Ali MARALCAN- EMEKLİ KURMAY ALBAY


ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI VE SONRASINDA, ÜLKEMİZDE EN DRAMATİK VE ÇİLELİ GÜNLERİ YAŞAYAN ANTAKYA´NIN HAZİN, ACI VE GERÇEK ÖYKÜSÜ


?KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU DÜŞMAN, ELİNDE KALAMAZ! KIRK SENE ALSAS LOREN´İN MATEMİNİ TUTAN FRANSA BU MANZARAYI GÖRSEYDİ TÜRK SABRININ KIRK SENE UZUNLUĞUNDA OLAMAYACAĞINI NE KADAR CANLI OLARAK ANLARDI? MUSTAFA KEMAL PAŞA 15 MART 1923 ADANA

HATAY´IN ANAVATANA KATILMASI HANGİ TARİHİ OLAYLA, HANGİ TARİHTE, NEREDE VE HANGİ LİDERİN DİREKTİFİ İLE BAŞLADI?

31 Mayıs 1918 Tarihinde Alman Generali Liman Von Sanders ile Mustafa Kemal Paşa´nın Yıldırım Orduları Grup    Komutanlığı´nın Devir Teslim Töreni

/resimler/2015-7/22/1122243571454.jpg

31 Ekim 1918 Tarihinde Adana´da Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı´nın devir teslim töreninde Alman generali liman Von Sanders´in ?Bizim için artık yapacak bir şey kalmadı. Yenildik.? İfadesine, kükreyen bir ses tonu ve edası ile Mustafa Kemal Paşa: ?Müttefiklerimiz için her şey bitmiş olabilir, bizim için savaş, Ulusal Kurtuluş Savaşımız şimdi başlıyor? diye cevap verdi.

                Bu milli ve kutsal vatan savunmasını, ülkesi ve milletiyle birlikte başlatmak üzere Türk Milleti´ne bu ulusal mücadelenin parolasını ve stratejisini kükreyen ve ateşleyici bir söylemle açıklayan rehberimiz ve ulu önderimiz Mustafa Kemal´in duygu ve düşüncelerine kalben iman ve inancıyla katılan kahraman Antakyalı Kuva-Yi Milliyeciler bunu çok iyi bir şekilde zaferle sonuçlandırdılar.

SİYAH TÜLLER İÇİNDE GENÇ BİR KIZIN HAYKIRIŞI

Ulusal Kurtuluş Savaşı´ndan sonra Atatürk´ün Adana´ya eşi ile birlikte ilk gelişini bakın Tayfur Sökmen özet olarak nasıl açıklıyor: ?15 Mart 1923 Günü karşılama töreninde biz, İskenderun ve havalisi halkına da bir yer verildi. İki yüz kişi kadar vardık. Siyah bayraklarla karşıladık. Gazi Mustafa Kemal Paşa hizamıza gelince, siyahlar giyinmiş bir genç kız, Ayşe Fıtnat, bir ucundan tuttuğu? Gazi Baba bizi de kurtar? ibaresi yazılı pankartla yolunu kesince ?Ey Ulu Gazi, bizi kurtar. İşte biz,

                     /resimler/2015-7/22/1122595134749.jpg

15 Mart 1923 Tarihinde Atatürk´ün Adana´ya gelişinde Hatay´ın kurtarılması için konuşma yapan Ayşe Fıtnat  

Antakyalılarla İskenderunlular, sevinerek ayağının altında ölmek istiyoruz. Eminiz ki, ruhumuz sizi Antakya yöresine götürecek ve Kemal´in güneşi oralarda da bütün gücüyle doğacaktır. Yaşasın Gazi Paşamız, yaşasın Millet, yaşasın Adanalılar.? diyerek herkesi ağlatan hüzünlü ve duygusal bir konuşma yaptı. Bunu işiten Atatürk bizlere dönerek yüksek ve vakur bir sesle ?Kırk Asırlık Türk Yurdu, düşman elinde esir kalamaz? diye tarihi sözünü söyledi. Bu tablo, törende bulunan 7´den 70´e kadar herkesi duygulandırdı ve ağlattı.

