Yılmaz AYDOĞAN / BÖYLE GİTMEZ!


TÜRK MİLLETİ VE DEVLETİMİZİN BEKA SORUNU -2-


 

BİR TÜRLÜ BİTMEK BİLMEYEN HAÇLI SAĞANAĞI

Haçlı Seferleri 1095 ve 1272 yılları arasında, Avrupalı Katolik Hıristiyanların Papa´nın talebi ve çeşitli vaatleri üzerine, Müslümanların elindeki kutsal topraklar üzerinde askeri ve siyasi kontrol kurmak için düzenlemiş oldukları saldırıların genel adıdır. 

1071 Malazgirt zaferiyle Türkler Anadolu´ya girmiş ve 1075 yılında İznik´i ele geçirerek burayı devletin merkezi yapmışlardı. Türklerin Anadolu´ya yerleşmesi ile Bizans´ın işgal edilme tehlikesinin doğması, başta Bizans olmak üzere bütün Avrupa devletlerini rahatsız etmişti. Haçlı seferleri, bir yandan kutsal Kudüs´ü ele geçirmek, diğer yandan da Türkleri Anadolu ve Ortadoğu´dan kovmak fikrinden doğmuştur.

Bizans İmparatoru I. Aleksios Kommones´un Türklere karşı Papa´dan yardım istemesiyle başlayan Haçlı Seferleri´nin bu ana fikri, ilk günden bugüne hiç değişmemiştir.

Hıristiyanları yapılacak kutsal savaşa davet eden Papa, savaşa katılacaklara dünyevi ve uhrevi pek çok vaatte bulunmuştu. O zamanlar Papalığın, sadece dini bir kurum değil, aynı zamanda geniş toprakların yöneticisi ve siyasi bir otorite olduğu da dikkate alınmalıdır.

Birinci Haçlı Seferi (1096-1099): Papa´nın çağrısı ile kont, dük, şövalye gibi asilzadelerin idaresinde; Alman, İngiliz, Norman ve Flamanlardan meydana gelen büyük bir Haçlı ordusu, İstanbul´da toplanıp 1096´da Anadolu´ya geçti ve İznik´i aldı. Eskişehir yakınlarında Sultan I. Kılıç Arslan´ın orduları ile karşılaştılar. Haçlıların çokluğu karşısında geri çekilmek zorunda kalan Kılıç Arslan, tarihte ilk defa, ?gayri nizami harp? denilen gerilla taktiğini geliştirerek, yıpratma savaşlarına başladı. Şehir ve kasabaları boşaltarak, suyollarını tahrip ettirdi. Güçlükle ilerleyen Haçlıların başlangıçta 600 bin kişiye ulaşan kuvveti, Kudüs önlerine gelindiğinde 50 bin kişiye düşmüştü. Haçlılar Kudüs´te bir Lâtin Krallığı, Urfa ve Antakya gibi şehirlerde de birer dükalık ve kontluk kurdular.

İkinci Haçlı Seferi (1147-1149): Musul Atabekleri´nin Urfa, Halep ve Şam´ı geri almaları üzerine Kudüs Krallığı´nın Papa´dan yardım istemesi üzerine Papa III.Öjen´in çağrısı ile başlayan İkinci Haçlı Seferi´ne Almanya İmparatoru III. Konrat ile Fransa Kralı VII. Lui, iki ayrı ordu ile katıldılar. Her iki ordu da Konya Ovası´nda ardı ardına Anadolu Selçuklu Sultanı 1. Mesut´a yenildiler. III. Konrat İstanbul´a döndü ve deniz yolu ile Suriye´ye geçti. VII. Lui ise yanında kalan pek az bir kuvvetle Antakya´dan Kudüs´e gelerek burada III. Konrat ile buluştu. Kudüs Kralı ile birleşerek, Şam´ı geri almak için kuşattılarsa da başarılı olamayıp, geri dönmek zorunda kaldılar.

Üçüncü Haçlı Seferi (1189-1192): Selâhaddin Eyyûbî´nin Kudüs´ü alması üzerine düzenlenen Üçüncü Haçlı Seferi´ne Fransa Kralı Filip Ogüst, Alman İmparatoru Frederik Barbaros ve İngiltere Kralı Arslan Yürekli Rişar katıldılar. İstanbul yolu ile Anadolu´ya geçen Alman İmparatoru Silifke´de Göksu ırmağında boğuldu; ordusu tamamen dağıldı. Deniz yolundan hareket eden Fransız ve İngiliz Kralları Suriye´ye ulaştılar. Eyyübiler´le yapılan uzun savaşlarda her iki taraf da kesin sonuç elde edemedi.

