Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


YENİDEN BÜYÜK SAVAŞIN AYAK SESLERİ Mİ?


Ekonomik ve siyasi rekabet, artan sınır anlaşmazlıkları, bloklaşma ve Panslavizm (Çarlık Rusya´sının yayılmacı politikaları). Bunlar Birinci Dünya Savaşının nedenleri. İkinci Dünya Savaşının başlamasındaki önemli etkenler: Ekonomik ve siyasi anlaşmazlıklar, artan etnik çatışmalar ve sınır anlaşmazlıkları, Almanya ve İtalya´nın büyük devlet idealiyle, yayılmacı tutumu. Günümüz konjonktüründe: ticaret yollarının kontrol altına alınması, enerji kaynaklarının etkin kullanımı, küresel ısınmayla oluşan iklim değişikliğinin oluşturacağı yeni stratejik bölgelerin kontrolü (Ekonomik rekabet); yönetim şekillerinin değiştirilmesi iddiasıyla başlayan, etnisite ve mezhep üzerine kurgulu vekâlet savaşlarıyla yürütülen siyasi rekabet; ABD, Rusya ve gelişen Çin´in, küresel etkinlikte güçlerini artırarak uyguladıkları politikalarla, müttefiklerini ve doğrudan etkileri altında bulundurdukları ülkeleri çoğaltarak, küresel güç dengelerinde etkinlik mücadeleleri (yayılmacı politikaları) esasen, bir büyük savaşa götüren sonuçları doğurabilecek nitelikte.

Dünyanın tartışmalı, çatışmalarla yoğunlaşmış bölgeleri incelendiğinde, tamamının, Birinci veya İkinci Büyük savaşın ardından, dönemin güç odaklarınca; etnisite, kültür, tarihsel bütünlük, dini etkenler, toplumlar arası ilişkiler, demografik yapı gibi belirleyici unsurlar dikkate alınmadan oluşturulmuş, suni sınırlara sahip olduğu görülüyor. Yani bir nevi, güç odaklarınca yapılan tespitlerle stratejik olduğu değerlendirilen coğrafyalar, daha sonra uygun koşullarda müdahale edilmek üzere, tuzaklanarak bırakılmış durumda. Küresel güçler, çıkarları doğrultusunda uygun koşulları yaratarak, bu bölgelere müdahalelerle ekonomik, siyasi, askeri güçlerini dengede tutmaya özen gösterirken, bölgesel demografik yapının yaşadıklarını, her defasında görmezden geliyor.

Günümüzde, Büyük Ortadoğu Projesi olarak ortaya atılıp şiddetle uygulanan planın, Ortadoğu coğrafyasında yarattığı kaotik ortamda, bölge halkının yaşadığı sıkıntılar ortadayken, bu bölgede, savaşın daha uzun yıllar devam etmesinin planlandığı öngörüleri haklı ve yeterince ürkütücü. Karadeniz bölgesinde yaşanan hareket ve gerilim; kutup bölgelerinde sessiz ve sakin görünümlü ancak yoğun mücadeleler devam ediyor. Uzay teknolojisinde ABD, Rusya ve AB ardından Çin´in devreye girmesiyle dengelerde oluşan değişimler tartışılırken, Hindistan´ın sessiz fakat güçlü ilerleyişi dikkat çekiyor. Afrika insanının, yaşadığı terör ve açlık sonrası yapmak zorunda kaldığı göç sırasındaki insanlık dramı, yeterince sıkıntı yaratıyor. İnsanlık, Uzakdoğu´daki dengesiz coğrafyalarda, Asya´nın bozkırlarında, Güney Amerika´nın steplerinde, geleceğinin devamlılığını sağlamak için yoğun mücadelesine, müdahalelere rağmen devam ediyor.  Tüm bu gelişmeler devam ederken, nükleer teknolojide ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa´nın ardından Hindistan, Pakistan ve İsrail´in de bu teknolojiye sahip olduğu bilinirken, Kuzey Kore´nin de devreye girmesiyle oluşan dengeler, küresel mücadeleler korkutucu gelişmelere gebe izlenimi veriyor.

Batı Pasifikte Kuzey Kore´nin füze denemeleriyle başlayan gerginlik, ABD ve Kuzey Kore liderlerinin, birbirlerini açıkça tehdit etmeleri seviyesine ulaştı. Pasifikte, İkinci Büyük Savaş sonrası oluşan ABD´nin tartışmasız üstünlüğünün ardından, Komünizm yayılmacılığına karşı çeşitli suni nedenlerle başlatılan Kore ve Vietnam Savaşları var. Bu savaşlarla karşı karşıya gelen emperyalist güçlerin, savaşlar sonrası oluşan dengelerdeki konuşlanmalarının yarattığı stratejik sıkıntılar, günümüzde, Kuzey Kore´nin nükleer güce ulaşması bahanesiyle yaratılan gerginlikle, yeniden masada.

Çin, burnunun dibinde ABD´yi istemezken, küresel güç dengelerinde, Afrika dâhil önemli bir etkinlik yakaladı ve değişmekte olan Dünya ticaret yollarının etkinliğinde de söz sahibi olmak isterken, askeri teknolojide ABD ile yarışmaktansa, özellikle Pasifikte, denizde konvansiyonel üstünlükle önünü kesmeyi hedeflemiş görülüyor. Ancak ABD´nin önüne çıkabilecek her tehdit, onun için olumlu bir gelişme ve ABD´nin kendi önünü kapatması yönündeki çalışmaların farkındalığında, ortaya çıkan tehditleri desteklemekten çekinmiyor ki zaten Kuzey Kore de teknolojisindeki başlangıcı, Çin ve Rusya´ya borçlu. Bu durumda, küresel bloklaşmaların devam ettiği, ortaya çıkan krizle yapılan açıklamalarla netleşiyor.

Dünya yeniden büyük bir savaşa mı gidiyor? Bu pek de mümkün görünmüyor. Çünkü günümüz nükleer teknolojisiyle, böyle büyük çaplı bir savaşın etkileri, belirlenmiş savaş alanlarıyla sınırlı kalmayarak, vuranları da vurur. Küresel güç odaklarının Dünya üzerinde söz sahibi olma mücadeleleri devam ederken, güç gösterileri, muhtemelen vekâlet savaşlarının sürdürüldüğü bölgelerde veya uzak coğrafyalarda yapılacak silah, mühimmat, teknolojik gelişim denemeleriyle devam edecek. Sıkıntıyı, her zaman olduğu gibi bilimsel eğitimden uzak, cehaletin esaretinde, kendini çeşitli vaatlerle birilerinin sorgusuz sualsiz kontrolüne teslim etmiş, zavallı olarak tanımlanabilecek toplumlar çekecek.             

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00