ATATÜRK´ÜN DİREKTİFİYLE HATAY´IN KURTULUŞU VE ANAVATANA KATILMASI NASIL BİR MÜCADELE İLE GERÇEKLEŞTİ?

                Atatürk´ün Ulusal Kurtuluş mücadelesi için verdiği tarihi direktif doğrultusunda, Hatay´ın kurtuluşu ve Anavatana katılması mücadelesi, birbirini destekleyecek şekilde organize edilmiş iki mücadele grubuyla, iki safhada icra edilmiştir.

                Birinci safhada, Atatürk´ün emir ve direktifleri doğrultusunda, Tayfur Sökmen´in liderliğinde 7 Aralık 1918 Tarihinde Hatay´ın düşman işgaliyle başlayan, 20 Ekim 1921 Ankara Anlaşması´na kadar süren Kuva-Yi Milliyecilerin başarılı mücadeleleri ile İskenderun ve Antakya bölgesinde düşmana oldukça ağır zayiatlar verdirilmiştir.

                İkinci safhada, TBMM Hükümeti´nin lideri Atatürk´ün başkanlığında, Tayfur Sökmen ve dava arkadaşları ile birlikte ?Yurtta Sulh Cihanda Sulh? parola ve stratejisini başarılı bir şekilde Birleşmiş Milletler ve ilgili devletlerle birlikte yürütülen uluslar arası diplomatik yöntemle Hatay´ın Anavatana katılmasını sağlayan bir diplomasi başarısıdır.

                İşte bu diplomasi zaferi ile, Birleşmiş Milletler 27 Ocak 1937´de İskenderun Sancağı´na bağımsızlık verilmesini oybirliğiyle kabul etti.

HATAY DEVLETİ´NİN KURULUŞU: MECLİSİN TOPLANMASI DEVLET BAŞKANININ SEÇİLMESİ 

   /resimler/2015-7/22/1123486698136.jpg

                Hatay´da yapılan Plebisitten olumlu bir kanaatin oluşması neticesi Birleşmiş Milletler tarafından Hatay´da millet meclisi seçiminin yapılmasına karar verilmiştir.

                Milletvekili seçiminde Fransızların müdahale edecekleri düşüncesiyle Hükümetimiz, bir Türk Tugayının müşahit olarak Hatay´da bulunması hususunda Fransız Hükümeti´yle görüşerek anlaştı. Türk tugayı, 5 Temmuz 1938´de Kurmay Albay Şükrü Kanatlı´nın komutasında Hatay´a girmesi, bütün Hataylıları, görülmemiş heyecan ve sevince gark ettiği gibi, senelerdir bozuk olan morallerini de düzelmiştir.

                Tugay, Reyhaniye üzerinden Hatay´a gelirken Çatalhöyük köyü´nde köprüden geçerken Mürseloğlu Kemal Bey, süvari birliğinin önünü kesip, ?Türk Ordusu Hatay´a girerse tek kızım Necla´yı kurban edeceğime and içmiştim? diyerek Albay Şükrü Kanatlı´nın ayaklarının altına kızını kurban etmek için yatırınca, Albay Şükrü Kanatlı atından atlayarak küçük kız çocuğunu kucağına almış onun yerine getirilen koç kurban edilmiştir.

                Hatay Millet Meclisi 2 Eylül 1938 Günütoplandı. Meclis Başkanlığı´na Abdülgani Türkmen seçildi.

