Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


TÜRKİYE, KARA ÜLKESİ KONUMUNA İTİLİYOR


Doğu Akdeniz´de devam eden enerji mücadelesinde, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin (GKRY) asimetrik manevraları, Yunanistan desteğinde, Türkiye´yi Akdeniz sularında on iki mille sınırlama yolunda gelişme göstermeye devam ediyor. Türkiye, Doğu Akdeniz enerji mücadelesinde mümkün olduğunca dışlanmaksızın ve etkin konumda bir yer edinmek istiyor ama gelişmelerle, giderek yalnızlaştığı görülüyor. Ancak, iş bölgeden çıkan gazın dağıtımı safhasına geldiğinde, mevcut boru hatları, güvenli aktarım olanakları ve ucuz maliyet nedeniyle, Türkiye, Doğu Akdeniz doğal gazının Avrupa´ya iletiminde, kuvvetle muhtemel kilit konumunda olacak. Burada da bir ikilem ortaya çıkıyor. Yani Türkiye karaya sıkıştırılırken, coğrafi konumundan ve topoğrafik yapısının uygunluğundan da azami kazanım elde edilmek isteniyor.  

Türkiye, Doğu Akdeniz´de tespit edilmiş enerji kaynaklarının bulunduğu bölgeye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) çıkarları ve KKTC ile yapılan antlaşmalar doğrultusunda müdahale etmekte kararlı. Halen kendine ait dört donanımlı sondaj gemisi var ve bunlardan ikisi Kıbrıs´ın güney batısından güney doğusu istikametinde, önceden belirlenmiş koordinatlarda çalışmalara başlamış durumdayken, diğer ikisi de farklı koordinatlarda çalışma yapmak üzere görevlendirilmiş durumda.

Bu aralar Doğu Akdeniz diplomasisinde en çok dile gelen kavram: Münhasır Ekonomik Bölge. Geçmişten günümüze denizlere, ortak sulara yönelik yapılmış tüm uluslararası antlaşmaların metinlerindeki açıklar değerlendirilerek, üstünlük sağlama mücadelesi de bu kavramın tanımında konumlanmalarla ve artan bir ivmeyle devam ediyor.

Türkiye, uluslararası antlaşmaları dikkate alarak, kendini kısıtlamamak için Münhasır Ekonomik Bölge açıklamasından kaçınırken, Türkiye ile Yunanistan arasında, 1930´lardan itibaren yoğun olarak devam eden Ege sorunları, bu konuda da Türkiye´nin önüne kısıtlayıcı olarak konulmaya başlandı.

Ege´de yoğun tartışmalara neden olan adalar ve kayalıklar gerginliği Kardak krizi ile zirve yapmış ve Türkiye´nin kararlı müdahalesinde kazanımla sonuçlanmıştı. Ancak, günümüzde Ege´de, Türkiye sahillerine oldukça yakın konumda ve tartışmalı olduğu değerlendirilen küçük adalar ve kayalıklar sorununun geldiği nokta, bu adaların ve kayalıkların, uluslararası hukuk çerçevesinde çözümlenemeyen durumuyla, kıta sahanlığı karmaşasında, Türkiye´nin karşısında büyük bir sorun olarak duruyor.

Yunanistan, Ege´deki her ada ve kayalığın kıta sahanlığı olduğundan hareketle ve karasularını da on iki mile çıkarma tehdidiyle, Türkiye´nin Ege´de hareketini tamamen önlemeyi hedeflerken, Meis Adası´nın konumunda ortaya koyduğu hak iddialarıyla, Türkiye´nin, Akdeniz´e açılan en önemli hattını da kapatmaya çalışıyor. Meis adasının konumundan hak elde etmeye çalışan Yunanistan, Ege ardından Akdeniz´de de Türkiye´yi sıkıştırırken, Türkiye´nin, Afrika ile irtibatını da kesmeyi hedefliyor. Bu durumda, üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, bölgenin en önemli askeri ve ticari deniz gücü olması gerekirken, karaya hapsedilmiş konuma getiriliyor.

Son gelişmelerle, GKRY´nin, adada İngiltere´nin askeri üsleri varken, Fransa´ya da üs vermesi ve uluslararası çaplı büyük enerji şirketlerini bölgeye davet ederek, küresel güçlerin desteğini almak istemesi; ekonomik kriz batağında olmasına rağmen, ABD tarafından Yunanistan´a yardım gibi görünen silah sistemleri, F-35 uçakları ve savaş gemileri verilmesi ve Yunanistan´ın uluslararası hukukta adalar devleti gibi davranış şekillerinde istemlere yönelmesi; ABD tarafından, Doğu Akdeniz gelişmelerinde, Türkiye´nin tansiyonu yükselten davranışlar sergilemesinin hayretle izlendiğinin söylenmesi, konjonktürün ne denli barut kokuları yaymaya başladığının göstergesi.

Türkiye, gelinen durumda tüm uluslararası siyasi argümanları titizlikle takip edip, mümkün olan tüm siyasi enstrümanları kullanmaya çalışırken, BOP kapsamında yaşanan bölgesel gelişmelerle, bölge ülkelerinin bir kısmıyla doğrudan diplomatik bağlantı kuramamanın sıkıntılarını yaşıyor. Bir an önce etkin tedbirler alınıp kararlılıkla uygulanmazsa, Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili olmasına ve Akdeniz´de en uzun sahil şeridine sahip olmasına rağmen, Akdeniz´de on iki mille kısıtlanıp, Ege´de adalardan hareketle kıta sahanlığı, karasuları ve hava sahası sorunlarıyla sınırlanarak, bir kara ülkesi konumuna itilmeye çalışılıyor.

Can UĞURATEŞ   

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22