Cumhuriyet Halk Partisi’nin 24 Mart 2020 tarihinde yayınladığı “Ekonomi ve Sosyal Politikalar Araştırma Merkezi Koronavirüs Raporu”nu okudum. Özellikle 5 sayfadan oluşan yönetici raporunu 2 kez gözden geçirdim. Raporda Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumun sosyal patlamayı tetikleme potansiyeli taşıdığına dair kaygılar vardı.
Rapordan bir bölüm aynen şöyle:
“Türkiye ekonomisinin salgın hastalıktan çok öncesine dayanan kırılganlıkları hastalığın yarattığı ekonomik baskılarla birleşince ülkemiz salgın hastalık tehdidinin yanı sıra ekonomik ve sosyal bir kriz yaşama riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Hastalığın yayılım hızını düşürmek amacıyla uygulanan karantina tedbirleri birçok yurttaşımızın işini kaybetmesiyle sonuçlanmış ve salgın öncesinde dahi tarihi rekor seviyelerini aşan işsizlik artık dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Yine salgın öncesi yüksek borç yüksek kur yüksek faiz baskısı altında olan KOBİ’lerimiz ve esnafımız salgın sonrası işletmelerini kapatmak zorunda kalmış ve üretim ve satış geliri olmaksızın vergi, SGK, kira, faiz ve ücret maliyetlerine katlanmak zorunda bırakılmıştır. Bu durum eğer önlem alınmazsa birçok işletmeyi yakın zaman içinde iflas riskiyle karşı karşıya bırakacaktır. İşsizliğin ve iflasların hızla artması ve özellikle yoksul yurttaşlarımızın temel gıda ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayamaması halinde hastalığın yayılımını yavaşlatmak için hayati öneme sahip karantina tedbirlerini uygulamak mümkün olmayacağı gibi bu ağır tablo yakın zamanda sosyal patlamaları tetikleme potansiyeli taşımaktadır.”
Her hafta güncelleneceği de belirtilen rapor gerçekten ciddiye alınması gerekirken Türkiye ”yardım” polemiği ile sarsıldı. Hemen hemen tüm liderler, koronavirüs salgının geçmesiyle birlikte gerek dünyada herkese ülkemizde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını beyan ettiler.
Ama görüyoruz ki, her şey değişse bile Türkiye’de siyasetten fazla bir şeyin değişmeyeceği görülüyor. Tüm toplumu tehdit eden salgını birlikte nasıl önleriz, nasıl dayanışma içinde oluruz şeklinde el ele vermesi gerekenler, yardımlar, bağışlar konusunda öne çıkmaya, siyasi paye kapma yarışına girdiler.
Halk evlerde ama her şeyin farkındadır.
Bu tür kısır çekişmeler CHP raporunda belirttiği gibi sosyal patlamaları tetikleyen şeyler olabilir.
O nedenle sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir an önce TBMM’de temsil edilen veya edilmeyen tüm partilerin liderlerini toplamalı ve bu gerginliği düşürmelidir.