                Saat 11:30´da devlet başkanı seçimi yapıldı ve sonuçta Tayfur Sökmen 40 oyla Cumhurbaşkanı seçildi. Bu seçim dolayısıyla Atatürk´ün Tayfur Sökmen´e gönderdiği 4 Eylül 1938 Tarihli tebrik telgrafı şöyleydi:

 /resimler/2015-7/22/1124142636116.jpg

                                                                      Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen

Bay Tayfur Sökmen

Cumhurbaşkanı

Antakya

                ?Hatay Millet Meclisi tarafından Hatay Cumhurbaşkanlığı´na seçildiğinizi bildiren telgrafınızı memnuniyetle aldım. Bu kıymetli diyarın en yüksek makam ve vazifesini ihraz ve deruhte etmiş olmanızdan dolayı sizi tebrik ederken, inkişafını daima alaka ve muhabbetle takip edeceğim. Hatay´daki faaliyetinizde muvaffakiyetinizi temenni eyler ve Hatay´ın yeni idare altında pek çok saadet ve refahlar getirmesini yürekten temenni ederim?                  K. Atatürk

                5 Eylül 1938 Günü Devlet Başkanı Tayfur Sökmen, Dr Abdurrahman Melek´i Başbakan olarak görevlendirdi. Abdurrahman Melek 4 bakandan oluşan Hükümeti şöyle kurdu: Adalet Bakanı Cemil Yurtman, Maliye Bakanı Cemal Bakı, Ziraat Bakanı Ahmet Faik Türkmen.

HATAY´IN ANAVATANA KATILMASI

         /resimler/2015-7/22/1124407324121.jpg

                Hatay Meclis Başkanlığı 29 Haziran 1939 Günü olağanüstü toplantıya çağırıldı. Yapılan toplantı sonucunda Hatay´ın Türkiye´ye katılma kararı alındı. Tayfur Sökmen Anavatana katılma olayını şöyle açıklamıştır:? Eşsiz kumandan, büyük devlet adamı Kemal Atatürk´ün bir eseri olan Hatay Devleti, O´nun himmeti ile memur ve vatandaşı kaynaşarak, gece gündüz Hatay´ın refah ve saadeti için çalışmaktaydık. Şanlı ve kahraman Türk Ordusu´nun varlığı, şevkimizi artırıyor, bize her hususta kuvvet veriyordu.

                Bu ülkü ve amaç doğrultusunda çalışırken, senelerce hasret kaldığımız Anavatana kavuşmanın heyecanı içinde Hatay Millet Meclisi oybirliğiyle 29 Haziran 1939´da Anavatana katılma kararı vererek, Hatay Devleti Atatürk´ün yüce himmetiyle tarihe 17. Türk Devleti olarak geçmiştir.

ATATÜRK´ÜN BAŞYAZARLIĞI VE HATAY DAVASINA İLİŞKİN MAKALELERİ

                ?Hatay benim şahsi davamdır, ve icap ederse yine şahsen halletmem gerekir? diyen Atatürk ömrünün son günlerini bile bu kutsal davaya adamıştı.

                Atatürk´ün 1936´da, Yunus Nadi imzasıyla Cumhuriyet´te yayınladığı makalelere ek olarak Asım Us´a 5 makale dikte ettirdi. Bu makalelerin başlıkları şöyleydi: 1. Fransa´nın Dostlarına Hitap Ediyoruz, 2. Zavallı Fransa, 3. Hala Bekliyoruz, 4. Türkiye Aldatılamaz, 5. Günü Biten İntizar

ATATÜRK´ÜN TBMM KÜRSÜSÜNDEN YAPTIĞI KONUŞMA İLE MÜCADELEYİ İLAN ETMESİ

                1 Kasım 1936´da TBMM´ni açış nutkunda Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk İskenderun Sancağı konusuna temas etti. İşte Atatürk´ün mücadeleyi ilan eden sözleri: ?Bu sırada milletimizi gece-gündüz meşgul eden başlıca büyük bir mesele, hakiki sahibi öz Türk olan İskenderun-Antakya ve havalisinin mukadderatıdır. Bunun üzerinde ciddiyet ve katiyetle durmaya mecburuz. Daima kendisiyle dostluğa çok ehemmiyet verdiğimiz Fransa ile aramızda tek ve büyük mesele budur. Bu işin hakikatini bilenler ve hakkı sevenler, alakamızın şiddetini ve samimiyetini iyi anlarlar ve tabii görürler.? Bu sözler mecliste byük heyecen yarattı, çoşkun sevinç gösterileri oldu ve gözyaşlarıyla alkışlandı.