Dördüncü Haçlı Seferi (1202-1204): Üçüncü Haçlı Seferi´nin sonuçsuz kalması üzerine, Papa´nın gayretleriyle ?sadece senyör ve şövalyelerden oluşan? yeni bir Haçlı ordusu hazırlandı. Venedik´te toplanan Haçlı ordusu, gemilerle İstanbul´a gelerek İstanbul´u işgal etti ve burada bir Lâtin Krallığı kurdular. Şehri yağmaladılar. Sefer, amacından uzaklaşıp sonlandı. Haçlılar, 1261 yılına kadar Bizans üzerindeki egemenliklerini sürdürdüler.

1212 yılında, bir de sadece çocuklardan oluşan, 40.000 kişilik Çocuk Haçlı Seferi oluşturuldu. Katılan çocuklar, daha Avrupa dışına çıkamadan, yollarda telef oldular.

Diğer Haçlı Seferleri: Dördüncü Haçlı Seferi´nden sonra 5., 6., 7. ve 8. Haçlı Seferleri yapıldı. Mısır, Suriye ve Tunus üzerine seferler düzenlendi. Beşinci sefere Macar Kralı Andre (1217), altıncı sefere Alman İmparatoru II. Frederic (1228), yedinci ve sekizinci seferlere Fransa Kralı Sen Lui (1248-1270) katıldılar. Hiç biri de gayesine ulaşamadı. Suriye´de kalan Haçlı prenslik ve kontluklarına Türk Memlûk Sultanı Baybars tarafından son verildi. (1291).

Tarihi süreçte, bu 8 Haçlı Seferi sonrasında da Avrupalı Devletler Müslümanlara karşı hep ittifak halinde saldırdılar. Osmanlı´nın Avrupa´daki fetihleri neticesinde, Avrupalı halkların kafasında ?Müslüman=Türk? algısı yerleşti. Çabaların tamamının, Türkleri önce Avrupa, sonra da Anadolu topraklarından çıkartıp, geldikleri yere geri göndermek üzerine olduğu, unutulmamalıdır.

Osmanlı hep, Haçlı ruhuyla bir araya gelen Avrupalı devletler ittifakına karşı savaşmıştır.

Sırpsındığı´nda (1364); I. Murat Han karşısında Papa V. Urban´ın çağrısı üzerine, Macar kralı Layoş komutasında Bulgar, Sırp, Macar, Eflak ve Boğdan güçlerini; Birinci Kosova Savaşı´nda (1389); Sırp Lazar komutasındaki Sırp, Bosna, Hırvat, Eflak ve Çek güçlerini birlikte görürüz. I. Murat Han bu savaş sonrası, savaş alanında gezerken yaralı bir Sırp Prens tarafından şehit edilmiştir.

Niğbolu´da (1396); Yıldırım Beyazıt karşısında Papa IX. Benifacius´un çağrısı üzerine Fransız, İngiliz, İskoçyalı, Alman, Leh, Bohemyalı, Avusturyalı, Macar, İtalyan, İsviçreli, Flaman ve Rodos şövalyeleri bir araya gelmişlerdir.

Varna´da (1444); II. Murat karşısında Macar, Lehli, Ulah, İtalyan, Çek, Litvanyalı, Hırvat, Alman, Fransız ve Venedikliler; İkinci Kosova Savaşı´nda (1448); Macar Hunyadi Yanoş komutasında Macar, Alman, Lehli, Romanyalı ve Sicilyalı askerler bir aradadır.

Preveze Deniz Savaşı´nda (1538); Barbaros Hayrettin Paşa karşısında yenilen Andrea Dorya komutasındaki Haçlı donanması İspanya, Portekiz, Venedik, Ceneviz ve Malta gemilerinden oluşmaktaydı. İnebahtı Deniz Savaşı yenilgimizde de Venedik ve İspanyol donanmasının birlikte hareket ettiğini görürüz.

Balkan Savaşları´nda (1912-1913) İngiliz, Rus, Yunan, Bulgar, Sırp ve Karadağ ordularının el birliğiyle saldırması sonunda bozgun yedik. Kurtuluş Savaşımızı (1919-1922) Çarlık Rusyası, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan´a karşı verdiğimiz; içeride de pek çok isyanla sırtımızdan hançerlendiğimiz, unutulmasın.

Sonuç ve özet olarak;
1096 yılından bugüne, yağmur sağanağı şeklinde dalga dalga gelen Hıristiyan Avrupalılar´ın bir bütün olarak, Türk´ü Anadolu dışına atmaya çalıştıkları; bu amaçta kolayca bir araya gelebildikleri; bizim ise kendi varlığımız, kendi gücümüz ve tarihte Kırım Hanlığı dışında destekçimiz olmadığı; din kardeşi saydığımız uluslardan bile nankörlük ötesi düşmanlıklar gördüğümüz, tarihte satır satır yazılıdır.

Türk gençliği bunları iyice öğrenmeli, bilmeli ve unutmamalıdır.

Bir de, içeride onların politikalarına çanak tutan, taraftar olan, onların ?mandasını isteyen? kesimler bulunduğunu, sonraki yazılarda inceleyeceğiz.

DEVAM EDECEK.

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00