Geçenlerde bir yerde TIME dergisinin 10.ocak.1944 tarihli sayısının kapağında bir Alman generalinin, von Manstein´in (tam adı Feldmareşal Fritz Erich von Manstein) fotoğrafını gördüm. Garip bir durum: 2. Dünya Savaşı yılları; ABD, Hitler Almanya´sıyla savaşıyor ve Von Manstein önemli generallerden biri. ABD ?nin en prestijli dergisinin kapağında bir Alman Mareşali!
Hitler birinci dünya savaşında Avusturya Macaristan ordusunda onbaşı rütbesiyle savaşmış bir askerdi. Savaş sonunda galipler öyle antlaşmalar yapmışlar ki yeniden savaşmak şart olmuştur. Hitler bu durumu kullanarak seçimle iktidara gelmiştir. Siyaset böyle mucizeler yaratabiliyor! Ne yazık sık sık tanık olduğumuz bir olay.
2. Dünya Savaşı belgesellerinde Hitlerin etrafında öyle askerler var öyle generaller var ki insanın, bu insanların bir onbaşının emrinde dünyanın kana bulanmasına katkıda bulunduklarına inanası gelmiyor. O yıllarda, belki bu yıllarda da öyledir, Alman ordusunda subaylar Prusya geleneğine göre, matematikten satranca bilardodan atletizme tarihten sosyolojiye neredeyse eksiksiz yetiştiriliyorlardı. Bu von Manstein de onlardan biri. İki dedesi ve iki babası (soy adını aldığı babası evlatlık verildiği teyzesinin kocası) Prusya ve Alman ordusunda generaller! O belgesellerde Führer´i hayranlıkla dinleyen hatta O´nun emriyle intihar eden Generallerin tümü aşağı yukarı aynı kariyerde insanlar? Ne yazık; bir despota hizmet ederek ülkelerini felakete sürüklemişler.
Ülkemizde ne yazık siyasetçi profili oldukça düşük. Çok fazla özenilmiş kişilikler yok. Öne çıkanlar sadece Parti Genel Başkanlarının lütuf ve ihsanıyla bazı payeleri kapmış insanlar. Bu nedenle olacak özellikle son 20 yılın siyasetçi profili giderek düştü. ?Bir daha nerden elime geçecek? kaygısıyla bulundukları makamları alabildiğince istismar eden sözde devlet adamlarından geçilmiyor. Siyaset böyle olunca ülke de bu duruma düşüyor ne yazık ki.
Peki, bu ülkenin Sivil-Asker Bürokrasisine ne oldu? Hiçbir kanaldan Majestelerine herhangi bir uyarı gelmiyor. İtiraz edenin vay haline.
Aylardır Güney Doğumuz kanıyor, ülkemiz kan ağlıyor. Hepimiz, bu mühimmat bu çukurlara doldurulurken bu devletin yetkilileri neredeydi diye sorduk. Hükümeti suçlamaktan başka yanıt verilmedi. Peki, o bölgede görev yapan sivil asker bürokrasi ne iş yapıyordu sorusuna da hep aynı yanıt: ne yapsınlar üzerlerinde baskı vardı çözüm sürecine sahip çıkmak adına hükümetin yetkilileri emir verdi göz yumdular. Böylece işin kolayını bulduk. Şimdi birde darbe söylentileri ortaya atılıyor. Olabilecek haklı uyarı ve tavsiyelerin de önü kesilmiş bulunuyor.
İşte beni en çok düşündüren konu bu: İkinci Dünya Savaşında Hitlerin etrafında bulunan kariyeri yüksek sivil ve askerlerden herhangi bir tepki gelmediği için Almanya ve Dünya bir onbaşının kaprislerine kurban edildi. Öyle anlaşılıyor ki, Hitlerin etrafındakiler, ya Hitler´e benzetilmişler ya da Hitler kendisi gibileri arayıp bulmuş.
Şimdi sözü nereye getireceğimi anladınız sanıyorum. Bu ülkenin darbeye gereksinimi yok! Gereksinilen doğruları sakınmadan söyleyebilecek birkaç yürekli insan. Fakat onların da artık söyleyecekleri bir şey kalmadı. Çözüm, kördüğüm oldu. Sanıyorum artık sona geliyoruz.