23 TEMMUZ 1939 GÜNÜ YAPILAN DEVİR TESLİM TÖRENİ

 /resimler/2015-7/22/1125218110180.jpg

23 Temmuz 1939 Günü sabahı Albay Şükrü Kanatlı ve General Monnet arasındaki devir teslim töreni

                23 Temmuz 1939 Günü sabahı Hatay´da kalan son Fransız kıtası olan 16. Tunus Avcı Alayı´na ait birlik Kışladan saat 7:30´da çıktı. Asker çıkar çıkmaz kışlaya ilk girenler kadınlar oldu. Çok sayıda Antakyalı kadın Kışlaya doluşup her yerini temizleyip yıkadılar. Bu tarihi olayı üsteğmen Yahya Gürpınar şöyle anlatmaktadır: Kışlaya gelenler işgal yıllarında ?Kışlayı Türk askeri alınca gidip ellerimle temizleyeceğim? diye adakta bulunan kadınlardı. Bunu duyan Albay Kanatlı, isteklerini kabul etti. Kadınların sayısı 1000´e yakındı ve içlerinde zengin ailelerin kızları da vardı. Hepsi ellerinde hiç kullanılmamış süpürge ve bezlerle gelmişlerdi. İzdiham olmasın diye ancak bir kısmı içeriye alınabildi. Bunlar ?Haa ? ha girdik kışlaya Allah ömürler vere Kemal Paşa´ya diye başlayan hahalar söyleyerek temizliğe başladılar. Dışarıda hala ellerinde süpürgelerle bekleşen yüzlerce kadın vardır. Kapıda üsteğmen Gürpınar´ın yanına fakir, yaşlı bir kadın yaklaşır ve ısrarlı bir tavırla ?Evladım, ben de sileceğim, ahdım var, oğlum bu uğurda öldü, ne olur beni de içeriye al? der. Subayın gözleri yaşarır ve onu da içeri alır.

                Saat 07:45´de Marseilles eşliğinde Hatay´daki son Fransız Bayrağı da gönderden indirildi. 50.000 göz kıpırdamadan bayrağı ve yan yana duran iki devletin askeri birliklerini izlemekteydi. Saat 07:45´de İstiklal Marşı eşliğinde Türk Bayrağı kışlaya çekildi. Bayrak tepeye toka edildiğinde ortalık alkışlarla ve sevinç çığlıklarıyla çınlamaya başlamıştı. Göz yaşları artık hasret devrini tamamlayıp yurduna kavuşan Hatay´ın ve Hataylının mutluluğu için dökülüyordu. Bu manzarayı izleyen Fransız generali Monnet üzüntüsünden sararmış bir halde Albay Şükrü Kanatlı´ya dönerek: ?Albayım, siz asker olduğunuz için, bir bayrağın inmesinin ne kadar acı olduğunu takdir edersiniz? deyince, Albay Kanatlı şu cevabı verdi: ?Generalim siz 20 yıl evvel emanet olarak aldığınız kışlayı sahiplerine iade ediyorsunuz. Buna karşılık, Türk Milletinin ve Ordusunun teveccüh ve muhabbetini kazandınız. Üzülecek yerde memnun olmalısınız.?

                Böylece sembolik devir teslim işi ve uluslar arası mutabakatla kurulmuş olan Hatay Devleti´nin kendi iradesiyle Türkiye´ye katılma süreci tamamlanmış oluyordu. 

