ortaya çıkan görünüm, bölgede cehaletin körüklenmesiyle, güç odakları tarafından her dönem kullanılmaya hazır bir grubun elde bulundurulması oldu. Hem ABD hem de bölgeye Esat rejimi tarafından çağrılarak, girişini meşrulaştıran Rusya, bu kartı her zaman elinde tutarken, bölgesel idealleri olduğunu iddia eden ancak teröristlikten başka bir konumu olmayan yapılanmalar, bölgede kullanılmaya devam edildi. Bölge halkı, hiçbir zaman huzura erişemedi. Halen yürütülen operasyonlarda TSK, etnik köken ayrımı olmaksızın oluşmuş yapısıyla, terörle etkin mücadelesine devam edip, başarılara imza atarken, barışçıl, en güzel örneği sergilemeye devam ediyor.

Günümüz konjonktüründe, Türkiye´nin, tavizsiz hamleleriyle, bölgesel gelişmelere katılım sağlamasının etkileri, bölge üzerinde hedef güden ülkeleri, ABD karşısında farklı söylemlere yöneltti. ABD yalnızlığını hissederken, Rusya´nın ABD´yi suçlayıcı söylemleri öne çıktı. İngiltere ve Almanya Türkiye´nin bu haklı hamlesini desteklerken, Fransa´nın, konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine götürmesi dikkat çekti. Ancak, buradan çıkan karar ve görüşmelerin izlediği yol sadece insani destek boyutunda kalarak, Türkiye´nin elini güçlendirdi. NATO kanadından da destek yönünde söylemler gelirken, Hollanda, Türkiye´nin haklılığını kabul ederek, YPG/PYD´nin, yaptıklarıyla savunulamaz olduğunu belirtti. Tüm bu gelişmelerin ardından da ABD, YPG/PYD´nin, Afrin bölgesine desteğini kabul edilemez olarak açıkladı.

Gelişmeler bir kez daha Türkiye´nin bölgesel vazgeçilmezliğini, bölge insanının tartışmasız hamisi olduğunu, haklılığıyla kazanacağını ve Devlet yapısıyla, bölgesel en güzel örnek olduğunu ortaya koydu.

Yapılan harekâtın devamlılığında, Fırat doğusuna uzanarak, bölgede kendini güç zannetmeye başlayan YPG/PYD, dolayısıyla KCK yapılanmasının ortadan kaldırılmasıyla, Türkiye, uluslararası alanda konumunu güçlendirirken, bölge insanı da huzura kavuşacak. Ancak kaybetmeyi kabullenmek istemeyen ABD, kuvvetle muhtemel bölgede yeni krizleri de körükleyecek.

Can UĞURATEŞ

   

YAZARLAR

  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05