Türkiye’deki emekçiler, 1961 Anayasasını hazırlayan ekip sayesinde, toplu sözleşme ve grev hakkını kazandılar. Emekçiler yaşam standartlarını ve “Artı değer”i işverene kaptırmamak için kendilerine sendika bulurlar. İşçilerin ülkemize kazandırdığı katma değer paha biçilmez boyuttadır! Bu yüzden işverenden insanca yaşam isteğinin gereği olarak zam isterler. Konfederasyonların asli görevi emekçilerin gönenç içerisinde yaşamaları için gerekli hesabı-kitabı yapıp işverenden zam istemektir! Sendika ister, işveren vermezse; emekçiler 1961 Anayasasıyla kendilerine tanınan hakları kullanırlar!
1961 Anayasasını hazırlayan ekipteki hukuk doktorları ve profesörleri “Bizler emekçilere şunu-bunu bahşettik” demediler! Sendikal hakların bir insan hakkı olduğunu düşünüp “Olmazsa olmaz” diyerek Anayasaya yerleştirdiler. 1961 Anayasası Milli Bakiye seçim sistemi ve sendikal haklarla dolu olduğu için sayın Yekta Güngör ÖZDEN tarafından “Dünyanın en iyi üç Anayasasından birisi” olarak tanımlanmıştı.
Sayın ATALAY, benim yaşımdaki insanlar çok iyi bilir! Türk-İş’in Ankara’daki gelen merkez binasını Amerikalar yapmıştı. Bu inşaat işi; Batının, Soğuk Savaş sırasında Sovyetlere karşı kurduğu
“Yeşil kuşak” projesinin bir parçasıydı! Eskilerin Türk-İş için “Sarı sendika” demesi boşa değildi. Türk-İş’in genel merkez binasının ABD tarafından yapılması, bu güçlü işçi konfederasyonunu Washıngton Portakalına çevirdi. Sayın ATALAY, Türk-İş’in kasası niçin boş, siz Türk-İş’in başına bir hafta önce mi geldiniz? Genel başkanlığa seçildiğinizde, o kasa bomboş muydu? Öyleyse niçin bunun hesabını sormadınız?
Türk-İş’in kamuda 200 bin üyesi var. Bu üyeler aidat olarak, ayda bir lira verseler, ayda 200 bin lira, 10 lira verseler 2 milyon lira, 20 lira verseler bir kamyon TL yapar!
Yaşamda en rahat yastığın vicdan olduğunu biliyor musunuz? Sözleşmeyi imzaladıktan sonra çoluğunuza-çocuğunuza hangi sevgiyle sarıldınız?
1961 Anayasasını hazırlarken, emekçileri unutmayan, başta Tarık Zafer TUNAYA olmak üzere, emeği geçen tüm hukuk doktorlarını ve profesörlerini saygıyla anıyorum. Ölenlere rahmet, yaşayanlara sağlıklı bir ömür diliyorum.
“Türkiye’de siviller Anayasa yapamadı.” diyenler kimdi?
“Bu Anayasa Türkiye’ye bol geliyor” diyenler mi, Numaracı Cumhuriyetciler mi, yoksa “Yetmez ama evet”ciler mi? Yarabbim sen bizim aklımıza mukayyet ol.
Arkadaşlar biliyorsunuz Türk-İş’in genel merkez binasını ABD’liler yapmışlardı. Çok merak ediyorum, Türk-İş kendisini ABD’ye borçlu hissediyor mu? Eğer kendilerini borçlu olarak hissediyorlarsa; genel merkez binasının bahçesine Washıngton Portakalı fidanı dikerek borcu ödesinler!
Sağlıcakla kalın.