HATAY´IN KURTULUŞ MARŞI

                Her olay gibi, Hatay´ın kurtuluşu da bir marşla dile getirilmişti. Sözleri 1937´de Zihni Ardıç tarafından yazılan ve 1938´de astsubay Hasan Cilasun tarafından bestelenip alay bandosu tarafından çalınan Hatay´ın Kurtuluş Marşı önceleri Hatay´ın kurtuluş sevincini ve coşkusunu ifade ederken, şimdi de halıkn duygularına, coşkusuna ve anavatana kavuşma sevincine tercüman oluyordu.

HATAY´IN KURTULUŞ MARŞI 

Antakya, İskenderun Türk´ün iki kızıdır.

Bayrağında biri ay, biri de yıldızıdır.

Yurttan uzak illerde ağlıyor bu yavrular

Türk´ün tunçtan bağrında bu en büyük sızıdır.

Bu sızıyı sevince çevirmeyi Türk bildi.

Şahlanarak önüne ne geçtiyse devirdi.

Gözünüzün yaşını silin ey Hataylılar

Türk´ün tunçtan ordusu sevinçle coştu geldi.

SONUÇ

                Sonuç olarak söylemek gerekirse, Hatay, tarihiyle, bugünüyle yarınıyla Türkiye´nin; Hatay Halkı Türk Milleti´nin doğal ve ayrılmaz bir parçasıdır ve bu özelliğini 1918´de işgal edilişinden Anavatana katılışına kadar sürdürdüğü örnek mücadeleyle dünyaya ispat etmiştir. Mevcut yapısıyla Hatay, farklılıkları zenginlik olarak kabul eden, kültür birliğinin yarattığı yekpare bir kütle olan, her türlü ayrımcı düşünceyi reddeden, ?mozaik? tanımına sığmayacak kadar zengin, kaynaşmış, huzurlu ve dinamik bir organizma, dünyaya örnek bir kardeşlik sembolüdür. Hatay´ın işgal yıllarındaki çabaları asil bir mücadele, Anavatana katılış süreci ise, Hatay Halkının vatan sevgisinin yazdırdığı bir zafer destanıdır. Bu destanın her satırında her dinden ve her mezhepten tüm Hataylıların payı vardır. Şehitler, gaziler, kadın-erkek, çoluk-çocuk bütün halk bu eşsiz destanın parlak sayfalarında yerini almıştır ve halk, haklı olarak tarih kitaplarında da Kurtuluş Savaşı dönemindeki mücadelesine layık olduğu yerin verilmesini beklemektedir.

                En önemli husus ise, Atatürk Hatay şehididir; çünkü sorunun en karıştığı sırada kendisine hastalığı dolayısıyla doktorların kesin dinlenme ve hemen hep hareketsizlik öğütledikleri bir devrede, Mayıs 1938´de Mersin ve Adana´da asker geçit resimlerini ayakta izlemiş ve türlü gezilerde bulunmuştur. Bu tutum O´nun yaşamını en az 1-2 yıl kısaltmıştır.

                Antakya´nın 7 Aralık 1918 Tarihinde işgaliyle başlayan ve 23 Temmuz 1939 Tarihinde sona eren Tayfur Sökmen´in önderliğinde kurtuluş mücadelesine katılan, bize bu mutlu ve gurur dolu günleri yaşatan şehit ve gazilerimizi saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.       

KAYNAKÇA

  1. Hatay İşgal Yılları ve Bağımsız Hatay Devleti Kronolojisi. Mehmet TEKİN
  2. Atatürk´ün Adana Seyahatleri. Taha TOROS
  3. Hatay Kurtuluş ve Kurtarış Mücadelesi Tarihi. Nuri Aydın KONURALP
  4. Hatay´ın Kurtuluşu İçin Harcanan Çabalar. Tayfur SÖKMEN
  5. Cumhuriyet C.II. Turgut ÖZAKMAN             

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00