(DEFTER) Büyükelçi Hasan Sevilir AŞAN


YENİ TARAFSIZLIK

‘’Unutulmamalı ki tarafsızlık siyaseti dünyanın en tahripkâr savaşı olan 2. Dünya Savaşı sırasında başarıyla uygulanmış, olağanüstü baskı ve tehditlere karşın Türkiye akılcı yaklaşımı ile savaş dışında kalabilmişti’’


ABD Hava Kuvvetlerine bağlı Hava İntikal Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mike Minihan geçtiğimiz aylarda "hissim o ki 2025'te Çin ile savaşacağız" demişti.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov , G7 Hiroşima zirvesinin hemen ardından, Batının küresel hegemonyasını sürdürebilmek için bir dizi savaş hazırlığı içinde olduğuna, yeniden çok kutuplu dünya düzenine dönüldüğüne işaret etti.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı, eski Devlet Başkanı Medvedev ise NATO Vilniüs Zirvesi kararlarına ilk tepkisinde, 3. Dünya Savaşının yaklaşmakta olduğunu söyledi.

Mayıs ayında Hiroşima’da bir araya gelen liderler yeni soğuk savaşın parametrelerini istişare etmişti hemen arkasından NATO zirvesinde Batı cephesinin güvenliğine yönelik somut adımlar görüşüldü.

Batı Cephesi G7, NATO, AB ve Asya Pasifik’deki gibi bölgesel ittifaklarla siperlerini tahkim ederek, Doğu tehlikesine karşı gardını alırken, Doğu Cephesi deinatla meydan okumayı sürdürdü. Bu bağlamda Şanghay Beşlisi İşbirliği ve BRICS girişimleri neredeyse eski Varşova Paktı ve COMECON yapılanmalarına dönüşmekte.

BAĞLANTISIZLIK

Doğu ve Batı cephelerinin emperyal rekabetiyle şekillenmekte olan yeni çok kutuplu küresel tabloya, iki tarafa da sıcak bakmayan ülkelerin birlikte hareket edeceği cepheyi de eklemek gerekecek

Bir zamanlar üçüncü blok olarak kabul gören Bağlantısızlık Hareketinin yeniden canlanması sürpriz olmayacak gibi.

Bağlantısızlar Hareketi, NATO ve Varşova Paktı arasında sıkışan, tek başlarına bloklara karşı koyma gücü olmayan ülkelerin dayanışma platformu idi. Komünist Doğu ile Kapitalist Batı arasında kalan irili ufaklı çok sayıda ülke hegemonların uydusu olmamak için kutuplara eşit mesafede durmaya çalışmış ve 1955 yılında Endonezya’nın Bandung şehrinde bir araya gelerek Bağlantısızlar Hareketine ilk adımı atmıştı.

Bağlantısızlar, 120 üye ve 20 gözlemci ülke ile dünya nüfusunun yarıdan fazlasını ve BM üyelerinin üçte ikisini oluşturuyordu.

Ancak süper güçlere boyun eğmemenin bir bedeli vardı.Bu bedeli ‘’geri kalmış’’ ya da ‘’gelişmekte olan’’ anlamında ‘’üçüncü dünya ülkeleri’’ şeklinde damgalanarak ödediler.

TÜRKİYE

Türkiye, Bağlantısızların kuruluş konferansına davet edilen yegâne NATO ülkesiydi, ancak talihsiz bir başlangıçla Hareketle ters düştü ve bu izlenimi hiçbir zaman silemedi.

Bandung’a devrin Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu iştirak etmişti. Tarafsızlık için dayanışma ve kurumsallaşma arayışı içindeki konferansa ilk hitabında Rus tehlikesine dikkat çekerek katılımcı ülkeleri ABD safında yer almaya davet etmişti.

Bağlantısız ülkeler soğuk duş etkisi yaratan, İngiltere ve Amerikayı öne çıkaran çıkışımız yıllarca unutulmayarak Hareketle yıldızımız bir türlü barışamamıştı.

Emperyallere uzak durma heyecanı içindeki ülkelere çiçek atmak yerine Kapitalist Bloka yanaşmalarını önermiştik.

Fatin Rüştü Zorlu’nun Bağlantısızlar Hareketinin belleğine kazınan konuşması, esasen topraklarını Komünizm tehdidi altında hisseden bir ülkenin içinde bulunduğu koşulların ruhunu yansıtmaktaydı. Kore gibi uzak coğrafyalarda ciddi kayıplar verilerek NATO üyeliği henüz kazanılabilmişti.

İkinci Dünya savaşından sonra dış politikamız, Sovyetler Birliği’nin Türkiye’yi işgal edeceği korkusuyla biçimleniyordu.

Türkiye’nin kapitalist dünyanın sözcüsü izlenimi yıllarca zihinlerden silinememiş, bu nedenledir ki hayati ulusal meselelerimizde bağlantısızları ikna etmek mümkün olamamıştı.

SAĞDUYULU TARAFSIZLIK

Doğu ve Batının ortada kalanı ezdiği yeni düzende, Bağlantısızlar ile parlak olmayan geçmişimizi ve yaşanılan diplomatik sıkıntıları da hatırda tutarak, yeniden canlanması muhtemel Hareketle kışkırtıcı olmayan,ulusal çıkarlarımızı gözeten rasyonel politikalar geliştirmemiz mümkündür.

Yönünü Batı kulübüne sabitlemiş, tüm varlığıyla bu uğurda mücadele veren bir ülke için Bağlantısızlık beklentisi gerçekçi olamaz.

Ancak,  Batı kurumlarıyla mevcut bağları koparmadan, uluslararası ilişkilerde  Sezar’ın hakkının Sezar’a teslim edileceği, sağduyulu, çok gözlü dış politika stratejisi yeni yaklaşımımızın ekseni olabilir.

Çatışmalı bir coğrafyanın merkezindeki konumumuz da esasen temkinli bir tarafsızlığı gerektirmektedir. 

Diplomasi bir anlamda keskin uçlardan itidal ve incelikli ayarlarla uzaklaşıp,ehven  çözümlere ulaşmayı hedefleyen bir eksersizidir. İttifakları bozmadan ‘’bağlantısız ve tarafsız’’ dünyalara da göz kırpılması maharetli politikalarla mümkündür.

Diplomasi birikimimiz ve donanımlı hariciye yapılanmamızın  inisiyatif verildiği takdirde bu hedefte de başarılı bir sınav vereceği muhakkaktır.

Freni patlamış kutuplaşma rekabetindeki uluslararası gidişat karşısında temkinli, sağduyulu yeni tarafsızlık çare olabilir.

Unutulmamalı ki Türkiye dünyanın en tahripkâr savaşı olan 2. Dünya Savaşında tarafsızlık politikasını başarıyla uygulayarak, olağanüstü baskı ve tehditlere karşın rasyonel stratejisi ile savaş dışında kalabilmişti.

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00